Multimedia Ece :) iyi okumalar umarım beğenirsiniz.
Bu kişi kimdi ve benden neden bu kadar nefret ediyordu? Ben ona ne yapmış olabilirdim ki? Öğle arasında Deniz'e sonra konuşmak istediğimi söyledim, o da çok üstünde durmadan kabul etti. Şimdi müdürün odasındayım ve beni okul gazetesinde görevlendirmesi için yalvarıyorum. "Ama şimdi Ali Hocam ben bu yıl gazetede görevli olmak istiyorum. Hem diğer hiçbir şeyi tam olarak yapamıyorum. Spor deseniz yok -yalan- müzik deseniz hiç yok -katiyen yalan- yok da yok işte." dedijten sonra suratıma üzgün bir ifade yerleştirdim. "Tamam Ece tamam. Yarın sabah okula geldiğinde bilgisayar odasına git orada sana yardım ederler. Bir dakika bekle sana bir kart vereceğim onunla giriş çıkuş yapacaksın." Sonunda!!Bakalım sen kimsin gizli gazeteci? "Teşekkür ederim." dedikten sonra müdürün odasından çıktım ve sınıfa geçtim.***************
Okul daha fazla olay olmadan bitti. Eylül'le odada bağıra bağıra şarkı söyleyip dans ederken kapı çalındı. Müziğin sesini kısıp saçımı başımı düzelttim ve kapıyı açtım. Deniz? Karşımdaki kişiye soran gözlerle bakarken konuşmaya başladı " Bu hafta 'Okula hoşeldiniz ve kaynaşalım' isimli parti var. İsmine bakarak yargılama güzel bir partidir. Haber vermek istedim. Geçen yıl çok eğlenceliydi " dedi. "Teşekkür ederim." dedim ama bana bakmaya devam edince "Hazırlanmam lazım,bay!" diyip kapıyı suratına kapattım. Eylül'e "Melis'i ara bu akşam parti var!" diye -adeta böğürerek- seslendim. "Ne partisiymiş bu?" dedi. 'Hadi ama sen benim gibi yeni kız değilsin tabi, illa ki biliyorsundur' diye geçirdim içimden. "Bence sen benden daha iyi biliyorsun." dediğimde "Belkiiiii!" diyerek cevapladı beni. "Hadi o zaman ara Melis'i. Bu arada parti saat kaçta başlıyor?" "Saat yedide -akşam- orada olmamız gerekiyor. Ama asıl eğlence akşam başlıyor. Yedide ise öyle tanışıyoruz ve birkaç oyun hakkında bilgi verip partner eşlemeleri yapıyorlar." dedi. "Alo Melis nasılsın? Ben de iyiyim. Bu akşam tanışma partisi varmış. Gelecek misin? Evet Ece'yle gideceğiz. Hayır kavalyemiz yok. Allah aşkına sanki mezuniyet balosuna gidiyoruz ne gerek var kavalyeye? Tamam sen kendine bul kavalye sonra da bizim odaya gelin. Bay!" "Kızım ne konuştunuz ya, saat zaten 17:45 hala oyalanıyorsunuz." dediğimde Eylül anında "Banyo ilk benimmm!" diyerek adeta uçarak banyoya girdi. İkimiz de banyoumuzu yaptıktan sonra önce pijamalarımızı giydik -kıyafet seçerken çıplak duramayacağınıza göre- Eylül kendine gece mavisi renginde, bedenini ikinci bir deri misali olmasa da saran, hafif mini (evet nasıl anlatamayacağını bilmeyen bir yazar -daha doğrusu acemi bir yazıcı- olarak hafif mini terimini ürettim) bir elbise seçti. Şimdi sıra bana gelmişti ve ben bu konuda tam bir UMUTSUZ VAKAydım. Bunu anlamış olan Eylül benim dolabımdan umudunu keserek kendi dolabına yöneldi. Birkaç dakika sonra bana dönerek bağrınmaya başladı "Buldum!! Tam sana göre ama...." illa ki bir ama olacak değil mi? "Ama biraz açık ve biraz mini olabilir." dediğinde "O zaman 'benlik' olduğunu nerenden uyduruyorsun?" dedim 'benlik' kelimesini tırnak içine alırken. "Çünküü bunun üzerinde 'Ece giy beni' yazıyor!" dedi coşkuyla. Elbiseyi elime aldım ve şöyle bir baktım."Ben bunu hayatta giymem. Birincisi bunun sırt dekoltesi fazla ikincisi bu ultra mini, biraz değil yani." dediğimde Eylül'ün surat ifadesi düştü "Vur sen de vur yüzüme moda zevkimin olmadığını. Hiçbir şeyi beceremediğimi sen de çarp suratıma. Sen de bıçak-" "Ay, tamam be giyeceğim ama lütfen sus. Şimdi sen saçını yap ben de giyinip geliyorum." dedim. Ee her zaman o ilk giyinmezdi değil mi? İkimiz de giyindikten sonra ben dalgalı saçlarımı taradım ve açık bırakmaya karar verdim. En azından sırtımı biraz kapatırlar bir işe yarasınlar. Maşayla hafif birkaç dalga daha kattıktan sonra parlatıcı sürüp göz kalemi çektim. Eylül'ün büyük ısrarlarıyla rimel de sürdüm. Ben ayakkabılarımı giyerken kapı çaldı. "Eylüüüll kapıya baksanaa Melisler geldi herhaldee!" diye seslendim. Ama kapıya doğru ilerlediğimde gördüğüm kişinin bir adet Deniz olmasını beklemiyordum tabi. Yine. "En azından siz hanımlara eşlik ederim diye düşündüm." dedi. Kibar çocuk. "Ee sen Kaanlarla filan takılmayacak mıydın?" dediğimde gülümsedi. "Bir gecelik kaçamak yapabilirim." dedi. "Öhöm. Hani diyorum, ben de burdayım diyorum, olanı var olmayanı var diyorum!" diye aramızdaki diyaloğa katılan Eylük'e baktım. O biraz önce 'olanı var olmayanı var' mı demişti. "Eylül'cüğüm çok istiyorsan kavalyemi seninle paylaşabilirim. Hatta istersen Deniz bu gece senin kavalyen olsun." dediğimde yanakları hafifçe pembeleşti. Hadi ama utanıcak ne vardı şimdi bunda? "Herkes senin gibi duygusuz değil anlayamıyorsun değil mi? Eylül Denizden hoşlanıyor" Hadi ama iç ses öyle bir şey olsa Eylül bana söylerdi değil mi? Yoksa bana güvenmiyor muydu? Herneyse ben bu konuyu Eylül'le daha uygun zamanda konuşulacaklar listeme ekledim. Melis de Barış diye okuldan bir çocukla gelince hazır olduğumuza kanaat getirip saat 18:30 civarlarında odadan çıktık. Melisleri beklerken Deniz oyunlarda daha rahat hareket etmemizi sağlaması için şort ve tişört almamızı önerdiğinde bir torbaya rahat bir şeyler sıkıştırdık ve yanımıza aldık. "Bu arada parti nerede?" dediğimde "Okula beş on dakika uzak bir kırlık alan var orada yapılıyor." diye yanıtladı beni Deniz. Biraz yürüdükten sonra beyaz ince demirlerden oluşan zarif kapının -çit- önünde durduk. Etrafa baktım açık alandı ve belirli yerlerde rengârenk masalar vardı. Karşımızda duran küçük sahne balonlarla süslenmişti. O sırada ne zaman yanımızdan gittiğini anlayamadığım Deniz yanımıza geldi. Yanında biri daha vardı. Ama hayır bu tanıdık mavi gözler, dağınık kumral saçlar ve şekilli dudaklarıyla karşımda duran kişi Aras'tan başkası değildi. "Aras?"Sizce Aras kim olabilir?
Uzun bir geçiş bölümü oldu. Diğer bölüm için aklımda güzel bir seneryo yazdım. Yorum ve votelarınızı bekliyorum.
Yeni bölüm 3 vote+ olsa fena olmaz hani motivasyon açısından ama ıkumanız ve düşünceleriniz daha önemli :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf
Teen FictionYeni ev,yeni okul, yeni bir yer... Annesi öldükten sonra yeniliklere alışmaya çalışan bir genç kızın yorucu ve tuhaf hayatı, hayata ikinci bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayabilir mi? Bu kız da diğerleri gibi popülerlik akımına baş mı eğecek yoksa...