Sevgili okurcanlar , bir önceki bölüm ilginiz ve yorumlarının beni musmutlu etti. Finalde size bir kere daha soracağım o zaman son kararı vermiş olacağız. Umarım bölümü beğenirsiniz. Aynı zamanda soru cevapları en kısa zamanda yayınlamaya çalışacağım.
Multideki ise , sevgili Poyraz'ımız.
İyi okumalar delikanlı kızlar !
İpek
Gözlerimi açmaya çalıştıkça daha çok yoruluyor , kendimi yatağa bağlamak istiyordum. Bir süre sonra gözlerimi araladım. Yavaşça yatağımdan doğruldum. Kızların yataklarında baktığımda boş olduklarını görmemle , kaşlarımı çattım. Kahvaltı saati geciktirmiş olsam bile Nil beni mutlaka eziyet ederek uyandırırdı ? Bu işte bir şeyler vardı. yavaşça yatağımdan indim. O sırada dolapların kapaklarını açık gördüm. İstemsiz bir adım attım ve dolapların bomboş olduğu gördüm.
Kızların kıyafetleri yoktu !
Benim ve Asya'nın kıyafetlerinin olduğu dolaba baktım. benim kıyafetlerim vardı , ancak Asya'nın kıyafetleri yoktu. dolabı yavaşça kapatırken aklıma gelen düşünceyle sinirle soludum.
Beni asla bırakıp , gidemezlerdi !
Asla !
Böyle bir düşünce dahi geçemezdi aklımdan. Biz , hep birlikte olacaktık. Anca beraber , kanca beraberdi bizim sözümüz. Saçlarımı sinirle çekiştirdikten sonra terliklerimi dahi giymeden çıplak ayaklarımla odadan çıktım. Yanında geçtiğim odalara bakıyor , ardından merdivenlere yöneliyordum. Hızlıca merdivenlerden indikten sonra karşıma çıkan şahısla durdum.
Asya'nın babasının burada ne işi vardı?
"Asya?"dedim soru sorarcasına.
Cevap , Ali bey'den değil de yurt kapısının orada elinde bavulla dikilen Asya'dan gelmişti.
"Ailemi bulduğuma göre gidebilirim."
"Sen-"dedikten sonra kafamı ellerimin arasına aldım.
Hayır ! Gidemezdi ! kafamı tekrar kaldırdığımda ne Ali bey vardı ne de Asya.
Sessizlik o kadar rahatsız ediciydi ki bir an dondum. Hızlıca yurdun kapısına yöneldim. Dışarıda lapa lapa yağmakta olan karı umursamadan çıktım. Yurdun boş bahçesine bakakaldım , gitmiş miydi yani Asya ?
Omuzlarım çöktüğü sırada bahçe kapısının önünde bavulla bekleyen birini fark ettim. Dikkatlice baktığımda onun Nil olduğunu gördüm. Koşarak yanına gittim ve koluna dokundum.
"Nil!"
Sarı saçlarını , kırmızı bir şapkayla içine sokmuştu. Açık mavi gözleri solmuş ve , "Ben gidiyorum."demişti sadece.
Beynimde yankılanan cümleyle umutlarım yerle bir olmuştu. Kendimi kaybetmişçesine Nil'e bakakalmıştım. Konuşmak istiyor , yapamıyordum. Ağzımı bıçak açmıyordu kısacası...
Neden konuşamıyordum ben ?
Gitme demek istiyordum. Ama ağzını açtığımda kelimeler çıkmıyordu. Sesim yok olmuş , Nil'in gidişini izlemiştim sadece.
Yurdun kapısından öylece çıkmış , bende iki büklüm çökmüştüm yere.
Neden gitmişlerdi ?
Neden !
Gözlerimi sımsıkı kapattım , ellerimle yüzümü kapattığımda ağladığımı hissettim. Ben ağlıyordum. Uzun zamandır , ağlamıyordum. Söz vermiştik zaten. ama , onlar gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delikanlı Kız * Geçmiş
Novela JuvenilHani bazı ortamlarda vardır ya , ağzından küfür eksik olmayan , kavgalara karışan ve 'anne' lerinizin uzak dur dediği şahıslar. İşte o şahıslardan biri de benim. Ben Asya. Nam-ı Diğer , Delikanlı Kız. -Küfür içerir. - * 15 Nisan 2015 yayınlanmaya ba...