Mutfakta annem ve melisa ile kahve içiyorduk. Melisa yarıyıl tatiline gireli 3 gün olmuştu. Kardeşimle zaman geçirmeyeli uzun zaman olmuştu. O ve annem benim bütün dünyamdı. Herkes gelip geçici olarak baksam da onlar benim arkamdaydı her zaman. Melisa yüzüme bakarken " Noldu? " Dedi. " Sen git gide daha çirkin bir şey oluyorsun ha" Dedim gülerek. " Ya anne bana ne diyor duydun mu?" Diye isyan etti. Annem cevap vermeyip gülerken " Oğlum apaçi misin sen saçının altını mavi yapmış bir de" Dedim. " Abi herkes yapıyor ama ya. Tarz meselesi bir kere bu" Dedi. "Yesinler senin tarzını " Dedim. O somurturken saçlarını karıştırdım ve yanağına bir öpücük kondurdum.
Melisa göğsümden beni iterken " Iyyy pis pis öpme yanağımdan çekil " Dedi. Yanağını ısırıp çekilirken ciyak ciyak bağırdı. " Yav abi napıyosun? Acıdı ya... Anne " Derken bir kahkaha attım. Koluma birkaç kere vurdu ve " Canın sıkılıyor herhalde " Dedi. " Yooo gayette keyfim yerinde " Dedim. "Tolga abi gelsin de az bir gidin dolaşın. Bu aralar çok evdesin" Dedi. "Sanane kız" Dedim. O bana kötü kötü bakarken kapı çaldı muhtemelen gelen Tolgaydı. Neşeyle kapıya koşar adımlarla geldim ve " Erkencisin yoksa yoğun değil miydi kli... " Derken kapıda Aler ile göz göze geldim.
" Pardon rahatsız ettim" Dedi. " Bir şey mi oldu? " Dedim. " Rahatsızca kolunu ovalarken " Ülkü teyze evde miydi? " Dedi. " Evde " Dedim kısaca. " Çağırabilir misin rica etsem?" Dedi. " Tabi çağırayım da, hayır mı? " Dedim. " Sıkıntılı bir durum yok. Ülkü teyzeyle ben hallederim " Dedi. " Sen dışında ol mu diyorsun? " Dedim. " Senlik bir durum yok o yüzden " Dedi. " Pekala " Dedim ve annemi çağırdım. Annemi gören Aler " Ülkü teyze kusura bakma rahatsız ettim bu saatte. Seninle konuşmak istediğim bir durum var " Dedi. Annem " Tabi oğlum yardımım olacak bir şeyse çok mutlu olurum " Dedi. " Burada konuşmasak benim evimde konuşsak olur mu? " Dedi. Annem önce şaşırsa da " Pekala " Dedi.
Evden çıkarken Aler yüzüme baktı ve arkasını döndü. Ne oluyordu Allah aşkına. Biraz zaman geçtikten sonra annem geri döndü. Merakla " Ne oldu? " Dedim. " Bir şey yok ya ailesi ile ilgili bir durumu anlattı ve annesiyle konuşmamı istedi. Seni dahil etmek istemediği için onun evine gittik " Dedi. " Neymiş peki ? " Dedim. " Söyleme dedi ama, nişanlısı ile ayrılmış. Babasının gayri meşru bir çocuğu çıkmış ve Aler bütün haklarını ona devretmek istemiş. Annesi de sinir krizi geçirmiş. Burada daha iyi olduğunu söylemiş, annesini ikna edemeyince de seni sever bir de sen ara dedi. İşte eski dostum bilirsin aradım biraz dertleştik. O olaydan sonra soğukluk girmişti biliyorsun. O kadar emekli varis yetiştirdik dedi. Diğer çocuk madde felan kullanıyormuş işte. Uzun uzun konuştuk bırak istediği hayatı yaşasın dedim. Şirket olmasa bile çok başarılı olacağını söyledim. Ama yine de olaylar düzeleceğini pek sanmıyorum " Dedi annem.
"Çünkü evlilikleri de sarsılmış. Tek şirket dağılmaz aile de büyük ihtimalle dağılır gibi geldi. " Diye ekledi. Üzgün bir tonla devam etti " Aleri de haklı görüyorum. Köklü bir aileler. Babası çok katı çocuğa bir nefes aldırmadılar bu yaşına kadar." Dedi. " Yani aile olaylarının çokta içine girmeyelim yine de. " Dedim. " Yok zaten o da özellikle senin girmeni istemiyor da zorunda kalmış. Annesinin psikolojik durumu çokta iyi değilmiş işte" Dedi.
Kapı tekrar çalarken ayakladım. Kapıyı aralayıp Tolga'ya bakarken benimle göz göze gelen Tolga otuz iki diş sırıttı. " Noldu la ne gülüyon? " Dedim." Yollarımı gözlüyordun değil mi? " Dedi. Bende gülerken " Tabi camın kenarında yosun tuttum nerdesin kaç saattir? " Dedim. " Hiç sorma ya yeni bir hasta geldi. Şizofreni hastasıymış ortalığı ayağa kaldırdı." Dedi. İçeriye geçerken melisa " Aaa neden? " Diye merakla sordu. " Ya genç kadın bir hastaydı. Uzun bir hikaye yine de anlatayım Büyük yaşta birisiyle evlendirmişler 14 yaşındayken çok işkence görmüş. Adamda ölünce bunun İstanbul'daki genç kardeşi kadınla evlenmek istemiş. İşte kadında başta şaşırıyor niye evlenmek istiyor diye. İşin aslı da bu çocuk evlatlık bir çocukmuş o yüzden aileden pek değer görmüyormuş. Ve abisi ölmeden önce kız hamile kalmış. Bunu duyan bir hizmetli de çocuğa haber uçurmuş. Tek variste işte doğan çocuk olacağı için erkek doğma umudu ile kadınla evlenmiş. Böylelikle bütün miras kendine kalacakmış " Dedi.
Annem " Bune dizi gibi " Dedi. Tolga güldü ve devam etti. " Kadına bir ev tutmuş ama eve çok nadir gelip gidiyormuş. Ve sık sık doktora götürüp cinsiyetini öğrenmeye çalışıyormuş. Birkaç ay geçtikten sonra bebeğin cinsiyeti kız çıkıyor ve adamında hayali suya düşüyor. Kadını evden atıyor, kadın işte ailesini arıyor fakat memleketinde kadın için başka birisi ile kaçtı diye laf çıkarmış o yüzden kadın aile evine de dönemiyor. Çok zor şartlarda hayatını geçirirken işte çocuğu karnında ölüyor ve aylarca hastanede yatıyor. Daha sonra kaçak yollardan yurt dışına gidiyor. Orada dil öğreniyor ve bir otelde çalışmaya başlıyor. Orada da iftiraya uğrayıp atılıyor " Dedi.
Melisa " Yazık ama ya hiçbir hayatı olmamış " Dedi. Tolga üzgün bir ifade ile " İşte sonra dini bir toplulukla yolu kesişiyor. Ordaki topluluk inancına göre ikinci bir Meryem Ana olacak ve göklere çıkan isa tanrının yardımı ile tekrar rahimde varolacak. Bu yolla dünyaya geri gelecek diye inanıyorlar. Ve kadının ismi de Meryem olunca gel zaman git zaman sürekli bu grubun sohbetlerine gelen kadın dikkatlerini çekiyor. Rahipler kadının ikinci Meryem olduğunu söylüyor. Zaten bir kimliği yok, mülteci bir kadın arayanı soranı da olmaz diyerek kilisenin bir odasına kadını hapsediyorlar sadece dini törenlerde kadını orataya çıkartıyorlar. Genellikle zengin zümrenin yer aldığı bu topluluk ikinci bir Meryem Ana bulunca da daha nüfuslanıyor ve git gide büyüyor. Eline altın fırsat geçen topluluk üyeleri kadının üstünde daha bir baskı kuruyorlar. Karanlık bir odada tutuyorlar. Onu Meryem ana olduğuna inandırmak için kadına bir yandan da korku vererek topluluğa bağlı kalmasını sağlıyor. Yaşadığı ağır olaylardan sonra hastalık seyrini göstermeye başlıyor ve kadın kendi benliğinden çıkıp kilisenin kendine dayattığı rolü oynamaya başlıyor. Dışarıda duyduğu en küçük ses ile tanrının kendisi ile konuştuğunu sanıyor. Sohbete katılan bazı kişilerin melekler olduğunu düşünüyor. Atıyorum her gün mavi giyinen bir kadın bir gün beyaz giyince kadın diyor ki tanrı bugün beni kutsuyor o yüzden beyaz giydirdi diyor. " Diye ekledi.
Melisa " Şizofren tanklarında zaten genellikle bu sıkça görülüyor. Her şeyi bir mesaj olarak yorumluyor. Atıyorum bir reklam görüyor diyor işte bana bir mesaj gönderdiler. Aslında hastalıktan kaynaklı" Dedi. " İlginç bir hastalık "dedim. Annem" Eee tolga oğlum sonra nolmuş " Dedi. Tolga anlatmaya devam etti. " Topluluk daha da ileri gidip kadını hamile bırakmak istiyor. Ama kadın son doğumundan sonra rahmini kayıp etmiş. Aylarca süren cinsel istismardan sonra bakıyorlar kadın hamile kalmıyor bu kez sahte bir hamilelik uyarlıyorlar. Birkaç ay da hamilelik yalanı ile topluluk daha da büyüyor. Ve polislerin baskını ile dağılıyor. Topluluk bünyesinde olan herkes tutuklanıyor kadın hariç çünkü hasta tanısı konulunca ve Türk vatandaşı olduğu öğrenince de Türkiye'ye bir kliniğe yatırıyorlar. Ama kadın klinikten kaçıp birkaç hafta boyunca ben Meryem anayım diye dolaşıyor ve yolu bizim kliniğe yakın bir restoranta düşüyor. İşte sonra apar topar buraya getirdiler. Sevki yine eski hastanesine yapılacak ama yine bir tedavi süreci başlattık ufakta olsa " Dedi.
"İyileşince tutuklanacak mı? " Dedim. "O kadarını bilmiyorum ama durum içler acısıydı. " Dedi Tolga. " Baş Piskatristlerden birisi oldum ama aklım bir yandan da kadında kaldı bugün. Mutluluk ve üzüntü arasında bir yerdeyim " Dedi. " O zaman bir balık rakı akar. Hazırlanda deniz kenarında bir alem yapalım " Dedim. Annem" Çok içmeyin " Diye uyarıyı geçerken Tolga " Bir üstümü değiştireyim de çıkalım " Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece mavisi bxb ( texting)
Tiểu Thuyết Chungülkücü, geleneklerine bağlı bir genç ile, modern , entelektüel bir gencin hikayesi...
