-Selin-
Araba kontrolden çıkmamıştı. Frenler tutmuyordu.. Frenler tutmayınca da yol kenarındaki ormanlık alana girip ağaca çarpmıştık. İkimizde ağır yaralanmıştık
Ali: Selin? Selin!!! ses ver!
selin: A-li..
Ali: Tamam yorma kendini. Ben seni şimdi hastaneye yetiştireceğim
selin: Bacağımı hissetmiyorumBacağımı hissetmiyordum. Ali beni kucağına aldı ve beni hastaneye yetiştirmişti
Ali: Doktor bey durumu nasıl?
Doktor: iyi, merak edilecek bir durumu yok..
Ali: Görebilir miyim peki?
Doktor: Tabi. Ama hastayı fazla yormayalım
Ali: Tamam..
Selin: Ali?
Ali: Daha iyi misin?
Selin: Evet...
Ali: Güzel
Selin: Ali nasıl oldu bu?
Ali: Emre
Selin: Emre?
Ali: Emre'nin bir parmağı var
Selin: Sen ne diyorsun . Emre yapmaz böyle bir şey
Ali: Yaptı işte
Güneş: Kızım?
Selin; Ya sen mi çağırdın?
Ali: Evet
Güneş: Kızım çok korkutun bizi
Selin: İyiyim ben
Güneş: Çok şükür.. Sana bir şey olacak diye çok korktum
Selin: Gerçekten mi?... Yani neden korktun ki
Güneş: Annenim kızım ben senin. Anneler tabi korkar
Haluk: Kızımız iyi olduğuna göre, ona söyleyebiliriz o zaman
Selin: Neyi?
Güneş: Kızım. Nazlı ve seni yurttan aldık
Selin: Ne demek aldınız?
Güneş: Yani bundan sonra bizimle yaşayacaksınız-Nazlı-
Manyak adam halla arkamızdaydı ve bizi halla takip ediyordu
Savaş: Halla arkamızda mı?
Nazlı: Evet!
Savaş hâkimiyetini kaybetmişti ve motor'dan düşmüştük. Salak herif az kalsın öldürüyordu bizi
Savaş: İyi misin?
Savaş; İyiyim... Ya az kalsın öldürüyordun bizi!
Savaş: Ama bak izimizi kaybettirdik
Nazlı: Aa evet
Savaş: Ağrın falan yok dimi?
Nazlı: Yok, senin?
Savaş: yok...
Nazlı; Ne gündü ya
Savaş: Aynen
Nazlı: Ya sen hep böyle korku içinde yaşayacak mısın? Yani bence polise falan gitmelisin
Savaş: Bilmiyorum Nazlı..
Nazlı: Ya bu adam senden ne istiyor ki?
Savaş: Bilmiyorum
Nazlı: Ya nasıl bilmesin ki
Savaş: Ya bilmiyorum işte Nazlı, ya fazla soru sorma....Neyse hadi atla
Nazlı: Hayata atlamam! Sen yine kaza yaparsın
Savaş: Ya kızım atla işte
Mert: İyimisin?
Nazlı: Sende kimsin be
Mert: O adam kimdi? Sizden ne istiyordu?
Nazlı: Ya sen bizi takip mi ettin?
Mert: Evet yolda görmüştüm sizi ve sizin için endişelendim
Savaş: Mert bu. Yabancı değil. Arkadaşım
Mert: Eski arkadaşın, hem senin bu katile ne işin var ki?
Nazlı; lafını bilde konuş
Savaş: Ben alışığım Nazlı
Nazlı: Ya ne demek alışıksın? Sen suçsuzsun. Onlar sana nasıl katil derler ki
Mert: Sen öldürmedin mi kız arkadaşımı!!!
Savaş: Öldürmedimmm!!! Kardeşimi öldürecek kadar şerefsiz biri değilim!!!!
Nazlı: Savaş sakin ol
Mert: Sakin olamaz ki, hasta o
Nazlı: Ya sen bi bas git sene
Savaş: Ben öldürmedim!!!!! Ben öldürmedimmm!!!!!
Nazlı: Savaş lütfen sakin ol, ya korkutuyorsun beni
Savaş; Neden kimse inanmıyor bana!!!! Neden!!!
Nazlı: Tamam sakin ol lütfen
Savaş: Sen bana inanıyorsun dimi
Nazlı: Tabiki inanıyorum Savaş
Savaş: Bi tek sen bana inanıyorsun bu hayata
Nazlı: Senin suçsuz olduğun elinde sonunda anlaşılacak merak etme. Herkes senin önünde diz çökerek özür dileyecekler
savaş; Ben umudumu kaybettim Nazlı..
Nazlı: Ya deme öyle Savaş... Sonra ben üzülür...
Savaş: sen ne?
Nazlı; Ya üzülürüm anla işte
Savaş: İyiki varsın Nazlı
Nazlı: Sende..Savaş beni yurtta bırakmıştı. Yurta geldiğimde Selin halla gelmemişti. Nerde bu kız? Şimdiye kadar gelmesi lazımdı. Dışarı çıkmıştım Selin'i aramak için. Çıktığımda bir arabadan indiğini görmüştüm. Anneme sarılıyordu. Ne? Anneme mi sarılıyordu. Daha dün benim annem yok demişti. Bu kız ne ara...
Güneş: Merhaba Nazlıcığım
Nazlı; Merhaba...
Güneş: Selin ufak bir kaza geçirdi
Nazlı: Kaza mı? Ne kazası? Selin?
Selin: Ya iyiyim ben..
Güneş: Bakın kızlar sizin işlemlerinizi hallettim ben. En kısa zamanda sizi burdan alacağım
Nazlı: Ne? Yurttan mı?
Güneş: Evet kızlar
Nazlı: Ben buna hazır değilim
Güneş: Sizi yanında istiyorum kızlar. Nazlıcığım Selin'e herşeyi anlattım. Neden sizi buraya verdiğimi ve neden sizi hiç aramadığımı. Eğer merak ediyorsan Selin sana her şeyi anlatır
Nazlı: Selin?
Selin; Tamam anneciğim. Nazlı'ya her şeyi anlatacağım sen merak etme
Güneş: Tamam o zaman kızlar. Ben şimdilik gidiyorum, ama en kısa zamanda sizi burdan alacağımYurtta geldiğimizde Selin'e ne bu samimiyet dedim
Selin: Kızım annemiz o
Nazlı: Annemiz öyle mi? Ya sen daha dün demiyor muydun benim annem falan yok diye.. Şimdi ne değişti?
Selin: Kızım dün dündü bugün bugündür..
Nazlı: Vallaha anlamıyorum seni
Selin: Bak annemiz her şeyi anlattı bize
Nazlı; Ne anlattı ki?
Selin: Annemiz çok şey çekti Nazlı. Bizi küçükken çok zorluklarla büyüttü bizi. Biz tabi bir şey hatırlamıyoruz. Annem o zamanlar fakirdi. Yani bize bakamıyordu. Eve yemek ya da para götüremiyordu. Biliyorsun babamız annemizi terk etmişti. Annemiz mecburiyetten bizi yetiştirme yurduna verdi. Eğer mecburiyetten olmasa bizi asla vermezdi. Şimdi neden bizi arayıp sormadı diyeceksin. Annemiz bizi defalarca arayıp sormuş, ama bizi başka yurda aldılar için. İzlerimizi kaybetti ve o yüzden bizi bulamadı
Nazlı: Bu anlatıların gerçek mi? Yani hikaye falan okumuyorsun dimi
Selin: Tabiki okumuyorum Nazlı..
Nazlı: Ben bilmiyordum..
Selin; Bende bilmiyordum kızım
Nazlı: Ya annemiz çok çekti
Selin: Evet çok çekti
Nazlı: Canım annem ya-Ali-
Emre'den hesap sormaya gitmiştim. Onun evine gittim. Evine gittiğimde yalnız değildi şerefsiz. Yanında Tuğce vardı, Tuğce Emre'nın eski sevgilisi
Tuğce: Ali sen buraların yolunu bilir miydin ya?
Ali; Ulan şerefsiz senin yüzünden ölüyorduk
Tuğçe; Ali neoldu? İyi misin sen
Emre: Ali çık dışarı bak senin yüzünden katil olmak istemiyorum
Ali: Lan senin yüzünden Selin ölüyordu. Ya kıza bir şey olsaydı!
Emre: ne? Selin yanında mıydı? İyi mi peki
Ali: Bi de soruyorsun !!!! Lan sen ne şerefsiz bir insansın be
Emre: Ben Selin'in yanında olduğunu bilmiyordum
Tuğçe: Offf yine o kız mı?
Ali: Ya bilsen ne yazar! Sen benim ölmemi mi istiyordun!!! Amacın beni öldürmek miydi?
Emre: Ya size çok kızmıştım
Ali: Seni çok yanlış tanımışım ben! Bu arada Selin'le aramızda hiç bir şey geçmedi, geçemez de. Ben kardeşim dediğim herife yamuk yapacak kadar alçak değilim! Kendini benimle kıyaslama
Tuğce: Sen Ali'yi mi kıskandın? Ya ben neler kaçırdım
Emre: Ya bi sus kızım!
Tuğçe: Geber Emre! Ne halin varsa gör! Ben gidiyorum
Emre: Kapıyı kapatmaya unutma
Tuğçe: Öküz!-Nazlı-
Bugün erken saatlerde kalktık ve bavulumuzu hazılardık. Bugün bu hapisaneden ayrılacağız. Ve annemizin yanına yerleşeceğiz. Ya aslında doğru ya doğru, burayı özleyeceğim. İyi günlerim ve kötü günlerim burda geçti. Yani ister istemez özler insan... Uff hemen duygusala bağladım bende. Annemiz bizi aşağıda bekliyordu. Bizde yurtta ki herkesle vedalaşmıştık. Bu veda bizim için kolay değildi. Arkadaşlarımı çok özleyeceğim.
Aşağı inmiştik Selin'le ve bavulumuzu bagaja koydular. Bizde annemize sarılıp arabaya binmiştik. Haluk amca vardı bi de. Haluk amca iyi birine benziyor. Yani öyle görünüyor dıştan
Yeni evimize geldiğimizde Savaş'ı ve Ali'yi görmüştük. Bizi gördüklerine şaşırmışlardı
Savaş: Nazlı?
Ali: Selin?
Haluk: Çocuklar bundan sonra Nazlı ve Selin bizimle yaşayacaklar
Ali; Ne? Şaka mı bu?
Güneş: İyi geçinmenizi çok isteriz çocuklar..
Savaş: yeni evine hoş geldin o zaman Nazlı
Nazlı: Hoş bulduk :)6 bölüm sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin kızlarıyız biz (Tamamlandı)
FanfictionBu dünkü gördüğümüz oğlanlar değil mi? Bunların bu saate ne işleri var ki? Hemde bizim yetiştirme yurdun bahçesinde... Yanlarına gittiğimizde Ali: Abi yakalandık! Savaş: Hadi ya, şimdi ne yapacağız? Selin: Allahım bunlar ceset gömüyorlar! Siz adam...