-2-"Iy.Tipsiz bu."

222 11 12
                                    

Yavaşça yataktan kalkıp telefonu yatağa fırlattım.Dolabımın  önüne geçip ne giyeceğim diye düşünürken fazla özenmeme gerek olmadığını fark edip rastgele bir kot şort alıp kırmızı kareli gömleğimi de elime aldım ve yatağa fırlattım.Saçımı da hafif bir at kuyruğu yapıp gözüme rimel çektim.Telefonumu da yataktan alıp odamdan çıktım.Merdivenlerden seri adımlarla inip kapıya yöneldim.

''Nereye hanımefendi?'' Arkama dönünce bana içten bir gülümsemeyle bakan annemle karşılaştım.''Kraliçe,bizim kızlarla buluşup yemek için bana bir şeyler bakmaya gidiyorum'' dedikten sonra bir şey demesine izin vermeden öpücük yollayıp kapıdan çıktım.Bir taksiye binip alışveriş merkezine gittim.Burger'in önüne geldiğimde kızlar çoktan gelmişlerdi.

''Mükko çikolatam başımızın etini yedin de,Sen niye geç kaldın anlatsana biraz?'' deyip bana sahte sinirle bakan Hazal'a sarıldım.''Onu bunu boşver Gamzeli özledim be''dedikten sonra geri çekildim.Hazal'ın yalandan olan siniri de bitince bir masa bulup oturduk.

''Ee dökül bakalım çikolata şu yemek işi ne alaka?''

''Anlatıyorum sözümü kesmeden pür dikkat dinleyin beni mükkolar.'' deyip bütün kızları görecek şekilde oturdum ve sandalyede dikleştim.

''Dün yemekte babam holdinge yeni bir ortak almayı düşündüğünü falan söyledi.Bulut Holdingle birleştirmeyi düşünüyormuş filan.İşte biliyorsunuz hep böyle iş yemeklerinden aile yemeklerinden kaçardım.Gitmezsem işte kesinlikle ceza yiyeceğim artık ne cezası olur bilmiyorum ama durum ciddi baya.Ya mükko kızlar olarak mükko bir bahane yada mükko bana elbise bulacağız.Durum bu.'' dedikten sonra kızları dinlemek için sandalyede yayıldım.

''Şimdi benc-'' diye Masal başlamadan Ada sözünü kesti.''Dur dur sen Bulut Holding mi dedin
?Yoksa ben burada ki fazla gürültüden yanlış falan mı duydum?'' deyip hızla ayağa kalktıktan sonra devam etti Ada.

''Çikolata,Yanlış duymadıysam bizim mükko boyların grubunda ki Doruğun babasının şirketinden bahsediyoruz.O yemeğe gitmezsen kırk yıl susmam ki.Valla susmam.Susmam ki susmamki susma-'' daha fazla dinleyemeden ağzını kapattım.

''Mırıldanman bile başımı ağrıtıyo yenge sussana bi'' diyip susmayı kabul etmesini bekledim.5-10 saniye sonra başını yukarı aşşağı salladığında elimi çektim.Biz Ada'yla 'Elini ne koyuyorsun mal' diyaloglarıyla meşgulken Hazal konuşmaya başladı.

''Şimdi çikolata,Taha'dan sonra iyice kendini kapattın bunu değerlendirmen lazım.Kalkın mükkolar Ece'yi hazırlamamız lazım gecenin konusu çikolata olacak!'' diye bağırıp ayağa kalktı.Bizim kızlara sırayla baktıktan sonra sandalyelerden kalktıklarını ve başıma çullandıklarını gördüm.

''Ya saçmalamayın ben napıyım onu?Boşverin bence bahane bulalım.'' dedikten sonra sandalyeye tutundum.Aralarında beni kaldırcak biri varsa oda demeyeceğim çünkü 5ide benden güçlüydü ve korkuyordum.

''Kalk Ece bizi  zor kullandırtma sana elbise bulup eve yollayacağız ve hazırlancaksın.İkiletmeden kalk lütfen hadi''diyen Yağmura ters ters baktım.Sonra oda ters ters bakınca korkup gözlerimi kaçırdım.Hala bakışlarının üzerimde olduğunu hissettim.

''Ya bakmasan öyle Sağanak korkuyorum.'' dedikten sonra tekrar Yağmur'a baktım.Gözlerinde hala ısrarcı tavır gördükten sonra ayağa kalktım.

Başlıyorduk.

------------------ (5 Saat Sonra)

Aynada kendime bakıp gülümsedim.Kapının tıktıklanma sesini duyup girmesi için seslendim.Hala aynanın karşısındayken kapı açıldı ve annem üstünde siyah-beyaz çizgilerin olduğu üstüne de çok yakışan elbisesiyle içeri girdi.Beni görünce gözlerinin parlaması iki katına çıkıp yanıma geldi.

''Tam bir Genç Nisan Soysal olmuşsun Prenses.'' dedikten sonra elimden tutup etrafımda döndürdü.Hafifçe tebessüm edip anneme sarıldım.

''Neyse,Biz babanla çıkıyoruz.Arkadan kendi arabanla geleceksindir diye düşündüm.Ali Bey izinde kendin kullanacaksın.Gecenin Prensesine yakışır diye düşündüm.Fazla gecikme ve Dikkat et.Seni seviyorum.'' diyip yanağımdan öptü.Tam odadan çıkarken arkasından ''Bende'' diye bağırdım.

Telefonumu elime alıp saate baktım.18:07.Annem'in fazla gecikme demesi aklıma gelince son kez aynaya bakıp hızla merdivenden indim.Siyah topuklu ayakkabılarımı giyip vestiyerdeki araba anahtarını alıp evden çıktım.Kapının önünde ki siyah-beyaz MiniCooper'ı görünce gülümsedim.

-----------------

Lokantanın önüne geldiğimde geç kaldığımı hatırlayarak hızla arabadan indim ve Valeye anahtarı verdim.Adımlarımı yavaşlatarak lokantadan içeri girdim.Yanıma gelen garson eliyle masayı gösterince gösterdiği masaya doğru yaklaştım.

''Iy.Tipsiz bu.Görmeyeli tipsizlik Doruk'larda'' diye mırıldanıp yaptığım esprinin zaferiyle masaya daha çok yaklaştım.Daha kimse fark etmemişti ki bu iyi birşeydi.Bütün gözler bana dönerse sakarlığım kendini gösterebilir ve rezil olabilirdim.Bunu istemiyordum.

Babam beni farkedip ayağa kalktı.Elini belime koyup masaya döndü.''Tanıştırayım Ececim.Bu yeni ortağımız Fatih Bulut.'' diyip eliyle orta yaşlı ama herkesin dilinden düşürmediği karizmatik adama çevirdi.''Memnun oldum efendim.Ben Ece.Ece Soysal''dedikten sonra hafif bir tebessüm yollayıp babamın beni Fatih Bulut'un karısı ,Doruk Bulut'un annesi olduğunu tahmin ettiğim ama benden genç duran kadına doğru çevirmesine izin verdim.''Merhaba Ececim.Tanıştığımıza memnun oldum tatlım'' dedikten sonra sarıldık.Açıkçası bu kadını çok sevmiştim ve oldukça içtendi.Selma Hanımla sarılma faslımız bittikten sonra babam beni Doruğa çevirdi.Babamın söze başlamasına izin vermeden,Erkeksi ve oldukça gıcık bir erkek sesi kulağımı doldurdu.

''Memnun oldum Ece.Ben Doruk.Doruk Bulut'' dedikten sonra yüzüne gıcık bir gülümseme yerleştirdi.'Ben Doruk.Doruk Bulut' derken beni taklit ederek sesini inceltmişti.Bu insanda sarı ve kumral arası saçlarını pembe boyaya batırma hissi barındırıyordu.Sinirimi kontrol ettikten sonra Doruğun karşısındaki sandalyeye yerleştim.Tam gözlerine bakıp,'Sinir etme çabaların pek işe yaramadı' bakışı atıp yüzüme gıcık edici bir sırıtış yerleştirdim.Anlamış olacak olmalı ki yüzünde olan gıcık gülümseme sinirli bir ifadeye döndü.Memnun bir ifadeyle önüme döndüm.

Gözümü lokantada gezdirmeye başladığım da girişte içeriye doğru gelen bir Yiğit gördüm.Gözümde ki pırıltıyı görmüş olacaklar ki herkesin gözü masaya doğru gelen Yiğit'e döndü.Tam hareketlenecekken Doruk benden önce davranıp ayağa kalktı.Yiğit masaya geldiğinde Dorukla erkek tokalaşması yapıp konuşmaya başladılar.

''Özlettin kardeşim.Almanyalarda gezdin durdun'' deyip tekrar sarıldı Doruk.Şuan 15 gün tatilin son pazar günündeydik.Dorukla Yiğitte okulda ki gruplarından tanışıyolardı.Abim aslında benden 1 yıl büyüktü ama 8. Sınıfı geçememişti ve 8. Sınıfta birlikte okumuştuk.O yüzden aramızda ki ilişki abi-kardeş değil 'Kanka' ilişkisi gibiydi.Tabii bizim çocuklarlada öyle.Şanslıydı ki küçük gösteriyordu.Düşüncelerimden Yiğit'in kolumdan tutup sarılmasıyla ayrılmıştım.Sarıldığında bir anlık şaşkınlıkla ''Noluyo lan'' deyip bende kollarımı boynuna sardım.Gerçekten çok özlemiştim.Selamlaştıktan sonra yemeğe döndük.

-----------------------

Yemeği bitirmiş kalkıyorduk.Ben Yiğitle kolkola girmiş çıkışa doğru giderken Doruk annesiyle konuşuyordu.Annemle babamda el ele önümüzden gidiyorlardı.Tam çıkışta Yiğit annemgilin arabasına gidecekken Doruğun sesi ikimizide arkaya döndürmüştü.

''Yiğit kardeşim,İkimizde Ece'nin arabasıyla gidiyoruz.''

.................................................

BÖLÜM SONU..

Sıfır.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin