Multimedia da BAŞAK var yavrularrr...
"Hanımefendi uyanın lütfen yolculuk bitti"
Duyduğum sesle beraber hafif bir şekilde gözlerimi araladım. Önce etrafıma, sonra bana seslenen kişiye baktım. Bu muavindi ve şu anda bir otobüsteydim. Koltuklar bomboştu. OLAMAZ! Bütün yolculuk boyunca uyumuş olmalıyım. Hemen muavinden özür dileyip aşağı indim. Hayatımda ilk defa İzmir'e geliyordum. Benim için çok farklı bir hayat başlıyordu. Ben ailemle birlikte İstanbul'da yaşıyorum ama üniversite için İzmir'e taşındım. Farklı bir şehirde, farklı insanlarla, farklı bir hayat başlıyordu benim için...
Hemen bir taksiye atlayıp yeni evime gittim. Benim için abim Berk tutmuştu bu evi. Bana verdiği anahtarla kapıyı açtım. BENİ UYANDIRAN MUAVİNLER AŞKINA! Bu ev muhteşem. Hemen içeri girip kiyafetlerimi dolabıma yerleştirdim. Evi de gezdikten sonra benim gibi okumak için buraya gelen iki arkadaşımla buluşacaktım. Ama önce bi fincan Nescafe'ye ihtiyacim var. Su ısınırken bende üzerime lacivert mini elbisemi giydim. Saçlarımı tepeden topladım. Ve yüzüme hafif bir makyaj yaptim. Hafif derken lacivert ruj ve eyeliner'dan söz ediyorum. Ayağıma da lacivert, topuklu ayakkabılarımı da giydikten sonra aşağı inip kahvemi hazırladım. Ben kahvemi yudumlarken kapı çaldı. Hemen kapıyı açtım. Ceren ve Eren gelmişti. Normalde onlarla dışarıda buluşacaktık ama onlar beni almaya gelmişti. Ben şaşkın bir şekilde onlara bakarken bir anda ikisi birden boynuma atladı. "Başak bizi özlemedin mi yoksa?" diye sordu Ceren. Onlara daha sıkı sarıldım ve "Özlemez olurmuyum twins". Ardından Eren bizi ittirerek ayrılmamızı sağladı ve "hadi artık çıkalım sizi yeni arkadaşlarımla tanıştırıcam" dedi. Hemen kahvemj bitirdim ve lacivert çantamı koluma taktım. Lacivert demişmiydim?
Eren arabayı kapının önüne park etmişti. Ceren öne oturmuştu bende arkaya binmek zorunda kalmıştım. Hemen kulağıma kulaklıklarımı taktım. Yaklaşık beş dakika sonra kocaman bir villanın önünde durduk. Ceren gözlerini kocaman açmış villaya bakıyodu. Ardından Ceren "çilek kaplı çikolatalar aşkına", Bora ise " brownie şelaleleri aşkına" derken benim " BENİ UYANDIRAN MUAVİNLER AŞKINA" demem ikisininde bakışlarını bana çevirmensine neden olmuştu. Hepimiz birbirimize bakarken arka kapı açıldı. Bende kapıya yasanmış olduğum için kapının açılması ile yere düşüyorum ki yakışıklı bir erkek beni tuttu ve kendine yapiştirdi ve birden bire dudaklarını dudaklarıma yapıştırıdı. Şaka lan şaka. Kapının aşılması ile yüz üstü yere yapıştım. Tam bi rezillik. Ceren hızla kapıyı açıp beni sırt üstü yatırdı. Gözlerimi yavaşça açtım. Ardından şaka olduğunu düşünüp geri kapattım. Ceren "Başak iyimisin, hadi kalk" dedi. "Başak, hmm güzel isim, beni görünce mi bayıldı acaba" dedi biri. O sesi duyduktan sonra aniden gözlerimi açtım. Bu tepkimden dolayı bana şaşkın bir şekilde beni izliyorlardı. Önce Ceren'e sonrada yanındaki kas yığınına baktım. Bir sure mal mal birbirimize baktıktan sonra asiri yakışıklı, ultra yakışıklı, süper müper yakışıklı ne diyorum ben ya, Ceren'in yanındaki (yakışıklı) çocuk bana elini uzattı ve " hadi ver elini kalk ayağa" dedi. Elini tuttum ve ondan destek alaram kalkmaya çalıştım. Tam ayağa kalktığım sırada tekrar düşecekken çocuk beni tuttu. Kucağında sayılırdım. "Iyimisin" diye sordu çocuk. "Şey sanırım bileğimi burkmuşum ayakta duramıyorum" dedim. Yavaşça beni kaldırdı ve arabaya bindirdi. Ceren öne oturunca çocuk da yanıma oturdu. Ona çocuk demekten sıkılmıştım. Bu yüzden ona adını sormaya karar verdim. Tam soracakken "adını öğrenebilirmiyim" diye sordu. Benden önce davranmıştı. Yüzümü ona çevirdim ve "Ben Başak dedim" verdiği cevap karşısında kendimi çok garip hissetmiştim. Bana 'seni seviyorum' demişti. Tabi ki de şaka. Bana " biliyorum ben de Kerem" dedi.
Vote ve yorumlarinizi bekliyorum yavru beybisler. En kısa zamanda yeni bölüm gelecek. Yavru kalınnn...
