KATİL

Poyraz Eser!!.

O günki tehdidinin ardından 1 hafta geçmişti ve o hâlâ ortada gözükmüyordu. Bu süre zarfında Sema ile sıkı bir dostluk kurmuştuk. Hayatımda olan herşeyi ona anlatmıştım o ise sürekli 'Poyraz Eser' den ve çetesinden uzak durmamı söylemişti neden uzak durmam gerektiğini sorduğumda ise yakında anlarsın diyerek beni geçiştirmişti.

Gözüme vuran güneş ışınları ve teyzemin o tatlı sesi ile hafta sonuna merhaba demiştim..

"Hadi uyan uykucu" yüzümü buruşturarak saatte baktığım da gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ne yani saat iki mi olmuştu? İstanbul' daki ilk hafta sonumu yatakta geçirmek istemediğimden hemen ayaklandım ve teyzemin yanağına masum bir öpücük kondurup banyoya koştum ilk defa odamda banyo olduğu için seviniyordum daha fazla vakit kaybetmek istemiyordum. Hızlı bir duşun ardından dolabımın karşısına geçtim ve kot şortumu onun üstüne de sarı straplez badymi giydim saçlarımı kuruladıktan sonra fön çekip saldım ilk İstanbul turu için hazırdım aşağı indiğimde kahvaltı yapmakta olan o gerzek kuzenimi gördüm, beni fark ettiğinde

"Günaydın kuzen, bu arada sarı yakışmış" dedi ve beni süzmeye başladı. Daha fazla bu bakışlara maruz kalmak istemediğimden;

"Günaydın sudecim ve teşekkür ederim" dedim ve hemen yanında ki sandalyeye oturup kahvaltı etmeye başladım o arada teyzem gelip o hiç hiç ama hiç duymak istemiceğim şeyi söyledi.

"Bugün Melike'nin toplantısı var canım seni mâlesef ki gezdiremicem ama Sude emrine amâde seni o gezdiricek" dedi ve gülümsedi. Hadi ama Afra hadi bişey türet bu kıza 1 gün boyunca dayanamazsın hadi karamela, hah evet süper aklımı öpeyim ben ya Allah kahretsin çok zekiyim, hooobaa.. gibi saçmalıklara devam ederken artık konuşmam gerektiğini anladım.

"Yok teyzem hiiç gerek yok benim canım kuzenim kendini hiiç yormasın benim Semaya sözüm var hani geçenlerde bahsettiğim arkadaşım" dedim ve zafer gülümsemesini yüzüme şapadanak yerleştirdim.

Hiç beklemediğim anda benim o salak kuzenim konuşmaya başladı..

"Ay vallaha rahatladım. Anneee o zaman ben herkezin gittiği o partiye gidebilirim dimii hem Afra'nın arkadaşına sözü varmış lütfeen-lütfen-lütfen" bu kız beni teyzemin zoruyla mı gezdircekti yani, bende bu niye böyle sevgi pıtırcığı oldu diyodum derken o ağzını öptüğüm teyzem konuştu.

"Dikkatli olun dememe gerek yok sanırım, en geç saat 12'de herkez yataklarında olucak!" dedi ikimizde başımızı salladıktan sonra ben Sema'yı aradım o da bugün müsait olamadığını bir aile yemeğine katılması gerektiğini söyledi hadi bakalım Afra başının çaresine bakıcaksın diyerek dışarı çıktım yani sonuçta Sude cadısıyla gezmektense yalnız gezmek daha iyidir.

Taksiye bindiğimde hiçbir fikrim olmadığı için adres veremedim, adam bana öylece bakarken,

"Ben buraya yeni taşındım da bildiğiniz eylenebileceğim bir yer var mı?" diye sordum tüm samimiyetimle, adam da burada çok güzel eğlence mekanları olduğunu söyleyip beni çok şık bir sokakta bırakıp gitti. Ben etrafa aval aval bakarken yanımdan benim yaşlarımda iki tane genç kız geçti onların peşine takılmakta karar kılıp yavaş adımlarla onları takip ettim bir klubün içine girdiklerinde ilk başta geri dönmek için geri adım atsamda buraları gezerek keşfetmem gerektiğini anlayıp içeri girdim gündüz saatlerine göre epey kalabalık olan klübe göz gezdirdim boş biyer bulup oturduğumda etraftakilerin bana baktığını fark ettim garson yanıma geldiğinde

"Neden bana böyle bakıyorlar" dedim o ise

"Mühim birşey yok efendim ilk defa görüyorlar ya ondandır, ne alırsınız" diye sordu buralarda ne içilir ne yapılır en ufak bir fikrim olmadığından

"Ne önerirsiniz?" diye sordum adamda kafasını sallayıp arkasını dönüp gitti geldiğinde elinde bulunan anlam veremediğim bardağı bana uzattı ve

"Afiyet olsun efendim" dedi ve kıkırdayarak yanımdan uzaklaştı.

2 SAAT SONRA POYRAZ'DAN

1 haftadır babamın verdiği işlerle uğraşırken yeni kızımıza haddini bildirememiştim. Hemen bizimkileri arayıp klube gelmelerini emrettim. Ve hazırlanıp evden çıktım babamın o pis paralarıyla bana hediye ettiği araçlardan rast gele bir tanesinin anahtarını aldım. Otoparka geldiğimde elimde ki anahtara bakmak aklıma geldi. Motorun anahtarını almıştım ilk aracımdı motor benim, ilk tutkum fazla zaman harcadığımı fark edip motora atladım çok geçmeden klubün önüne gelmiştim. Bizimkilerin kapıda beklediğini görünce bir kere daha kendimle gurur duydum iyi yetiştirmiştim onları, içeri girdiğimde herkezin sustuğunu fark ettim ne olmuştu, kim ne yapmıştıda herkez beni gördüğünde korkudan susmuştu. Locama baktığımda bir kızın masanın üstüne çıkıp dans ettiğini gördüm o kadar sinirlenmiştim ki hangi cesaretle benim locamda benim masama çıkabilirdi bu sürtük hızlı adımlarla ilerlerken Behlül kolumu tuttu ve "Sakin ol abi" dedi. Locaya vardığımda kızın arkası dönüktü kolundan tutup çevirdiğimde okulda ki yeni kızla karşılaştım ayakta duramıyordu sarhoş olmuştu bu kadar içkiyi bu kıza kim vermişti.

"Bu kıza kim bu kadar içkiyi verdide bu kız sarhoş oldu laaan" diye bağırdığımda dj müziğide durdurdu o kadar kuvvetli mi çıkmıştı sesim derken önümde ezilip büzülen benim yaşlarımda bi çocukla karşılaştım.

"Sen mi verdin bu kıza bu kadar içkiyi" sakin olmaya çalışıyordum bi önümde dans edip kendi kendine şarkı söyleyen yeni kıza birde karşımdaki çocuğa bakıyordum.

"Evet abi ben verdim, affet" sakin ol Poyraz sakin kendi kendimi teselli etmeye başlamıştım ama ne kadar dayanabilirdim orası meçhul.

"Niye peki koçum"
"Abi eğlenmek istedik tanıdığını bilseydim verir miydim, hem 2 kadeh verdim alışkın değilmiş nerden bilecektim" git gide sinirlenmeye başlamıştım karşımda duran çocuğa bağırmaya başladım.

"Ulan amına kodumun çocuğu sen eylencen diye bu kızı biri altına alsaydı ne bok yicektin dua et bu kızın başına bişey gelmeden ben geldim yoksa seni gebertmeden bırakmazdım, şimdi kaybol!!" dedim ve yeni kızı kucağıma alıp yan taraftaki pansiyona geçtim. Allahtan özel bi odam vardı da milletin pisliğiyle uğraşmayacaktım derken kucağımda yüzü çok tanıdık gelen ama bir türlü çıkaramadığım kız bişeyler sayıklamaya başladı..

"Anne, baba gitmeyin, beni yanlız bırakmayın Mete sen kal bari gitme beni de alın cennete benide alın" fısıltıyla çıkan sesini zor da olsa duymuştum.

"Yoksa yoksa bu kızz!!!"