Açık pencereden odama dolan soğuğu hissettikçe yorgana sokuluyordum. Yorgana sokulmak pencereyi kapatmaktan daha kolaydı sanki. Beynim uyku modundan çıkmayı inatla reddediyordu. Soğuktan titreyen vücudum bu olaya el atmam gerektiğini ısrarla hatırlatıyordu. Ve sonunda titreyen vücudum galip gelmiş uykulu gözlerle ayağa kalkmış sendeleyerek pencereye doğru ağır adımlar atmıştım. Pencereye geldiğimde dışarda yağan yağmuru fark etmiş ve kapatmak yerine yağmurun o muhteşem melodisine kulak vermiştim.
Hayat ne kadar acımasız ? Diye düşünürken üşeyen şeyin bedenim değil yüreğim olduğunu anlamıştım. Sızlıyordu işte caresizce. İçime birikmiş onca acıya direnmeye çalışıyordu. Tutunacak dal arıyordu sanki. Suda bogulurcasına çırpınan bi beden kurtarıcı bi el bekliyordu.
Düşüncelerden arınıp kendime gelmiştim. Orda kaç dakikadır dikiliyorum bilmiyordum. Ve bunun iyi gelmediğini düşünmüş pencereyi kapatıp rahat yatagıma tekrar dönüyordumki içimde birşeyler beni koşma hissiyle dürtmüş kendimi bir anda kapının önünde bulmuştum. Yağmurdan dolayı bi hayli serindi hava ve bu havaya göre kiyafetlerim pek ince kalıyordu. Ama bunu umursamadım.
Etrafa göz gezdirdim. Her yerde sayısını bilemedigim koca agaçlar vardı. Gökyüzü karanlıktı etrafta iki evden başka ev gözükmüyordu. Onlarda da bi hayat belirtisi yoktu. Boş olduğunu düşüneceğim sırada bos olmasa bile gecenin bu saatinde nasıl bir hayat belirtisi bekliyordum. Kendi kendime gülüyor muydum ben ? Ahh hayır.. Düşüncelerden zorda olsa sıyrılmış şehrin gürültüsünden kaçıp tatil için geldiğimiz bu garip yeri benimsemeye çalışıyordum. Ama çabalar boşa çıkıyordu. Bu durumdan artık sıkılmıştım. Ve ayaklarıma emir verir gibi bi bakış attıktan sonra bütün gücümü ayaklarımda toplamışçasına koşmaya başladım. Özgürlüğü cigerlerime kadar çekiyor kollarımı açarak onunla kucaklaşıyordum resmen.
Yorulduğuma kanaat getirdigimde durdum. Ne kadar koştum, nereye geldim, bilmiyordum. Kalbim tüm vücudumda atarken yağmurdan bi hayli ıslanmış bedenim üşümeyi tekrar hatırlamıştı. Biraz soluklandıktan sonra dönmeye karar verdim geldiğim taraf olduğunu düşündüğüm ağaç aralarından yavaşça ilerliyordum. İçim o kadar hüzünle dolmuş olacakki buranın bu kadar korkunç oldugunu ancak fark edebilmiştim. Sanırım bedenim artık dahada buz kesmişti....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİMİN KÜLLERİ
RandomKaç insan varki baktığımızda mutluluktan havalarda uçtuğunu sanıp imrendigimiz; kaç insan varki hüzünlü sandığımız oysa mutlu bi hayatı olan. . . Hayat bazen ters köşe yapıyor. Simalar, kahkahalar aldatıyor. Oysa acılar yürekte gizli. Her fırtına in...