Âh û fizar

Yeni başlangıç

Multimedya da mina :)
Rita ora-poison mutlaka dinleyin sjdjshd

"Son durak Eskişehir yolcularımıza iyi günler dileriz."

Muavinin sesiyle irkildim. Tam uykuya dalmışken yapılır mı bu bana? Yorgun gözlerimi kırpıştırarak yerimden kalktım. Otobüsten inip eşyalarımı aldım ve yeni memleketimin kokusunu içime çektim, ve sanırım yeni memleketim pek iyi kokmuyor. Valizimi sürükleyerek otogarın karşısındaki durağa gittim.

"Hangi arabaya bincektim ki? Ya ne değişik şehir bura böyle. Of Allahım off"

Etrafıma baktım durağa benim yaşlarımda gibi görünen genç bir cocuk geldi. Kulaklığı takılıydı siyah bir tişört jean bir kot ve beyaz konvers giymişti. Saçları rampa halindeydi,beyaz bir teni vardı. Havalı görünmüyordu,yavaşça yanına yaklaştım ve elimle omzunu dürttüm. Gözlerini hafifçe kaldırıp bana baktı,ve geri telefonuyla uğraşmaya döndü. Bu neydi şimdi? Tekrar dürttüm,

"İlgilenmiyorum."kulaklığını çıkarmıştı konuşurken.

"Pardon?!" ne demeye çalışıyor bu?

"Önemli değil." tekrar kulaklığını kulağına taktı.Sinirle kulağından kulaklığını çıkardım. Gözlerini bana çevirdi sanırım bu yaptığımla o da sinirlendi.

"Ne diyorsun sen ya? Adreste mi soramayacağız? Bu ne hava lan? Ne sanıyorsun kendini?"

"Böyle konuştuğuna göre kim olduğumu bilmiyorsun. Neyse nereyi soracaktın?"

"Aman istemez,senin gibi birinden yol tarifi alacağıma Katy Perrynin ikizleri arasında can veririm daha iyi.Özür dilerim Katyciğim,bu sana büyük bir hakaretti ama.."

"Delinin zoruna bak,git kaybol o zaman. Eskişehir pek tekin bir yer değildir ama."

"Onu zaten seni görünce anlamıştım açıklamana gerek yoktu canım ya" bana +5 point.

"Ben daha hiç bir şeyim. Canım." önüme döndüm ya bu manyak haklıysa,ya gerçekten tekin yerler değilse buralar. Amaan,beni korkutmak için söylüyordur,ne diye kuşkuya düşüyorsam.

Ona dönüp dil çıkardım ve valizimin yanına gidip oturdum. Göz ucuyla ona baktım da dil çıkarmam hoşuna gitmiş olacak ki aptal aptal sırıtıyordu. Tam suskunluk hakim olmuştu ki yekrar konuşmaya başladı

"Bak karşıdan gelecek olan benim otobüsüm,gideceğin yeri sormak için en fazla 3 dakikan var." dediği yöne baktım harbiden otobüs geliyordu. Napıcam ben ya,hadi Mina yen şu gururunu.

"Kız yurduna gitmem lazım." bunu duyunca şaşırdı ve otobüsü gelmişti bir ayağını kapıya attı ve bana döndü,

"8.hat,şöfore söylersen ineceğin yeri sana gösterir."

"Teşekkür ederim." kafasını salladı ve otobüsün içine girdi. Aslında idare eder bir çocukmuş.

***

Yarım saat sonra havalı çocuğun dediği otobüs gelmişti. Ve dediklerini yapınca sonunda kalacağım yurda varmıştım. Müdirenin odası pekte yaşlı odası gibi görünmüyordu. Kapı açılınca yerimden kalktım ve kapıya döndüm. Yok artık,böyle müdiremi olur lan? Müdire dediğime bakmayın müdürdü bu,genç-baya genç- sarışın ve mavi gözlüydü. Bana yaklaşınca fark ettim de bu benim yaşımda gibi görünüyor. Bu yaşta nasıl buranın müdürü olabilir. Ben metroya binerken ablamın kartını kullanmak zorunda kalıyorum bu çocuk müdür oluyor,where is the adalet? Çocuk şaşırdığımı anlamış olacak ki gülümsedi ve elini bana doğru uzattı,

"Mert ben,sizin müdirenizin oğluyum."bende elimi uzattım,

"Siz öyle girince ben sandım ki-"