Odanın kapısını Annem açmıştı.
Y/M: hep senin gibi bir oğlum olmasını istemiştim
Saebom: anne?
Y/M: SEN SUS GİTTE BULAŞIKLARI YIKA
Saebom: yazıklar olsun
Hyun-jin abime dil çıkarttı.Hyun-jin: kaynana bile seviyor beni
Luna: götün kalktı seninde
Annem abimle kavga etmeye başlamıştı.Hyun-jin: lütfen odadan çıkar mısınız yani rica değil bu bir emirdir ne demek istediğimi anlayabiliyor musunuz?
Luna: ne demek istiyorsun?
Hyun-jin: yani kısacası sıçtın Lunacım. Bu saatten sonra ölü anam dirilse seni benden kimse kurtaramaz.
Luna: ananskim.
Herkes odadan gidince yutkunup huncine baktım.Luna: sakın!
Beni yakalayıp duvara yapıştırmıştı. Yüzümü emcükleyerek öpmeye başlayınca kendimden geçmiş Hyun-jin'in konuşmasını anlamamıştım.Hyun-jin: Hey hey. Senin böyle dörk köşe olacağını bilseydim daha önceden yapardım.
Luna: ne?
Hyun-jin: Felix'i aradım birazdan burda olur istediğin bişey var mı? Getir Felix emrine amade~
Luna: Felix'i kölen gibi kullanmaya devam mı ediyorsun
Hyun-jin: evet elbette neden sordun ki?
Tam Hyun-jin dudağıma yapışacakken kapı çaldı. İlk önce bakmaya o gitti sonra arkasından koştum. Felix gelmişti ve elinde bir çicek buketi ve bir hepiye kutusu vardı.Hyun-jin: benim için mi? Tişükkürler aşkım benimmm
Hyun-jin çiçekleri alıp benim odaya kaçınca Felix ile arkasından şaşkın şaşkın baktık.Felix: n'oldu buna?
Luna: az önce beni sömürdü.
Felix: afiyet olsun ne diyeyim. Buda senin. doğum günün kutlu olsun.
Hediye kutusunu açıp içindeki çikolataları gördüm.Felix: umarım en kısa sürede çoğalırsınız yenge.
Ona ters ters baktım.Luna: FELİX
Felix: tamam sustum.
Onu içeriye alıp onun için bir dilim pasta kesip tabağa koydum. Felix pastayı yerken Hyun-jin'in yanına çıktım.Luna: naber?~
Hyunjin yatağıma uzanmış telefona bakıyordu. Gidip göğsüne yattım.Hyun-jin: çok yorgunum uyuyalım mı?
Luna: olur.
Hyun-jin beni öpüp yastığı düzenledi ve bana sarıldı. Uykuya dalmış olacağız ki uyandığımda Hyun-jin'i yanımda bulamadım aşağıya inip anneme sordum.Y/M: seni uyandırmak istemedi sessizce evine gitti.
Gidip kapıyı açtım ve etrafa bakındım. Yerde bir kağıt vardı ve sayılı bişey ve saat yazıyordu. Gidip konumdan araştırdım. Bu bir oteldi saat ise 21.30 diyordu. Bunun Hyunjin'in bir hediyesi olduğunu düşünüp hızla hazırlandım. Saat 21.00da evden çıkıp o otele yürüdüm. Bana hediyesini merak ediyordum. Kağıdı incelerken bir oda numarası görüp sevindim. Çok geçmeden otele gittim. O odayı bulup kapıyı tıklattım. Cevap gelmeyince kapıyı açtım. Ortada büyük bir yemek masası vardı. Odayı sadece masanın üstünde yanan şamdan aydınlatıyordu. Odaya adımımı atar atmaz gözlerim iki el tarafından kapatılıp boynuma öpücük konduruldu. Hızla sıcak ellerini ellerimin altına aldım. Gözlerimi bir bandajla örtüp beni sandalyeye oturttu. Şamdanların ışığı bandajımın içine sızarak onun geniş omuzlarını görmemi sağladı. Bandajımı indirdim. Siyah gömlek ve siyah pantolon giymişti. Mini bardan bir viski şişesi alıp bardaklara doldurdu. Gidip sırtına sarıldım. Bir sıkıntı vardı. Karın kasları daha sık, göğsü daha genişti.Luna: Hyun?
Dudaklarındaki sigarayı farkettimLuna: bekle. Sende kimsin?!
Cevap gelmeyince yüzüne bakmaya çalıştım. Bunu farketmiş olacak ki hızla beni tutup yüzüstü dolaba sıkıştırdı. Ellerimi sırtımda yakalayarak kaçmamı engelledi.Luna: bırak beni!
Nefesi kulağıma değiyordu. Boynumdan yakalayıp kafamı kendine çekip boynumu ısırmaya başlayınca tedirgin oldum. Nefesindeki alkol kokusu burnumu yakıyordu korkuyla yutkundum.Luna: tacizci pez-
Sözümü bitirmeden ağzımı kapattı. Sonra beni sandalyeme götürüp oturttu. Ayaklarımı sandalyeye bağlayıp yatağının yanındaki yüz maskesini yüzüne taktı. Yanıma gelip önümdeki tabağın kapağını açtı. Tabaktaki bifteğe ve ona baktım.Luna: aç değilim.
Viski dolu bardağı getirip önüme koydu. Gidip karşımdaki sandalyeye oturdu. O bifteğini yerken ben sessizce sandalyede oturup yere baktım. Bifteğe ne kattığını bilemezdim o yüzden yemek istemedim. Yanıma gelip bifteğimden bir parça kesip çatala aldı. Dudağıma sürdü ama ağzımı açmadım.Luna: istemiyorum
İç çekip buzdolabına yürüdü. Elinde bir paketle geri döndü. Bifteğimi çekip paketin içindeki pastayı önüme koydu. Mumları yakıp bana baktı. Etkilenmemiştim. Mumlara üflemedim sadece yanmalarını izledim. Aniden maskesini çıkarınca ona baktım.Seo-joon: eğlenceli olacağını düşündüm. Seni mutlu etmek cidden çok zor iş Luna.
Luna: piç kurusu. BENİ RAHAT BIRAK DEMEDİM Mİ?! NEDEN ISRARLA BANA YAKINLAŞMAYA ÇALIŞIYORSUN?! BENİM SEVGİLİM VAR!
Seo-joon: SENİN BAŞKA ERKEKLERLE GEZMENE DAYANAMIYORUM SANA GÜN GEÇTİKÇE TAKINTILI OLMAYA BAŞLADIM VE ARTIK İÇİMDE TUTAMIYORUM! SENİ MUTLU ETMEK İSTİYORUM LUNA!
Luna: EĞER BENİ RAHAT BIRAKIRSAN ZATEN BEN MUTLU OLACAĞIM! SENDEN DOĞUM GÜNÜMÜ KUTLAMANI İSTEYEN OLMADI ZATEN! SENDEN KUTLAMA YAPMANI İSTEYECEK KADAR DÜŞMEDİM! ŞİMDİ ÇÖZ BENİ!
Seo-joon: senin böyle çabalaman içimde birşeyleri harekete geçiriyor tatlım~
Luna: İÇİNE SIÇAYIM!
yanıma gelip parmaklarını ağzıma sokup dilime baskı uyguladı. Midem bulanınca sırıtıp biraz daha ileriye ittirdi. Dayanamayıp gözümden yaş gelince nefes alamamaya başladım. Bilincimi kaybedecekken elini ısırmıştım. Aniden elini çekince nefes alarak yüzümü sildim. cebindeki anahtarı alıp ayaklarımı çözünce odadan kaçtım. Merdivenlerde beni yakalayınca çığlık attım. Güvenlik gelip onu odasına gönderince otelden çıkıp taksiye bindim. Hyunjin'in evine gidip kapıyı çaldım. Makyajım akmış haldeydim. Beni tedirginlikle içeriye aldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CLASS PRİNCİPAL || HYUN-JİN
FanficHyunjin: hayatımın anlamı aşkım şeker parem nerdesin 50 mesaj oldu cevap vermiyorsun Luna🌙: yaa sus ya zaten fahişenin teki bana dadandı Hyunjin: kim o Luna🌙: Seo-joon mudur nedir artık Hyunjin: eee ne dedi ve ne dedin Luna🌙: olur dedim beni grat...