Minho inanmamıştı.
Eunwoo da inanmadığını biliyordu zaten.
O ses Soobin'e ait değildi. Buna adı kadar emindi Minho. Bu yüzden telefonu kapatır kapatmaz ilk yaptığı şey Soobin'i aramak olurken içindeki sinirin ortaya çıktığını hissediyordu. Sevgilisinin evinde başka bir erkeğin bulunması, isteyeceği son şey bile değilken, Japonya'dan beri bir şey yapamayacağı bilinci ile bulunduğu odada bir ileri bir geri yürüyüp duruyordu.
"Alo, efendim? Bir sorun mu var?" Soobin'in sesini duyar duymaz yürümeyi bırakmış, Soobin'e aceleyle emirlerini yağdırmaya başlamıştı.
"Soobin hemen Jisung'un evine gir. Şu an. Vakit kaybetme çabuk."
Soobin duyduğu şey ile ne yapacağını şaşırırken içinde bulunduğu arabadan hızla çıktı ve çocuğun evinin bahçesinden içeriye girdi. Aceleci adımlarla ilerlerken bir yandan da cebinden evin anahtarını çıkartmaya çalışıyordu. Küçük çocuğun her ihtimale karşı ona evinin yedek anahtarını vermesi şimdi işe yarayacaktı anlaşılan.
"Çabuk ol Soobin."
"Bir dakika efendim." Anahtarla kapıyı açmış ve içeriye girmişti o sırada. Işıklar kapalıydı. Karanlık salonda etrafa bakınmış, fakat hiçbir şey görememişti.
"Bütün evi kontrol et biri var mı diye. Birini görürsen anında söyle bana." Soobin patronunun göremeyeceğini bilse bile başını olumlu anlamda salladı ve ses çıkarmamaya özen göstererek alt kattaki odaları kontrol etmeye başladı ilk önce.
Bütün katı kontrol etmiş, kimseyi görememişti. Zaten birinin olmasına imkan yoktu ki. Eğer birisi eve girseydi bundan elbette haberleri olurdu. Evin her yanı korumalarla kaplıydı, yerlerinden hiçbir zaman ayrılmazlardı.
Tam mutfağı kontrol ediyordu ki o an silah sesini hatırladı. Olaya bakmak için kapının önündeki korumaları da yanına almıştı, dolayısıyla kapının önünde bekleyen biri kalmamıştı. O ara birinin içeriye girmiş olma olasılığı yüksekti. Fakat eve yabancı girseydi illa ki Jisung onu görür, Soobin'e haber verirdi.
Kafasında bir mantık kuramıyordu Soobin.
"Efendim alt kat boş. Kimse yok."
"Tamam, vakit kaybetmeden yukarıya çık."
Aldığı emirle koşarak merdivenleri çıktı Soobin. Bunu yaparken ses çıkarmamaya özen gösterse de ayak sesleri net bir şekilde duyuluyordu. Eğer Jisung'un uykusu derin olmasaydı bu sese uyanabilirdi.
İlk önce kattaki diğer odaları iyice kontrol etmiş, kimse olmadığından emin olduktan sonra da küçük çocuğun odasının önünde durmuştu.
"Jisung beyin odasını da kontrol edeyim mi efendim?" Karşı taraftan gelecek cevabı beklerken kapının kolunu iyice kavradı. Her an içeriye girmeye hazırdı. "Evet, ama Jisung'u uyandırmamaya çalış. Korkarak uyanmasın."
Kapı kolunu yavaşça indirip ses çıkma olasılığını azaltan Soobin, karanlık odada etrafa bakınmaya başladı. Çalışma masasının, yatağın altına baktı. Hatta dolabının içini açıp orayı bile kontrol etti fakat kimse yoktu. O sırada sırtına vuran soğukluk ile arkasını döndü.
Pencere sonuna kadar açıktı.
Bu onu şaşırttı çünkü evin içi sıcacıkken ve Jisung ince kıyafetlerle evde dolaşırken camı açacağını düşünmüyordu. Hele ki altında kısa bir şort varken.
Dolabın kapağını kapattığı gibi rüzgarın estiği yöne doğru ilerlemeye başladı. Jisung'un kıpırdandığını duysa da bu onu durdurmaya yetmedi. Sessiz adımlarla yürümeye devam etti. Tam camdan aşağıya sarkmış, dışarıyı kontrol ediyordu ki o anda aşağıdan bir ses geldiğini duyup bakışlarını indirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Claim ꨄ Minsung
Fanfiction"Ben çocuklara zarar vermem." "Benden korkma..." ☆mafya kurgusu !Dikkat femsung içerir!