SESİME DOĞRU..
Gerçek miyim ben? Neyim? Sanal bir Dünya'nın aşk kokusunda savrulmuşu, kaybolamamışı, olduğu yere ait kalınmışlığı...
İç ses ! İç sesim ben. İçimin sesiyim. İçimin mutluluğu, içimin haykırışları.
Nasıl başlamalı, nereden devam etmeliyim? Neredeyim? Nasıl geldim?
Uzun, çok sessiz, bir o kadar gürültülü.. Tebessümlerim haykırışlarıma karışarak geldim. Tek miydim? İçim, sesim..
Neredeyim?
Gerçek miyim?
Nasıl görünüyorum?
Gözlerinin buğusunda belirmek isterdim. Hayır, istemedim. Gözlerindim zaten ben senin, hiç bilmeden, görmeden, duymadan. Hislerimle, benliğimle...
7 yıl öncesine gidelim haydi. Yeniden o şehrin kapısında karşıla beni, al benliğimi..
Ve diyeyim ki; 7 yıl sonrasında da sesim olmalı, o olmalı ..
''Yine yapardım.. Yine, yine ve yine..''
∞ ∞ ∞ ∞ ∞ ∞ ∞ ∞ ∞ ∞ ∞ ∞
Kaybolmuşum yine herhangi bir günde. Koca bir şehir o kadar boş, o kadar yalnız, bir o kadar benim değil...
Düşünüyorum odamın sessizliğinde. Yıllar öncesi ve aklımın kuytusunda kalanlar... Onlar beni ben yapanlardı. Nereden bilecektim ki sahte gördüğüm imkansızlıklarda bir gün gelip de boğulacağımı.
O şehir... Hayatıma kasteden şehir, hayatım olan şehir, hayatımda kaybolan, sokaklarında kaybolduğum şehir.
'' BAKRA ''
Ve bana beraberinde getirdiği, her gördüğümde yüreğime dokunan, burnumu sızlatan, gözlerimi dolduran o masum adam, o sevilesi, o ölünesi adam.. ''BAY F''
Hiç böyle hissetmemiştim. Gülüyorum. Her aklıma gelişi, gözlerimin doluşu... 7 yıl, evet tam olarak 7 yıl öncesi ilk kalbime dokunuşunun. Tam tarih hatırlıyor muyum ? Net mi aklımda her şey? Hayır, sadece aklımı yitireli çeyrek geçe bir yaz günü...
Rüzgarı yüzümde, kirpiklerimde hissediyorum. Ona baktıkça boğuluyorum, taşıyorum. Fark ediyor mu beni? Boğuldu mu o da benliğimde?..
Gün boyu aklımdaydı. Biliyordum, bir gün yeniden belirecekti daldığım kıyılarda. O da kaybolacaktı sisli limanımda. Gülüyordum... Benden, bizden kaçışı yoktu. Ah o adam. Gülüşünde yok olmak istediğim, gidişiyle bile tebessüm ettiren o adam.. Yine gel...
Neredesin? Neredeyim? Bak yeniden böldü uykularımı karanlık sorular, cevaplayamadığım cevapsız kalanlar. Sokaklarında geziniyorum kayboluşlarımın. Her yüz de senli duygular, baktığım her yerde bizli dalınmışlıklar. Yürüdüm, yürüdüm... Kaçarcasına yürüdüm daracık yollarda. Bitiremedim, bitmedi ulaşmak istediklerim. Kaçtıkça sana geliyorum. Olmayan kanatlarım, çırpınışlarımla, uça uça, süzülerek geliyorum.
Durduramıyorum sesimi, içimi. Kapılıp gidiyorum bu tutsaklığa. İyi mi yapıyorum? Doğru mu yolum? İlkleri mi yaşamalıyım? Sona mı gitmeliyim?
Sesim, masumluğuna karışırsa ''biz'' olur muyuz dersin?
-Oluruz, oluruz be adam...
Yüzünü çerçeveleyip yüreğimin derinliklerine astım masumluğunu. İndirmem ne mümkün, ne mümkün sana ulaşamamam...
Tek bir bilinmezlik kurcalıyor benliğimi... Acaba hayatında kaybolan var mıydı? Dur, dur ! veya birinde hayatın var mıydı?
Çenesi düştü bak sevdası buruk sesimin. Kısılmışçasına çıkıyordu içimden söylemek istediklerimle söyleyemediklerim. Anladım... Sanırım ben tek bir benlikte iki kişiliğim.
Sesinin esiri olmuş, haykırışlarda boğulmuş, iyi bir dinleyici...
Başka ne denir ki.. ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAKRA
Teen FictionYaşanmış bir hikayenin başlangıcındasın bilinmeyenim... Birinin hayatını hissetmek, ona dokunmak ister misin ? Evet, öyleyse kapat gözlerini, tut ellerimden. Ayak izlerimi, iç sesimi takip et... YAZARKEN ÖLECEKMİŞ GİBİ H...