UZAK-3

42 5 0
                                    

Multimedyada Gamzenin almak için çabaladığı elbise var.

Gün boyu Gamzeyle alışveriş merkezini turladık. Bana uygun bulduğum bi tshirt dışında hiç birşey almazken, Gamzenin her gördüğü kıyafette aklı kalıyordu çok parasıda yoktu ama hepsini almak istiyordu tam bi psikopattı bu kız.

En sonunda zar zor aralarından 3 tshirt 1 etek bir de babet beğenip aldı.

Babet derken nefret ederim o tür şeylerden babet ne ya ıykk.

Çok ısrar ettim alma diye ama tutturdu 'çok tatlı, çok tatlı' diye, neyse hevesi kaçmasın yavrunun dedim içimden.

Her girdiğimiz mağazada kıyafet bakmak yerine üstüne oturabileceğim bir şey var mı diye bakınıyordum, bazı görevliler durumu anlayıp oturabileceğim puflara yönlendiriyorlar, bazılarının da işi müşterilerle ilgilenmek degilde hem mağazaya gelen erkeklere hemde satış elemanı arkadaşlarına yalaklanmak olduğu için fark etmiyorlardı bu arayışımı.

Ben de uyuz olup onlara iş çıkarmak amacıyla kıyafetlerin düzenini bozup ortadaki kıyafet konulan şeylerin-onlar her neyse- üstüne oturuyordum.

Hatta en son girdigimiz mağazada ben oturunca bana özenen bi 4-5 yaşlarında tatlı kıvırcık bi erkek çocuğu oraya oturacam diye çabalarken kıyafet askısını tamamiyle yere devirdi, anında 3 görevli başıma üşüşüp delici lazer bakışları yolladılar.

Küçüklerime hiç iyi örnek olmadığımı ve ordan kalkmamı, yaşımın çok büyük ama bi çocuk gibi davrandığımı söylediler.

Tabi ben Aylin Güven bu sözlerin altında kalır mıydım? Kalmazdım.

İlk önce kıyafetlerinin düzenini bozdum sonra çıkıp karşıdaki oyuncak dükkanından şaka böceklerinden 1 poşet satın aldım. Magazaya döndüm baktım dağıttığım kıyafetler düzenlenmiş, tekrar bozdum aralarına da o küçük siyah böceklerden koydum sonra da etraf biraz sakinleşince çantamdan çıkarıp dudağıma sürdüğüm koyu pembe rujla deneme kabinlerinin aynasına öpücükler kondurdum ve hızlıca tüydüm.

Ee bu arada Gamze nerde diye bi soru yöneltilirse, hepimizde biliyoruz ki alışveriş te kendini kaybetmiş durumda. Aradığım telefonuna bile bakmiyo, 3. aramada cevap verdi nihayet.
"Lan nerdesin kaç kere aradim?"
"Yaaa bebegim kızma durum cok acil 3. Katta tam merdivenlerin karşısındaki mağazaya koş ölüm kalım meselesi, ölüyorum Aylin kooooş."

Hemen merdivenlere yönelip çıkmaya başladım 2. kattaydım 3 mü dedi, 2 mi dedi diye merdivende durmuş düşünürken, karşımda buldum.

Yüzü ağlayacak biçimdeydi hani bebekler bi oyuncak isterler ama o oyuncak diğer bebeğe verilir ya, sonra eli boş olan bebekte yalandan ağlamaya başlar, Hah! Gamzenin yüzü tam olarak öyleydi, o bebeğin yüzünü al Gamzeye yaptıştır. Yüz ifadesi yetmezmiş gibi bir de zırlamaya başladı

"Noldu sana?"dedim,
Hala zırlamaya devam edince.
"Uff Gamze, zırlamayı kes ve ne oldu anlat hadi." diye çıkıştım.

"Ya Aylinim ben sana koş, dedim ölüm kalım meselesi dedim, niye dikkate almıyorsun beni?"
"Ah kuzum öyle deme yetişmeye çalıştım ama neye bi anlat da bilelim."

"Ya bi elbise beğendim müthişdi ama öyle böyle degil, fiyatı da inanilmaz ucuz. Ama elbisenin bedeni xxl. Görevliye sordum 'başka bedeni var mı?' diye. 'Diğer mağzalarımızda gözükmüyor, burada ise bir tane small bedeni kalmış. Olur mu?' dedi. Nasıl heyecanlandım bir gör.

'Tabi tabi hemen alıyım' dedim. Görevli gitti bakti 'Burada olması gerek ama yok bulamıyorum' demez mi...
Kabinlere baktım, kıyafetlerin arasına karışmış olabilir diye mağazanın altını üstüne getirdim.

Sonra tam umudumu kesmişken yaşlı bi kadının elinde gördüm. Yalandan muhabbet açtım sonra 'Aa bu elinizdeki elbise ne kadar da kötü hem size de olmaz xxl bedeni var bunun hadi ona bakin' dedim.

Kadın alaycı bir bakış atıp elbiseyi üzerine dogru tuttu. 'Kızım sen saf mısın? Bu elbise herlade bana olmaz. Kızıma doğum günü hediyesi alıyorum, ayrıca gayette güzel' dedi.

Bir de azar işitmediğim kalmıştı o da oldu" diyip gözlerini kaydırdı

"Hmm anladım elbiseyi de öylece kadın aldı gitti demek." dememle beni susturup

"Dur daha duurr neler oldu neler"

"Daha ne aptallıklar yaptın bakalım?"

"Anlatayım bitsin de zaten tribe girecem sonra da. Herneyse peki dedim gittim. Gizlice takip etmeye başladım kadını. Kasaya geldi almak için kartı çekmedi yanında nakiti de yokmuş. Hemen olaya atladım ver ben alırım dedim. Bi baktim 5 lira eksik lan 5 lira için alamadim elbiseyi ya bu nasıl bir karma?"

"Ee yavrum kadının da kartı çekmemiş nasil aldı?"

"Sana o kadın aldi diyen kim? Kadın bankamatiğe para çekmeye gitti. Bende seni aradım. Hemen sonra kasada sırada bekleyen kız elbiseyi gördü. 'Ay çok güzelmiş buu, fiyatı da ucuz' dedi hemem alıverdi."

"Benim bildiğim Gamze kolay pes etmez. Nasıl verdin sen o elbiseyi o kıza?"

"Kanki yanında bi çocuk vardi, bakisiyorduk. O arada halledivermiş pislik, neyse o çocuktan bi iş çıksa bari boşuna kapatırmasak." demesiyle

Yanağına bi şaplağı indiriverdim.
Bi kız her gördüğü yakışıklıdan aynı anda nasil etkilenebilir resmen bu kız alacakaranlıktaki bir adet Bella. Kız; jacop' a "Seni sevidiğimi biliyosun" diyor, arkasını dönüp Edward'a "Seni daha çok seviyorum ama" diyor nerde bu işin mantığı?

"Neyse sonuç olarak bebeğim şans bizim yanımızda olmayı sevmiyor,haydi bırak ben tribe"

"Mal mal kelimeler kullanıyorsun. Hem sen nerden buluyorsun bunları? Kim öğretiyor sana?"

"Cidden o kadar değişti mi konuşmalarım? Çok mu anlaşılıyor?

"Ne çok mu anlaşılıyor?"

"Demek anlamamışsın. Ya bizim sınıftaki alperen var ya onunla bu aralar biraz fazla mesajlaşıyoruz ondandır."

"İnanmiyorum şu camon alperen mi?"

"Hahaha ta kendisi canım, şuna da bak halada hatırlıyorsun lakabını falan."

"Hep kamyon arkası yazılar söylediği için camon lakabını alan bi insanı nasıl unutuyum."

"Hayır. İşin aslı kamyoncu Alperendi. Bizimkiler bu ne azıcık cool birşeyler olsun derken ortaya bu çıktı. Aman boşver bizim salakları şurada okulların açılmasına az kaldı. Sence de 15 gün çok çabuk geçmedi mi ya."

"Evet,maalesef."

Biz böyle sıradan şeylerden muhabbet ederek yürürken, çok yorulduğumuzu fark edip birşeyler içmek için alışveriş merkezinin içinde cafeye oturduk. Siparişlerimizi verdik beklerken cafenin kapısının önünden 5 kişilik bir erkek grubu geçti. Birisinin simasi tanidik geldi ama kimdi çıkaramadım ve içlerinden bir başkası da sanki beni tanıyormuş gibi dikkatlice bakıp geçti. İlginçti. O 2 saniye içerisinde anlamadığım şeyler olmuştu. Bi yarım saat kadar oturduktan saat 6.30 olmuştu, hesabi ödeyip kalktık.

Eve geldigimizde kapıda hiç beklemediğim birisi ve onun öfkeli bakışlarıyla karşılaştım. Hiç bişey demeden yanıma gelip, kolumdan arabaya doğru sürüklemeye başladı. Ağzımı açıp tek kelime etmeme firsat vermeden arabanın kapağını açtı ve koltuga fırlattı. Öfkeli duruyordu ama ben ona 2 misli daha öfkeliydim fakat o bundan habersizdi.

UZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin