❧ ❧

192 41 7
                                    

Tam olarak 1 saat sonra yeniden uyandım. Çok uykum vardı yataktan kalkmak istemiyordum fakat ilk iş günümdü ilk günden işe geç mi kalacaktım?

Yorganı hızlı bir hamleyle üzerimden attım. Dönüp yastığıma bir kez daha baktım 5 dakika daha uyumak için nelerimi vermezdim oflaya sıkıla uykumla vedalaştıktan sonra banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.


Sabah uğraşmamak için geceden hazırladığım beyaz t-shirtimi, altıma siyah şortumu ve düz beyaz spor ayakkabılarımı giydim, saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Yatağımın üstünden siyah deri ceketimi ve telefonumu aldım.
Merdivenleri hızlıca inip salona girdiğimde pamir ve yekta hala uyuyordu. Yorganları üstlerinden hızlıca çektim ve ;

• Uyanın gençler sabah oldu • diye bağırdım sırıtarak.

Mutfağa girdiğimde gözlerime inanamadım ekin erkenden uyanıp tüm kahvaltıyı hazırlamıştı.

• waoww • dedim istemsizce.

Ekin elindeki kahvaltı tabağını masaya koyarak ;

▪ uzun zaman sonra yeni bir iş buldun sana ilk kıyağım ▪ diyerek gülümsedi.

Bu kıyağının ileride bana çıkar olarak geri döneceğini anlamıştım,gülerek gözlerimi devirdim. Masaya oturdum kimseyi beklemeden yemeğe başlamıştım bile  ağzım tıka basa  dolu bir şekilde ;

• Müthiş olmuş ellerine sağlık • dedim.

O sırada ben uyandırmasam uyanmayacak denyolar ellerini yıkamış sofraya oturmuşlardı.

Yekta gülümseyerek bana ;

▪ Günaydın hayatım ▪ Dedi

Ona karşılık olarak bende ;

• Günaydın • dedim. Kavgalıydık birkaç gündür içimden onunla konuşmak gelmiyordu.

Benim yektayla diyoloğa girmem sanki pamiri biraz kıskandırmıştı ya da dün gece aramızda yaşanan olaydan sonra ben öyle hissetmiştim.
Pamir bir anda bana doğru bakarak ;

▪ Güzel bir geceydi bunu tekrarlayalım dimi gençler? ▪

Ekinde masaya oturmuştu. Pamir'e ;

▪ Şansınızı zorlamayın isterseniz ▪ diyerek gülümsedi.

Bende gülerek kafamı iki yana sallayarak ekini onayladım. Çayımın sonunu içip ;

• Ben çıkıyorum • dedim

Arabanın anahtarını aldım kapıya doğru yürürken arkamdan " kolay gelsin" seslerini de işittim. Yekta'yı öpmemem onu biraz üzmüştü. Hızlıca otoparka indim. Arabaya bindiğimde güzel bir manevrayla otoparktan çıktım.
Az sonra telefonumdaki navigasyon çevre yolunda ilerlerken sağ köşedeki orman yolunu gösteriyordu. Kim ormanın içine ruh sağlığı merkezi yapardı ki?
o an için saçma gelmişti biraz düşündükten sonra doğa ile iç içe olmak belkide ordami hastalara iyi geliyordu. Hava biraz sisli ve soğuktu orman bana ürkütücü gelmişti adeta korku filminden fırlamış gibi duruyordu.
Hastane görünümüştü. Nasıl davranacaktım heyecanlıydım hastaneye geldiğimde diğer herkes gibi bende arka bahçede herkesin kendisine ait park yeri vardı adımı görünce ;

• Çok havalı • dedim

Kırmızı mini cuper arabamı benim için ayırdıkları yere park ettim. Danışmaya Başhekimin odasını sordum. Biraz düz yürüyüp asansörün önüne geldim.
Sanki bu hastaneye daha önce gelmiş gibiydim sonra kendimle dalga geçtim " Benim bu hastanede ne işim olur delimiyim ben ayol? " diye. Kendi kendime sırıtırken asansör geldi ve bindim.
Asansörden indiğimde tek tek odaların kapılarında gözlerim başhekim yazısını arıyordu
aha! Buldum en sondaki oda. Kapıya tıkladığımda o meşhur "gel" yerine kibar 30 lu yaşlarında bir adam sesi;

▪ İçeriye buyurun lütfen ▪ demişti.

Resmen şuan 32 dişim birden meydandadı hafif öksürdüm ve kapıyı açtım ;

• Merhaba efendim ben Yüsra Ketenci bugün işteki ilk günüm •

▪ hoşgeldin yüsra hemen yan oda senin. Birazdan sana merkezimizi tanıtmak için birisini göndereceğim neye ihtiyacın olursa onunla görüşebilirsin ▪

Kendi odamın kapısını açtığımda hayatımda hiç böyle bir oda görmemiş gibi davrandım ama görmemiştim zaten.
Odam tablolarla doluydu köşede çalışma masam, üstünde klima, karşı duvarda televizyonum ne ararsam vardı. Kapıyı kapatıp hemen koşarak koltuğuma oturdum birkaç saniye koltukla dans ettim resmen.
Odamın keyfini çıkartırken içeriye uzun boylu hafif esmer kahverengi gozleri olan acayip yakışıklı bir çocuk geldi ;

▪ Yüsra hanım ben Yesir psikiyatri'yim. Sizinle beraber çalışacağız uzun bir süre. İzniniz olursa size hastaneyi tanıtayım ▪

• tabiki • diyerek ayağa kalktım.

Aslına koltuğundan ayrılmak istemiyordum fakat yesir takip edilecek kadar nefes kesiciydi koridora çıktığımızda oda  anlatmaya başlamıştı.

▪ Efendim burası benim odam, yan taraftaki oda toplantı salonu , şurası mutfak , aşağı katlarda ise hastalarımız bulunmakta ▪

Diye anlatırken ben çocuğun tipine takılı kalmıştım resmen özene bezene yaratılmıştı.
Dudakları sanki kalemle çizilmiş gibiydi ve evet biraz ayran gönüllüyüm kabul ediyorum diye kendimi eleştirirken bir anda ;

▪ Efendim ▪ diye bir ses ile irkildim.

• Ne diyordun kusura bakma birşey düşünüyordum •

▪ Önemli değil çalışanlarla tanıştınız mı diye sormuştum ▪

• İlerki günlerde tanışırız • dedim

Bana bakarak gülümsedi ve iznimi alarak odasına ayrıldı bende odamın yolunu tuttum çok kibar bir çocuk eminim benim yaşlarımdadır  diye içimden geçirerek kıkırdadım.
Odama geldiğimde hastanenin belgelerine bakınmaya başladım burayı sevmiştim eminim herşey güzel olacaktı.

●●●

ZULÜMDAR SERSERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin