Hatırlatma
Ece'ye baktığımda ağlıyordu "Seni seviyorum Aras!"Kaan'ın Ağzından
Nasıl yani...şimdi Aras'ı aldatan o Ece bu Ece miydi? Tamam kız okula yeni gelmiş olabilirdi ve ben de ona karşı umursamaz olabilirdim ama bu kız öyle birine benzemiyordu. Hemen odadan çıktım ve Dicle'nin odasına girdim. "Günaydınn!" Bu kız her sabah nasıl bu kadar mutlu olabiliyordu anlamıyordum. "Sana da günaydın" dedim. "Bu arada dünkü sakinleştiriciyi unutmadım konuşacağız" dedi sahte bir sinirle. "Fena mı oldu ne güzel rahat rahat uyudun" diye cevapladım Dicle'yi. "Ece uyandı mı?" Ece'den bahsedilince suratım düştü. Hala Aras'ı aldatan aylarca acı çekmesini sağlayan o kız olduğuna inanamıyordum. "Hayır." dedim sert bir tonla. "Peki" dedi garip bir ses tonuyla sanırım bu kadar sert çıkışmama şaşırmıştı. " Ee kuzen ben sıkıldım yat yat hadi biraz hava alalım hem acıktım da" dedi sanki üç haftadır hastanedeymiş gibi bıkkın bir tonla. "Tamam hadi gel kantine gidelim."
Ece'nin ağzından
"Hala uyanmadı mı?"
"Ben sana layık bir sevgili olmaktan başka ne yaptım ki!!"
"Hayır hala uyuyor"
"Sen bu kolyeyi hak etmiyorsun!"
"Hadi uyan artık Ece"
"Şu kız bile senden daha değerli benim gözümde"
"Eylül tamam sakin ol!"
"Yok kanka ya ne isterseniz yapın bunla"
Gerçekle hayali ayrıştıramıyordum ama gözümü açınca Aras'ın orada olmasından korkuyordum. Cesaretimi topladım ve gözlerimi açmaya çalıştım ama olmadı. Gözkapaklarım sanki japon yapıştırıcıyla birbirine yapıştırılmış gibiydi. Biraz daha zorladım kendimi gözlerim hafif aralandı. "Uyandı!!" diye bağırdı Eylül. Diğerleri hayaldi yani yada anı,hatıra... Gözlerimi tamamen açmamla kısmam bir oldu fazla ışık vardı bu odada. Gözlerim ışığa alışmaya başlayınca önce başımda dikilen simalara sonra da nerede olduğuma baktım. Hastanedeydim ve yanımda Eylül,Dicle ve Kaan vardı. Bana ne olmuştu? Hatırlamıyordum ama sanırım yine krizlerimden birini geçirmiştim. Bir dakika doktorlar söylediyse...Lanet olsun öğrenmişlerdi. "Bizi Ece'yle yalnız bırakır mısınız kızlar?" diyen Kaan'a baktım. Sinirli gözüküyordu ama neden? Kızlar çıktıklarında Kaan "Demek Aras'ı aldatan Ece sensin!?" dediğinde gözlerimi büyüterek Kaan'a baktım. Hangisine şaşırsam bilemedim bana Aras'ı aldattığımı söylemesine mi yoksa Aras'la çıktığımızı bilmesine mi? "Ne aldatmasından bahsesiyorsun sen?" dedim sesimi biraz yükselterek. Sinir dolu bir kahkaha attı ve "Bence sen çok iyi biliyorsun!" dedi. "Ben değil o beni aldattı sen neyin kafasındasın?" dedim gözlerimin dolmasına aldırış etmeden. "Eminim öyledir." dedi alayla. 'Bak kimse sana inanmıyor acaba neden?' "Sus" diye adeta kükredim. Ama bu Kaan'a değil içimdeki o lanet sesydi. 'Beni kırıyorsun ama. Sonra ben de seni bırakıp giderim ama ." Bu sesi susturamayacağımı biliyordum o yüzden eskiden de yaptığım gibi yastığımı aldım ve yüzüme bastırdım ağlayarak çığlıklar atmaya başladım. "Sus seni lanet olası şey!" diye bağırmaya başladım. Sonra yastığın yüzümden çekilmesiyle yastığı alan kişiye saldırdım. En sonunda yatakta oturur bir pozisyona geldim ve saçlarımı çekiştirmeye başladım. Sessizce "Sus lütfen sus" diye sayıklıyordum. Doktor odaya girdiğinde bir bana bir de odada olduğunu unuttğum Kaan'a baktı. Hızlıca yanıma geldi ve ayağa kalktığımda kolumdan çıkan serumu değiştirip koluma taktı. "Sakin olun Ece Hanım. Sadece sakin olun. Size sakinleştirici serum taktım biraz daha uyumanız gerekecek" dedi. Kalp atışlarım düzene girdi ve düzenli nefes alıp vermeye başladım. Gözlerim yavaş yavaş kapandı.
Eylül'den
Kaan bize çıkın dedikten sonra Dicle'yle beraber kapının önünde beklemeye başladık. Bir iki dakika geçtikten sonra odadan bağrışma sesleri gelmeye başladı Dicle hemen doktoru çağırmaya gitti. Doktor ve Dicle geldikten sonra bağrış sesleri çığlıklara dönüştü ve doktor hemen odaya girdi. Aralık kapıdan Ece'nin tekrar uyutulduğunu gördüm.
Kaan'dan
"Kaan Bey çıkın isterseniz siz" dedi doktor. Ben de kapının önündeki koltuklarda bekleyen Dicle ve Eylül'ün yanına gittim. "Noldu ona?" diye sordu Eylül. "Hiç...öyle" dediğimde Dicle "Biz de yedik."dedi. "Size hesap vermek zorunda değilm" dedim ve terasa doğru yürümeye başladım. Terasa çıktığımda cebimden telefonumu çıkarıp 'Aras' yazan yere bastım. Telefonu açmasını bekledim uzun süre sonra açtı. "Kardeşim?" dedi uykulu bir sesle, uyuyordu demek ki. "Bizim okuldaki Ece şu seni aldatan Ece mi?" diye sordum mesafeli bir sesle. "Ha-hayır. Neden ki, nerden çıktı şimdi bu?" dedi. "Niye yalan söylüyorsun lan! Biz kaç yıldır tanıyoruz birbirimizi!" diye bağırdım. "Evet o. Yalan söyledim çünkü ben onu hala çok seviyorum ve ona hesap sormanı ve ona zarar vermeni istemiyorum. Ama onu asla affetmeyeceğim." dedi. " Peki" diyip kapattım telefonu. Bu kız neyin peşindeydi? Neden Aras'ı aldattığını kabul etmiyordu? Bunların cevabını en kısa sürede öğrenmeliyim.
Eveeet ve 680 kelimelik yeni bölümşe karşınızdayım. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Biliyorum uzun zamandır yeni bölüm yayınlamıyorum özür dilerim. Yeni bir hikaye üzerinde çalışıyorum adı "Kapımdaki Bebek" okursanız sevinirim. Sizç seviyorummm :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf
Teen FictionYeni ev,yeni okul, yeni bir yer... Annesi öldükten sonra yeniliklere alışmaya çalışan bir genç kızın yorucu ve tuhaf hayatı, hayata ikinci bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayabilir mi? Bu kız da diğerleri gibi popülerlik akımına baş mı eğecek yoksa...