Dudağının kenarında browni kalmış

16 2 1
                                    

Tam kapıdan çıkarken Kerem beni durdurdu. Tek kaşımı kaldırarak "Nooldu" diye sordum. Kerem yine gamzelerini gözüme sokarak "dudağının kenarında browni kalmış" dedi ve dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıp beni öptü. Kerem geriye çekilirken yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Yaklaşık 10 saniye 12 salise boyunca donup kaldım. Kendime geldiğimde Kerem "en son inen çürük yumurta dedi" ve koşar adımlarla merdivenlerden inmeye başladı. Kerem çocuk gibiydi. Sürekli çocukça oyunlar oynar ve bazen cidden çocuk gibi davranırdı. Hiç büyümeyecek bi ruhu vardı onun. Hep çocuk kalacaktı o. Tabi bizim bina 18 katlı, biz 18. kattayız, bu gerizekalı da merdivenlerden inmişti. Asansöre baktım vizim kattaydı. Neon yeşili spor çantamı sırtıma aldım ve asansöre binip -1. kata bastım. Yaklaşık 1 dakika sonra -1. kata gelmiştim. Bi 3 daki kadar da Bay Ego'yu bekledim. Ardından merdivenlerden gelen bir homurtu ile yerimden sıçradım. Kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirdiğimde Kerem'i gördüm. Kerem nefes nefese merdivenin sondan ikinci basamağına oturdu. Yavaş yavaş Kerem'e doğru yürüdüm. Yanına geldiğimde Kerem kafasını kaldırıp bana baktı.

Ya ne kadan tatlı bi yaratık buuuu

Sensin yaratık

He taam heeeeeeee

Özenti

Kerem'in yanına oturdum ve "neden yaptın" diye sordum. Kerem meraklı bir şekilde "neyi" diye sordu. "Neden, neden beni öptün" dedim. Kerem önce başını öne eğdi ve gülerek kafasını iki yana salladı.  Ardından tekrar bana döndü ve " Biliyomusun, bazen kendimi gerçekten çocukmuşum gibi hissediyorum. Sanki hiç büyümeyecek gibi. Çocukken de böyleydim. Biri bana büyüyünce ne olacaksın diye sorduğunda ben büyümeyeceğim hep çocuk kalıcam derdim. Ama zaman geçtikçe büyüdüğümü ve artık çocuk olamayacağımı anladım. Ben çocukken ailem bana hep 'sen sokak çocuğu değilsin, sen varlıklı bir ailenin uslu çocuğusun' dediler. Annem ve babam çalıştığı için evde bana bakıcılar bakıyordu. Bir oda dolusu oyuncağım vardı. Koca bir kütüphane masal kitabım, başımda binbir dönen yardımcılarım vardı. Onlar beni her ne kadar evde tutmaya çalışsada ben sürekli oyuncak odamdan dışarı çıkabileceğim şekilde duvara bir delik açmıştım. Duvarı içeriden oyuncaklarla dışarıdan ise çalılarla örtmüştüm. Ne zaman annem ve babam eden çıksa, hemen odadaki deliktem dışarı çıkar ve sokak çocukları diye hitap ettikleri o çocuklarla oynadım. Aslında biliyormusun onlar sokak çocuğu değil dünyanın en özgür çocuklarıydılar benim için. Bütün gün onlarla oyun oynardım. Annemlerin gelmesine yakın, bahçe tellerinden atlar, ve gizlice delikten eve girerdim. Hizmetçiler beni öyle gördüklerinde 'nasıl dışarı çıkıyorsun, çıkıyorsun hadi de nasıl bu kadar kirleniyorsun' diyorlardı" dedi. O anları anlatırken gözlerinin içi parlıyor ve yüzü istemsizce gülüyordu. Derin bi nefes aldı ve konuşmaya devam etti "Yaklaşık 4 yaşından 13 yaşına kadar o delikten gelip geçerek,  dışarıda hava şartlarına aldırmadan yıllarca oyunlar oynadım. Ama bir gün artık büyüdüğümü, çocukça davranışların artık olamması gerektiğini kabullendim liseyi bitirene kadar da böyleydim. Lise son sınıfta (bir yıl önce) istemeden çocuksu hareketler yaptığımı farkettim. Ben, biliyorum çocuk diyilim. Ve biliyorum bir gün yaşlanıcam. Ama biliyormusun Başak" dedi. Biraz durdu, derin bir nefes daha aldı. Bütün vücudunu bana çevirdi ve ellerimi tuttu. Ellerimi çekmedim. Konuşmasını bekledim. Gözlerimin içine baktı ve "o yaşanacağım zaman bile, seninle yaşlanmak istiyorum ben" dedi.

Jsjdndb bu bölümde bu kadar. Bitti işte bölüm. Buradan okuyuculara sesleniyorum wattpadi olan arkadaşlarınıza hikayemi önerirseniz çok mutlu olurum. Okuma sayısı arttıkça bölümler uzar. Sadece okuma değil vote ve bol bol yorum istiyirum. Öpüyorum Mr. Yavrum ve Mrs. Yavrumlarım...

:3 :3 :3

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAKIŞIKLI UKALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin