chapter 10

24 0 0
                                    

3 ay sonra

Angela
Kendini iyice belli etmiş olan karnıma dokundum. Bu bebek belki harry ve benim yeniden bir arada olmamız için bir fırsat olabilirdi. Hayatım boyunca bir s*rtük olarak yaşamıştım. Ama şimdi herşey yeniden başlayacaktı. Harry ben ve çocuğumuz çok mutlu olacaktık. Harry, hamileliğim boyunca ne zaman istesem yanımda olmuştu. Bu beni daha da umutlandırıyordu...
Harry'nin yanımda yatan bedeni ben hareket edince kıprandı.
"Angel iyi misin?"
Yeni uyandığı için boğuk bir ses tonuyla konuşuyordu.
"İyiyim. Sorun yok"
"Canın bir şey mi istiyor söyle alalım."
"Aslında evet ama saat gecenin 3'ü uykun var. Boşver canım"
"Hemen söyle angel ben uykumu aldım zaten"
"Peki çilek istiyorum. Ama birlikte gidelim. Ben evde sensiz korkarım."
"Peki hazırlan"
Eline bir kaç kıyafet alıp banyoya girdi. Bende dolaptan pembe bir tişört ve en sevdiğim dar paçamı aldım. Dar paça belimi sıkınca geri çıkarı rastgele bir kot çıkarıp giydim. Hamile olduğuma sevineyim mi üzüleyi mi bilmiyordum. Çoğu kıyafetim artık olmuyordu.
Harry banyodan çıkıp yanıma geldi.
"Hazır mısın?"
"Hı-hı"

....
Harry

"Şimdi gitmem gerek angel. Eva ve çocuklar uyanmadan gitsem iyi olur"
Hiç itiraz etmeden kabul ettiğinde gülümseyip elini tuttum.
"İhtiyacın olduğu zaman ara olur mu? Ben sana gelirken meyve de alırım. Dışarıya çıkmamaya özen göstermeni istiyorum. Kendine dikkat et."
Dudağının kenarına bir öpücük bıraktım.
"Harry korkuyorum"
Dediği şeyi anlamadığımdan soran gözlerle ona baktım.
"Yorulup beni yanlız bırakmak istemeden korkuyorum. Karınla arana girmekten korkuyorum. "
"Korkma güzelim. Seni ve bebeğimi yanlız bırakacak değilim. Simdi hoşcakal. "
El sallayıp dışarı çıktım ve arabaya binip çok da uzak olmayan evime gittim. Kapıyı açtığımda daha kimse uyanmamıştı. Bunu fırsat bilerek üst kata girdim. Altıma bir eşofman giydim. Üstüme bir şey giyme ihtiyacı duymadan eva'nın yanına yattım.elimi beline doladım. İşte gerçek huzur buydu...
• • •
Gözlerimi açtığımda eva'yı yanımda göremeyince kalktım. İlk önce ashley'nin odasına baktım. Nefes alış-verişleri sakindi. Uzun kirpikleri kapanmış gözlerini örtüyordu. Elleri basının altındaydı. Önümde büyük bir sanat eseri duruyordu ve evet bunu biz yapmıştık. *:)*
Yanağına bir öpücük bırakıp luke'un odasına ilerledim.
Ashley'nin aksine yatağı dağılmıştı. Bacağı yorganın üstünde,yorganın da yarısı yerdeydi. Gülümseyip yatağının ucuna oturdum.
Benim ki gibi uzun ve kıvırcık saçları terden suratına yapışmıştı. Dudakları hafif aralıktı ve üstünde ki tişört yukarıya kaymıştı. Tişörtünü düzeltip yanağına bir öpücük kondurdum ve yorganı üstüne örtüp merdivenlere ilerledim. Hızlı adımlarla iniyordum ama aynı zamanda sessiz olmaya özen gösteriyordum.
Eva mutfaktaydı. Beni fark etmemesinden yararlanarak arkasından sarıldım ve kestiği salatalıklardan bir tane alıp ağzıma attım.
"Sen benim kalp krizi falan mı geçirmemi istiyorsun?"
Yanağına sulu bir öpücük bıraktım.
"Neden beni uyandırmadın? Yardım ederdim."
İki salatalık daha aldı. Birini kendi ağzına diğerini de benimkine bıraktı.
"Yorgunsundur diye düşündüm. Hem yardım etmeni gerektirecek kadar zor bir şey yapmıyorum"
Uğraştığı şeyi bırakıp bana döndü.
"Bugün ne yapacaksın?"
Ağzımdakini yutup cevap verdim.
"Bara gideceğim işleri çok ihmal ettim. Oradan angel'a uğrayacağım. Akşam yemeğinde evde olurum."
Derin bir nefes aldı.
"Çocukları çok fazla ihmal ettik."
"Farkındayım güzelim"
Ona sıkıca sarıldım.
"Aslında ben işten çıktıktan sonra,sizi parka götürebilirim. Bir yarım saat sonra angel'a uğrarım çocuklar öğle uykusundan kalkmadan önce eve gelirim. Birlikte yemek yeriz"
Ellerini boynuma dolayıp yanağıma bir öpücük bıraktı.
"Bebeğim çok yoruluyorsun"
Onun gibi bende onu öptüm.
"Sizin için uğraşıyorum güzelim"
Alnımı alnına dayadım.
"Biliyorsun ki bu yorgunluğumu geçirebilirsin"
Tek kaşını anlamadığını belirtircesine kaldırdı. Kulağına kastettiğim şeyi fısıldayınca benden uzaklaştı.
"Tanrım! Bu kadar işin arasına onu nasıl sıkıştırabileceğini çok merak ediyorum. Sen gerçekten inanılmazsın!"
Kısa bir kahkaha atıp,konuşmasına cevap verdim.
"Bebeğim yeter ki sen iste zamanın hiçbir önemi yok"
Eva
Son kez arka koltuğa dönüp çocukları kontrol ettikten sonra arabayı çalıştırdım. Birkaç dakika sonra parka ulaştığımda durdum ve aşağıya indim. Daha sonra çocukları da indirip kapıları kilitledim. Harry,bir bankta oturmuş cep telefonuyla uğraşıyordu. Çocuklar koşarak arkasından sarıldığında yüzünde bir gülümseme belirdi. Daha sonra ikisini de kucağına oturttu. Bende sessizce yanlarına oturduğumda harry kafasını bana çevirdi ve boşta ki kolunu belime doladı. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Benim de aynı durumda olduğum söylenebilirdi.
"Hadi bakalım gidin ve oynayın"
Harry'nin yanağına birer öpücük kondurup koşarak uzaklaştılar.
"Bara gittin mi?"
Çocuklara yönelmiş olan bakışlarını bana çevirip sorumu cevapladı.
"Evet"
Bende aynı şekilde bakışlarımı ona çevirdim.
"Lütfen"
Tek kaşını anlamadığını belirtircesine kaldırdı.
"Lütfen bir daha geçmişte olanları yaşamayalım"
Sıcacık elleri buz gibi olan ellerimi örttü.
"Bunları konuşmayı sevmediğimi biliyor-"
"Sadece söz vermeni istiyorum harry"
Sözünü böldüğümden durumun ciddiyetini anlamış olmasını umuyordum. Sadece bir söz istiyordum. Kalbim bir ihaneti daha kaldıramazdı.
"Söz veriyorum bebeğim."
•••
Hey! Hikaye nasil gidiyor bakalim? Yorumda belirtirseniz cook sevinirim.. okudugunuz icin cok tesekkur ederim!
<3


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 18, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Don't Let Me Go!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin