Medya'da ki Tanıtım Videosu...
Fotoğraf ise Barış ve Doğa'nın hareketi
Bu bölüm çok daha farklı bir bölüm olacak.Yeni karakterlerimiz var.Aleksy ve Juro.
Doğa ve Barış arasında yakınlaşmalar olabilir...
İyi okumalaar....
Akşam babam eve geldiğinde hepimiz hazırdık.Ben balkondan karşı apartmanı inceliyordum Daniel'i görme umuduyla.Omzumda bir el hissettiğimde yavaşça bakışlarımı omzuma taşıdım.
"Baba" dedim kısık bir ses tonuyla."Hazır mısın?" dediğinde gülümseyerek kafa salladım. Saçlarımı hafifçe örmüştüm.Pembe bir parlatıcı vardı dudağımda.İçeri girdiğimde annem karşımda bana bakıyordu.yine her zaman ki gibi kıyafetini abartmıştı.Mor şifon kısa bir elbise ayağına da kıyafetinin yakasında bulunan küçük açık yeşil çiçeklerin renginde bir topuklu ayakkabı giymişti.Yine de çok güzel bir kadındır annem.Abim odasından hışımla çıktığında hepimiz hayretle abime baktık.
"Ne oldu oğlum" diyen babam bir yandan da salonda ki büyük aynadan,kravatını bir kez daha düzeltiyordu. "Babacığım ben biraz rahatsızım da...Gelmesem darılır mısın?" dediğinde ağzım açık abimin yalanına şahitlik etmiştim. "Yalan söyleme" diyerek üstüne yürüdüğümde annem "Ya Çağla dur yerinde" dedi ve kolumdan tuttu. "Baba yalan söylüyor Abim" dediğimde babam bizi takmamıştı bile.Kapıya doğru hızlıca yürüyüp kapıyı açtığında "Hadi herkes arabaya" dedi.
Ben abime ölümcül bakışlarımı yollarken o da bana aynısın yapıyordu.Yolculuk gürültülü ve kavgalı geçmişti.Arkada sürekli abimle birbirimize laf sokup duruyorduk.Öfkem elle tutulur şekle gelmişti.
Davet için tekneye ulaştığımızda arabada bir sessizlik oluştu. "Ne kadar güzel bir yermiş burası Kadir" diyen annem gözlerini tekneden alamamıştı."Evet tatlım.Hadi girelim"
Davete geleli yarım saat olmuştu ama benim ömrümden on yıl gitmiş gibiydi.Ne bir eğlence ne bir arkadaş.Elimdeki bardaktaki son damla meyve suyumu da içip yeni bir tane almak için teknede ki barın yolunu tuttuğumda artık sıkıntıdan patlamak üzereydim.Burada ne arkadaş,ne de konuşabileceğim biri vardı.O sırada yere eğik olan başımı kaldırıp barın etrafındaki insanlara baktım.Hepsi küçüktü.9-10 yaşlarındaydılar.Birisi hariç.Şuan tam da bana bakan çocuk bildiğimiz adamdı.Yani yanındakilere göre.Hala bana bakan çocuğa bakıyordum.Siyah saçları ve beyaz teni insana 'bakta yakışıklı gör' dedirtiyordu.En sonunda abim Barış'ın yanıma gelmesiyle son buldu bakışma."Sıkıldın mı prenses?" dediğinde ben bara doğru yürümeye devam ediyordum.
"Evet abi" diyerek kollarımı göğsümde birleştirdim. "O zaman bu dansı bana lütfeder misin evimin prensesi?" diyerek elini uzattığında gülümseyerek ona baktım. "Elbette bayım" dediğimde elimden tutup kalabalığın içine yürüdük.Müzik sesi ve denizin kokusu insanın ruhunu okşuyordu.Abim dans etmekte üç yıl ihtisas yapmıştı resmen.Çok güzel dans ediyordu."Çok sıkıcı değil mi?" diye sorduğunda dudağımı hafifçe kıvırdım."kesinlikle.Küçükken böyle davetlere gelmeyi çok severdim.Ama bir süre sonra insanı sıkıyor.Yani sonuçta bu iş için verilen bir davet ve sadece iş konuşuluyor" diyerek yutkundum.Abim hafifçe kıkırdadıktan sonra "Birazdan doğa gelecek" dediğinde gözlerimi kısarak ona baktım.Sırf beni tam sinir edebilmek için dansa kaldırmıştı Bad boy.Elimi elinden çekip durdum."Ne oldu?" diye hayretle sorunca "Oh vallahi.Sen hep istediğini yap ben..." diyerek sustum.Arkamı dönüp hızla yürüdüğümde abimin kahkaha seslerini duyabiliyordum.Bara doğru ilerleyip "bir bardak vişne suyu alabilir miyim lütfen?" dediğimde barmen adam gülümseyerek arkasına döndü.Bir bardak alıp,tezgahın altından bir kutu vişne suyu çıkardı.Bardağa doldurup önüme koyduğunda onu alıp teknenin en sakin olan hafif karanlık bölümüne gittim.Meyve suyumu yudumlarken ayak sesleri duymuştum.korkudan arkama da bakamıyordum.Aklımdan saçma sapan fikirler geçiyordu.Silkinip kendime geldiğimde 'Bu teknede kötü niyetli bir insan olamaz.Hepsi babamın tanıdığı' diye düşünürken tüm cesaretimi toplayıp arkama döndüm.Arkamda barda gördüğüm o çocuk vardı.Beyaz tenli siyah saçlı olan.Sessizce bir oh çektikten sonra mavi gözlerinin içine baktım."Pardon bir şey mi arıyorsunuz?" diye sorduğumda "Türkçem çok iyi değil" dedi."bugün çok fazla yabancıyla tanıştım" dedim sessizce.İngiliz aksanıyla "Pardon" dediğinde gülümsedim."nerelisiniz?" diye sorduğumda "Polonyalıyım.Fakat ingiltere'de yaşıyoruz" diyerek cevap verdi.Anlamıştım aksanı aynı ingiliz aksanıydı.Yüzü asık gibiydi biraz."İyi misin?" diye sorduğumda bakışlarını bana taşıdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARŞI KOMŞUM ÇOK TATLI
Dla nastolatkówÇağla 17 yaşında yaptığı her işi üstüne bulaştıran bir genç kız.Karşı komşusuna laf atayım derken kendisini bir oyunun içinde bulur.Oyun oynadığı kişi aslında birilerinden intikam almak istiyordur. Bakalım oyuna kanacaklar mı?Ne kadar inandırabilece...