chapter 4

26 4 3
                                    

Fazla söze gerek yok vote yorum olursa sevinirim.
Bölüm şarkısı;
One direction- trough the dark
Veya
"Rihanna ft eminem-love the way you lie
İyi okumalar!

Ashley'i de yatırdıktan sonra alt kata geri indim. Eva mutfakta sanırım yemek yapıyordu. Kapıdan içeri girdim ve bir sandalyeye oturdum. Eva hala yokmuşum gibi davranıyor bir şeylerle uğraşıyordu. Elinde iki bardak kahve ile masaya oturduğunda gülümsedim.
"Özür dilerim" diye mırıldandı. Üzgün görünüyordu ve bunun tek sebebi bendim. Tanrım!
"Yapamıyorum harry. Olmuyor. Ashley ve luke büyüdükçe sorunları da artıyor ve ben tek başıma halledemiyorum. Ben kötü bir anneyim. Onlar için herşeyi yapmaya çalışıyorum ama harry 24 yaşında olmama rağmen kendimi artık çok yaşlı hissediyorum."
Sesindeki titreme ve gözlerinde ki kızarıklık ağladığını gösteriyordu. O harika bir anneydi. Tek sorun ben berbat bir baba ve berbat bir kocaydım. Tek sorun bendim!
"Hayır eva. Sen harika bir annesin ve çocuklarımızda bende seninle gurur duyuyoruz. Asıl sorun benim."
Elimi elinin üstüne koyarak devam ettim.
"Artık tek başına değilsin bebeğim. Yanında ben varım"
Gülümsedi ve kollarını boynuma doladı. Bende ellerimi beline yerleştirdiğim de ikimizinde suratında büyük bir gülümseme vardı. Ashley ve luke'u merdivende gülümserken gördüğümde eva' dan ayrılıp onlara ilerledim. İkisini birlikte kucağıma alıp salona ilerlerken eva da peşimizden geliyordu. İkisinide koltuğa yatırdım ve gıdıklamaya başladım. Ashley çığlık atıyordu.
"Anne anne kurtar bizi anne ölüyorum!"
Eva çocuklara ilerledi.
"Bırak çocuklarımı!"
Bir hamleyle onu da koltuğa atıp gıdıklamaya devam ettim.
"Harry harry lütfen dur ölüyorum!"
Onları bıraktım ve koltuğa oturdum.
"Ashley ,luke anneyi ve babayı bir daha konuşurken dinlemeyeceksiniz yoksa sizi gülmekten ölene kadar gıdıklarım!"
İkisi aynı anda gülmeye başladığında bende ister istemez gülümsedim.

Eva'nın ağzından
"Anne ben acıktım"
"Bende"
"Bende!"
Üçü aynı anda bağırınca gülümsedim. Tanrım harika bir aileydik. Ve ben bunun sonsuza kadar sürmesini istiyordum.
"Peki mutfağa gelin" harry çocukları kucağına alıp peşimden mutfağa getirdi. Onları sandalyeye oturtup tabakları masaya yerleştirmeye başladı. Her şey hazır olunca masaya oturduk.
"Anne bugün lunaparka gidemedik ya yarın gitsek."
Hadi ama her gün dışarı mı cıkacağız?
"Bilmiyorum tatlım babanın işi olabilir"
Harry hemen lafa atladı.
"Benim miniklerimden daha önemli ne işim olabilir ki hem anne yorulmaz akşak yemeği de yeriz"
Çocukların suratında bir gülümseme belirdiğinde harry'nin hep böyle olması için dua ettim.
Bir yandan kendim yerken diğer yandan da luke ve ashley'e veriyordum. Bir de harry tabii.
"Hadi yardım edin de kaldıralım."
Herkes tabaklarını getirdi. Bende onları makinaya attım. Ve içeride çocuklarla birlikte çizgi film izleyen harry'nin yanına oturdum. Hepimiz çizgi filme dalmışken luke sessizliği bozdu.
"Oyun oynayalım mı?"
Harry ile birbirimize baktık. Daha sonra ashley'den bir çığlık sesi yükseldi.
"Evet!"

"Biz kazandık" diye bağırdı luke. Onun bu tavrına karşı ashley kollarını birleştirdi ve "hayır annemle ben kazandım" . Aralarına girmessem bir kavga çıkaracakları belliydi.
"Tamam luke ve ashley kazandı. Harry biz kaybettik."
Luke ellerini ashley'ye uzattı. Ellerini vurdular ve bize dil çıkardılar. Tamam babasının çocukları.
"Hadi uyku vakti!"
'Tamam' diye mırıldandılar. Çocukları odalarına bıraktıkdan Sonra uzun süredir tek başıma yattığım çift kişilik yatağa uzandım. Harry'nin yorganın altından çıkıp 'boo' yapmasından sonra ufak bir çığlık attım. O yanımda kahkaha atarken ben hala sakinleşmeye çalışıyordum.

Don't Let Me Go!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin