Shinee prensiyle tanışma

218 6 1
                                    

2.BÖLÜM

Tae Yang bana böyle deyince ben inanamadım. Ne yani SHINEE bu okulda mı okuyordu? Beraber aynı okulda mı okuyacaktık? İnanılır gibi değildi.Ben Shinee'ye doğru bakakalmışken Tae Yang'ın öksürüğüyle kendime geldim.

Tae Yang:"Shinee'den en çok Choi Min Ho'yu sevmem.Shinee'den başka hiçkimseyi insandan saymaz.Bu arada ben böyle dedim ama sen Shinee grubunu biliyorsun değil mi?"

Elif: "E.. evet"

Tae Yang: "Bu arada sen hangi bölümde okuyorsun?"

Elif: "Mütercim-tercümanlık."

Tae Yang:" Vaaay be ilerde bir tercümana ihtiyacım olursa sen benim tercümanım olursun o zaman."

Elif: "Tabii."

Joo Mi bize doğru yaklaşınca dersin başladığını söyledi. Ben de Tae Yang'a veda edip Joo Mi'yle okula doğru yürüdüm.

Joo Mi: "Kimdi o?"

Elif: "Tae Yang..Kang Tae Yang.Benimle tanışmak istediğini söyledi. Ben de kabul ettim."

Joo Mi: "Okulun ilk günü ama sen şimdidem populer oldun."

Elif: "Sadece alt tarafı bir çocuk benimle tanışmak istediğini söyledi.Abartıyorsun."

Joo Mi: "Ondan bahseden kim? Kantine girdiğim anda nirkaç erkeğin senin hakkında konuştuğunu duydum. Onlardan biri 'Şu çıtıra bak. Bayağı da güzelmiş.Sevgilim olmasını isterdim'dedi. Niyetleri hiç iyi değil bence.Dikkat etmelisin Elif!"

Elif: "Bir şey olmaz ya! Çıkma teklifi etse bile ben reddederim. O da bırakır heralde."

Joo Mi:"Umarım. Çıkışta görüşürüz canım. İyi dersler "

Elif: "Sana da.."

Sınıfa doğru yürürken birkaç kişinin bana doğru baktığını gördüm. Ya da ben öyle sanıyordum. Her neyse ben sınıfa girdikten birkaç dakika sonra üniversite hocamız geldi. Bu derste sadece tanıştık. Yabancı olduğum belliydi. Profesör milliyetimi sorunca ben de Türk olduğumu söyledim ve yüzüne bir gülümseme yayıldı. Ders boyunca Türklerden bahsetti de durdu.:)Korelilerin Türk milletine çok şey borçlu olduğunu vs. söyledi.Böylece tanışma faslıyla başlayan ders profesörün Türkler hakkında anlattığı hikayeyle sona erdi. Yalnız sınoftan çıkarken birisi bana ismimle seslendi.Döndüm.

Jae Eon: "Merhaba güzelim ben Jae Won."

Elif: "Güzelim mi? Samimi olmadığım, daha yeni tanıdığım kişilerin bana böyle hitap etmesinden hoşlanmam."

Jae Won: "Şimdilik yeterince samimi olacağımızı düşünüyorum. Çünkü sevgilim olacaksın."

Elif: "Yok ya! Kim kimin sevgilisi oluyormuş?! Gidiyorum."

Tam sınıftan çıkacakken arkamdan

"Merak etme güzelim o kapıdan çıktığın gibi geri dönmesini de bilirsin.Beni isteyeceksin."

Dedi. Al başına belayı!Oys ki ben ilk günümün güzel geçeceğini hayal etmiştim.Hayalimde böyle bir sapığa yer yoktu! Joo Mi'nin söylediği çocuk muydu acaba? Hani şu niyetinin kötü olduğunu düşündüğü çocuk! Umarım budur. Daa fazlasına dayanamam.Çıkışta Joo Mi'yi bulamadım. Üniversiteye tekrar girdim çıktım ama yoktu. Telefonumun şarjı da yok arasam.Off! Her neyse yolu biliyorum. Bir şeyleri çabuk öğrenmede iyiyimdir.Üniversite kapısından tam çıkıyorken birisiyle çarpıştım. Yüzünü göremedim. Güneş yüzüme doğru çarpıyordu. Yüzünün benim için bir önemi yoktu zaten. Özür diledi ben de oradan ayrıldım.

Dar,ıssız sokaklardan geçiyordum.İçim ürperiyordu. Arkamda birisinin olduğunu hissettim. Ah Jae Won!

Jae Won:" Merhaba güzelim. O soruyu son kez soruyorum. Sevgilim olacak mısn?"

Elif: "Hayır!"

Jae Won: " İnat etme. Yakışıklıyım. Her şeyim var. Neden beni reddediyorsun?"

Elif: " Çünkü seni is-te-mi-yo-rum."

Jae Won:" Ama şimdi isteyeceksin"

Dedi ve beni bir duvara sıkıştırıp öpmeye kalktı. Yardım istiyordum ama kim duyardı ki sesimi? Ben böle düşünürken Jae Won yere yığıldı. Biri ona yumruk atıyordu. Dikkatlice baktığımda bu kişinin Shinee grubundan Choi Min Ho olduğunu gördüm.Amaonun böyle bir sokakta,böyle ıssız bir yerde ne işi vardı ki? Jae Won'u çok fena dövmüştü. Jae Won yerinden kalkarak "sen göreceksin" diye tehditler savurup uzaklaştı yanımızdan.

Elif: "Sen.. sen Shineeden Choi Min Ho'sun değil mi?"

Min Ho: "Evet."

Elif: "Öncelikle teşekkür ederim ama senin böyle bir yerde ne işin var?"

Min Ho: "Hatırlamıyor musun? Üniversite çıkışında çarpışmıştık.Ama sen cüzdanını düşürdün.Arkamı döndüğümde sen çoktan uzaklaşmıştın.Beni duymadın. Ben de seni takip edeyim de cüzdanını vereyim demiştim."

Elif:" O halde hem cüzdan için hem de beni o sapığın elinden kurtardığın için teşekkür ederim."

Min Ho:" Sorun değil de bir daha böyle sokaklardan gitmemelisin.Bu arada aynı üniversitede okuyoruz sanki değil mi?"

Elif:"Ah evet"

Min Ho:"Koreli değilsin sanırım"

Elif:"Evet Koreli değilim. Ben Türk'üm."

Min Ho: "Ayrıca Koreceyi çok akıco bir şekilde konuşuyorsun. Nasıl öğrendin?"

Ben de ona Türkiyedeyken Korede mektuplaştığım bir arkadaşım olduğunu, onun yardımıyla Koreceyi akıcı bir şekilde konuştuğumu anlattım. Bayağı sohbet ettik. Min Ho sokaklar tehlikeli olduğu için beni evime kadar götürmeyi teklif etti. Ben de kabul ettim ve beni evime bıraktı.

Eve vardığımda Joo Mi yoktu. Ne oldu acaba? Joo Mi'yi aramak için telefonu şarja taktım amaJoo Mi'nin bana göndermiş olduğu mesajı gördüm.Mesajda

"Canım annem rahatsızlanmış o yüzden bugünlük eve sen tek git"

Yazıyordu.Ben de meraklanmıştım.Umarım annesinin durumu iyidir.bBen evde canım sıkılmasın diye e mailllerime bakıyordum ki kapının açıldığını duydum. Gelen Joo Mi idi.Onunla sohbet ettik biraz. Annesinin durumu iyiymiş. Sadece kan şekeri düşmüş. Joo Mi bana ilk günümün nasıl geçtiğini sorunca ona olan biteni anlattım.Joo Mi bu kadarını beklemiyordu saırım. Ağzı açık kaldı. Shinee kısmını duyunca ağzının ne denli açıldığını tahmin dahi edemezsiniz. :D

Yorgun olduğumu söyleyip odama çekildiğimde bugün neler yaşadığımı tekrar düşündüm.O üniversite çıkışında çarpıştığım çocuk..Kim olduğunu bile önemsememiştim.Kim olduğunu önemsemediğim o kişi bana üst üste iki iyilik yaptı. Birincisi cüzdanımı bana geri getirmişti. İkincisi ise beni o sapığın elinden kurtarmıştı. Etkilenmedim değil. :D ♡

İlk günüm böyle geçtiyse ikinci günün kim bilir nasıl geçecek?! Meraklar içerisindeyim.

~~~~~~~~

Sevgili okuyucum biliyorum bu bölüm çok uzun oldu ama umarım sıkmamışımdır sizi. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. ♡♡

KORE'DE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin