KATİL

Poyaz ve ben..

Sabah muhteşem bir baş ağrısı ile yatakta doğrulmaya çalıştım.

Gözlerimi araladığımda evde olmadığımı fark ettim peki ya neredeydim ben, burası neresiydi derken koltukta çok rahatsız bir biçimde uyuyan Poyraz'ı gördüm hemen üstümde ki çarşafı kaldırıp giyinik olup olmadığıma baktım hele şükür çıplak değildim tam rahatlamaya başlamıştım ki çarşafı yeniden kaldırıp üstüme baktım üstümde benden 1 tane daha girebilecek büyüklükte olan t-shorte daha sonra da ayağa kalktığımda rahatlıkla çıplak kalabilecek olduğum eşofmana baktım. Beni soymuş olamazdı dimi yok yok olamazdı derken telefonumun sesi ile düşüncelerimden sıyrılıp ekrana baktım.

Eyvaaah Teyzem!!!

"Afracım kahvaltıya gelecek misin yoksa arkadaşında neydi adı heh Sema ile birlikte mi yapacaksın" dediğinde ufak çaplı bir şok geçirdim ben ne olduğunu çözmeye çalışırken Poyraz'ın uyandığını fark ettim bu işte kesinlikle parmağı olduğunu düşünüp teyzemin dediklerini sesli bir şekilde tekrar ettim.

"Teyzecim şimdi sen bana kızmayıp kahvaltıyı Sema ile yapıp yapmıcağımı mı soruyosun" dediğimde Poyraz kafasını bana çevirip dudaklarını oynattı.

"Dün o kızla konuştum teyzenle yaşadığını söyledi kızacağını tahmin ettim küçük bi oyun" dedi ve banyoya girdi. Teyzem de

"Neden kızayım canım dün gece arkadaşın onlarda kalacağını seni merak etmememi söyledi" dedi içimden Sema'ya teşekkür ederken teyzeme Sema ile kahvaltı yapacağımı söyleyip kapattım. Çok geçmeden Poyraz banyodan çıktığında;

"Beni sen mi giydirdin" dedim o da yüzüme bakmayıp

"Kıyafetlerine kustun hatırlamıyor musun?" Dedi bende kafamı hayır anlamında sallayıp
"Çok utanıyorum" dedim ve kafamı yastığa gömdüm

"Neden" dediğinde ise

"İlk defa içiyorum ve anla işte utanıyorum hem her yerimi gördün" dedim şuan kıpkırmızı olduğuma emindim. Kafamı kaldırdığımda gülümsemesi gözüme çarptı çok çekici oluyordu ama ona baktığımı fark etti ve hemen o karanlık çocuğa geri döndü.

"Utanman iyidir bir daha tekrarlamazsın" dedi ve devam etti "aç mısın?"

"Hemde kurt gibi" dedim ve gülümsedim bana anlam veremediğim şekilde bakıyordu beni tanımaya çalışan biri gibi..

Çok geçmeden lüks bir restorantın önünde durduk boğaza nazır bir yerdi. İstanbul'a bir hafta önceden gelipte boğaza gelmeyen tek salak bendim sanırım üstelik teyzemin evi boğaza çok yakınken. Poyraz'ın bana baktığını fark ettim ona döndüğümde önüne döndü göz göze gelmeyi sevmiyordu anlaşılan...

"Hadi in geldik yeni kız" neden bana sürekli yeni kız dediğine anlam veremiyordum ismim gayet güzeldi en azından ben seviyordum derken artık bana saygısızlık yaptığını anlamsı gerekiyordu..

"Afra" bana böm böm bakıyordu ne dediğimi anlamamış gibi sanırım ismimi bilmiyordu. Tekrar edip.

"İsmim yeni kız değil, Afra" dedim. Kafasını tamam anlamında sallayıp yürümeye başladı bende arkasından küçük adımlarla onu takip ettim..

Çok sıcak bir ortamdı, tam güzel bir yer bulup oturuyordum ki kolumda ki kolu hissettim.

"Burası değil" dedi ve yukarki katı işaret etti. Anlam veremezken büyük büyük adımlar atmaya başladı bende koşarak arkasında ki yerimi aldım. Büyük ve sadece bizim bulunduğumuz gri tonlarında ki salona geçtik etrafı incelemeye başladım. Duvarda kocaman boydan boya güzel bir kadının resmi vardı, çok duru bir güzelliğe sahipti. Biraz daha kafamı çevirdim orta da toplantı masası gibi bir masa üstünde de mükemmel bir kahvaltı o an da karnım anlam veremediğim bir şekilde guruldadı akşam yemeği yemediğim içindir büyük ihtimal derken yanımda duran Poyraz;

"Otur hadi karnından gelen saçma sesleri daha fazla duymak istemiyorum" hah yesinler seni haspam diyerek yüzümü buruşturdum. Daha fazla dayanamayarak oturdum ve masaya göz gezdirdim. Patetesli börek vardı annem her hafta sonu yapardı, gözlerim dolmaya başladığında gözlerimi yumdum. Hayır ama ağlayamazdım derken gözümden iki damla yaş süzüldü.
Gözümü açtığımda Poyraz'ın o ifadesiyle karşılaştım bu daha fazla ağlamama neden oldu. Yanıma geldi ,bana sıkıca sarıldı ve şunları fısıldadı kulağıma.

"Kimse için göz yaşı dökme yeni kız, benden sana intikam öncesi bir tavsiye"