Sabah çok geç uyandık. Francis ' in durumu çok kötüydü. Ona yaklaşıp "Onu seviyor muydun ?" diye sordum. Ağlayarak "E..Eve...Evet" diye mırıldandı. Bende kendini toparlasın diye hiç üstüne gitmedim. 10-15 dakika sonra Francis bana gelip "Hatırlarsan bir planımız vardı." dedi. "İyi misin?" diye sordum. "Sence nasıl olabilirim? diye sordu ve "Hadi!" diye bağırdı. Susmuştum. Francis beni kolumdan çekerek götürüyordu ve sonra çekiştirmeyi bıraktı. Bana dönüp "Hangi grupla ittifak kuracağız" diye sordu. Dokuz grup vardı. Biz en ezikleri değildik ama o kadarda iyi de sayılmazdık. En iyi grup Adam (İdım)' ın grubu beşinci gruptu. En ezik ve en kötü grup ise üçüncü gruptu bizde ilk başta bizim gruptan daha ezik bir grupla yada birkaç gurupla ittifak kuracaktık. Biz dokuzuncu ve son gruptuk. O yüzden bizle pek ittifak kuracaklarını sanmam ama yanlış da düşünüyor olabilirdim. Hemen en ezik grup üçe gittik ve grup lideri David ittifağı hemen kabul etti. Onlarda bizim gibi iki kişi kalmışlardı David ve Jacob iki erkek kalmışlardı. Onların malzemeleri ise içler acısıydı. Bir T-shirt, bir sapan, iki erkek iç çamaşırı, zehirli üç-beş ok,bir tüftüf ve tek mermili altıpatlar vardı. Sanki bizle dalga geçmek için konulmuş gibiydi.Dikkatli baktığımızda merminin içinin boş olduğunu gördük. Hemen hepimiz malzemelerimizi ortaya koyduk acaba silahları geliştirebilir miyiz diye düşündük ama çok zordu. Jacob oyuna gelmeden önce silah fabrikasında işçiymiş ama öyle normal işçi değilmiş her şeyi biliyormuş silahların parçaları, parçaların montajları nasıl yapılır. Hepsini biliyordu. Silahları inceledi ve benim yayımın üzerinde bir sayaç olduğunu fark etti. Sayacı iyice inceledi ve bunun küçük bir bomba olduğunu fark etti. Sayaç bir dakikadan geriye doğru sayıyordu. David ve ben silahları topladık. Jacob da yayı ve ok kılıfını olabildiğince uzağa fırlattı. Ve hepimiz kaçmaya başladık ve bomba patladı. Herkes yere yuvarlandı. Sonra Francis "Herkes iyi mi?" diye bağırdı. Herkes iyiydi. Jacob diğer silahları da kontrol etti onlarda bir şey yoktu. Benim silahım yoktu savunmasızdım. Francis bana Lois' in avcı bıçağını verdi. David ' in sırtına nereden olduğu belli olmayan bir ok saplanadı. Ben hemen oku çıkardım ve bendeki merhemi sürüp daha iyi misin?" diye sordum. "Evet" dedi. Jacob "Patlamadan sonra oklardan biri veya birkaçı sıçramış olabilir sizde dikkat edin." dedi.Kendimize yeni bir yer bulmamız gerekebilirdi. Çünkü kaldığımız yer patlamanın etkisiyle mahvolmuştu .Çadırımızın üstünde devasa boyutta ki ağaçlar vardı.Kurtarabildiğimiz malzemeleri kurtarıp etrafa bakıp kendimize yer bulmaya çalıştık.David'ın sırtına saplanan ok yüzünden yavaş ilerlemek zorunda kalmıştık akşam olduğundaysa tahminen bir kilometreden daha uzağa gitmiş olamazdık.Hatta bence yarım kilometre kadar gitmiştik.Çünkü az çok kaldığımız yeri görebiliyordum.Artık iki şansımız vardı.Ya yeni bir yer bulucaktık ya da başka gruplarla ittifak kuracaktık.Aklımıza ilk gelen yeni bir ittifak kurmak olmuştu. David ve Jacob "Bizim bölgemize gidelim." dedi. Ben "Olmaz, orayı çoktan ele geçirmişlerdir." dedim. Francis de "Johns haklı" dedi. Ve devam etti. "En iyisi bir ittifak kurmak olur." dedi. Fakat hangi gruba gidecektik. Hepsi çok güçlüydü. Ya bir grupla ittifak kuracağız yada dağılmış bir grubun bölgesini ele geçirecektik. Çok küçük bir ihtimalle savaşarak alacaktık yada alamayıp ölecektik. Hemen David ve Jacob' ın bölgesi üçüncü bölgeye gittik ve bir tepeden bölgeyi inceledik. Bölgede bir oyuncu yoktu ama silahlarını temizleyen bir suikastçi, Daker vardı. David ve Jacob "Bu kim?" diye sordular. Francis de "Bizi ve bütün oyuncuları öldürmek için görevlendirilen bir suikastçi" dedi. Üçüncü bölgeden ayrıldık ve yedinci bölgeye ittifak kurmak için gittik. İyi kamufle olmuş bir şekilde uzaktan "İttifak kurmak ister misiniz?" diye bağırdım. Eğer kamufle olmayıp uzaktan bağırmasaydık ittifağı kabul etmeyip bizi öldürebilirlerdi. Yedinci grup lideri "Kimsiniz!" diye bağırdı. "İttifağı kabul ediyor musun?" diye bağırdı. Grup lideri diğer iki grup üyesine "Ormandalar bulup gebertin!" diye emir verdi. Francis küçük savaş baltasını çıkarıp bekledi, Jacob sapana David' e saplanan oku kırıp taktı, bende avcı bıçağını çıkardım ve diz çöktüm. Üçe kadar sayıp aynı anda ben bıçağı, Francis mini savaş baltasını, Jacob sapana taktığı oku attı. Bıçak grup liderinin göğsüne, mini savaş baltası sağdaki grup üyesinin başının ortasına, sapana takılmış ok ise soldaki grup üyesinin boğazına saplandı. Bölgeyi ele geçirmiştik. Gidip silahlarımızı ve onların çantalarını alıp barınaklarına girip silahlar üzerinde çalışmaya başladık. Gece olunca barınakta uykuya daldık ve yarın bizi neler beklediğini düşünmeye başladım.
