chapter 3

43 6 5
                                    

Merhaba! Vote istiyorum.
Bölüm şarkısı
Cash cash-take me home
Veya
One direction-strong
İyi okumalar!
"Luke bebeğim hadi otur artık dondurmacının kapanmasını istemeyiz değil mi?"
Evet anlamında kafasını salladı. Bende kemerini takıp ön tarafa yerime oturdum ve kendi kemerimi de takdım. Harry arabayı çalıştırdıktan sonra güven ve huzur duygusuyla arkama yaslandım.

"Anne lütfen"
" hayır ashley 3 top fazlası yok sende
luke eve gideriz yoksa"
Dudak büzüp tamam diye mırıldandılar. Bu kötü hissettirmişti.
"Tamam ama sadece bu seferlik" gelip boyları yetismediği için parmak uçlarında bacaklarıma sarıldılar. Bu beni gülümsetti. Harry de gülümsüyordu. Çocukları oyun alanına bıraktık ve bir masaya geçtik.
"Neden geldin barda becerecek kız mı kalmadı?"
"Eva,lütfen düzgün konuş"
"Ben konuşurken kötü oluyor ama sen yaparken değil."
"Eva lütfen."
"Harry bu neye benzedi biliyormusun beni iki bebekle tek başıma bırakıp sabaha kadar barda durduğun zamanlar sana olan yalvarışlarıma"
"Eva çocuklar duyacak"
"Ne oldu by styles? Daha dün onlar senin cocukların kendin bak diyordun bir anda kıymete mi bindi cocukların"
"Eva,bugünün icine etme lütfen"
"Harry sen benim hayatımın içine ettin bir gün bunun yanında hiç bile ama dua et ben senin gibi biri değilim içimdeki aşk ve çocuklarım sayesinde yanındayım"
"İşte bu değil mi eva? Aşk."
"Evet harry senin anlayamadığın tek duygu Aşk."
Ashley'nin başımızda ağlamasıyla kendime geldim luke ona sarılmış sakinleştirmeye çalışıyordu. Canım oğlum görüntüsü her ne kadar babasına benzese de vicdanen annesine çekmiş. Her neyse.
"Ashley kızım. Luke ne oldu düştü mü?"
"Hayır anne yanınıza geldik ve ağlamaya başladı."
Şaşkın bir biçimde ashley,luke ve harry'e bakıyordum.
"Ashley bebeğim benimle konuşmalısın neden ağlıyorsun?"
"Siz kavga ediyorsunuz. Babam eve gelmiyor. Babam bizi bırakacak mı anne? Ben onu çok özlüyorum. Yoksa onun başka bir kızı mı var beni sevmiyormu?"
Dedikleri kalbime adeta bir ok saplarkem kızgın bir surat ifadesi ile harry'e bakıyordum. O ise ilk defa gözleri dolmuş yere bakıyordu.
Dondurmalar gelince sessiz bir şekilde yiyiyorduk. Sessizliği bozmak adına konuşmaya başladım.
"Lunaparkta ilk neye binmek istesiniz bakalım."
Ashley sadece dondurması ile ilgilenirken luke cevap verdi.
"Ben eve gitmek istiyorum. Ashley üzgün. Onun dinlenmesi gerek. Başka zaman gideriz"
Açıkcası oğlumdan böyle olgun bir tavır beklemiyordum. Ama ben olmasam bile kızımın yanında onu koruyan bir kardesi olması beni mutlu etmişti. Çünkü harry'nin bu görevi üstlenecegini sanmıyorum.
"Peki tatlım."

Dondurmalar bittiğinde harry ashley'i bende luke'u kucağıma aldım. Arabaya ulaştığımızda luke ve ashley'yi koltuklarına oturtup kemerlerini taktım ve yerime geçip kendime de aynı işlemi uyguladım. Başımı cama yaslayıp yolu izledim. Yaklaşık 5-10 dakika sonra eve geldiğimizde çocukları koltuklarından kaldırıp eve girdik. Çocukları öğle uykusuna yatırmak için merdivene yöneldim. Ama harry çocukları kucağına alıp onun yapmak istediğini söyledi. Bense ashley'nin söylediklerinden sonra ısrar etmedim.

Harry nin ağzından
Luke'u kucağımdan indirip pijamalarını giymesine yardım ettim. Daha sonra yatağına yatırıp alnına öpücük kondurdum. Ashley de luke'u öptükden sonra pijamalarını giymek için odasına gitti. Luke kapalı gözlerini ona seslenişimle açtı.
"Efendim baba"
Bana uzun süredir baba demiyordu. Yada ben demesi için fırsat tanımıyordum. Ben kötü bir babayım ve ne bu masum çocuklar ne de eva bunu hak ediyordu. Ben lanet bir adamdım! Tanrım kendimden nefret ediyorum!
"Bak,oğlum"
Bunu ona ilk defa söylüyordum.
"Ben sizinle ilgilenmek yerine boşver orasını neyse ben sizi seviyorum oğlum."
"Peki ya anne mi?"
İşte bunu beklemiyordum.
"Anneni de artık hep yanınızda olacağım tamam mı?"
"Baba annem çok üzülüyor. O seni özlüyor. Bana sürekli seninle ilgili güzel şeyler anlatıyor biz doğmadan önce yaşadıklarını. O seni seviyor baba. Annem bazen ağlıyor. Ben o zaman çok üzülüyorum."
Ne cevap vereceğimi bilemiyorum ki. Onlara bunu nasıl yaptım? Beni her gün evde bekleyen dünyanın en güzel kadınıyla evliyken ben artık yanına bile yaklaşmıyordum.
"Peki dostum iyi uykular!"
Saçlarını karıştırıp burnunu sıktığımda kıkırdadı. Bende üstünü örterek odasından çıktım ve ashley'nin odasına ilerledim. Aynaya bakarak saçlarını tarıyordu. Yatağının ucuna oturdum.
"Ashley babaya küstün mü?"
Hayır anlamında kafasını salladı ve kucağıma oturup boynuma sarıldı.
"Seni çok özlüyorum baba bir daha gitme. Evde çalış olmazmı yada bende geliyim seninle söz yaramazlık yok."
Gülümsedim. Onlar hayatımın anlamıydı ve ben onlardan uzak durmaya çalışmıstım. Tanrım! Kendimden utanıyorum!
"Özür dilerim prenses. Sizi yanlız bırakmayı istemezdim. Şimdi hep yanındayım tamam mı? İnsanlar hata yapar bende büyük bir hata yaptım beni affediyor musun?"
"Evet babacığım. Seni çok seviyorum annemde çok seviyor. Luke da. Özür dilerim senin işlerin var bizim için çalısıyorsun ve uyuyamıyorsun bile. Ben hata yaptım baba. Sen beni affet. Ben affettim."
Lanet olsun o beni çalışıyor zannediyordu. Ama ben...
O beni uyuyamıyor zannediyordu ama ben...
Tanrım ben iğrenç biriyim!
"Önemli değil prenses seni seviyorum luke'u da ve anneni de. Sana bir sır vereyim mi?"
Evet anlamında kafasını salladığında kulağına yaklaştım ve sessizce mırıldandım.
"Ben annene aşığım"

Don't Let Me Go!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin