Geldiğim yer cok ıssız ve karanlıktı. Saat 5 e yaklaştığı için hava coktan kararmıştı. Adreste dediği gibi 20 numaralı apartmana gidicektim. Yani ben apartman sanıyordum ama 20 numaraya ulaştığımda karışma depo çıktı. Kapısı kapalıydı. "Kimse var mı?" Diyerek kapıya vurdum.
Kapı açılmıştı içersi karanlıktı sadece küçük bir led ışık aydınlatıyordu. Bildiğimiz korku filmi için yapılmış bir yerdi. Sanırım bana oyun falan oynuyorlardı. Ama bunu yemezler. Ben korkmam yani demi korkmam yaa. Ama doğrusu biraz korkmuştum. Kormadığımı belli etmeye çalışarak içiri girdim. Girer girmez kapı kapanmıştı.
"Heyy! Oyun falan mı oynuyorsunuz hiç komik değil!"diye bağırdım.
Al işte o led ışık ta kapanmıştı. Refleks olarak çığlık atmıştım."Şimdi hoşgeldin deme sırası bende." Dedi tanıdık gelen sen evet rüzgardı.
"Şu şakayı kess! Rüzgar!! Işıkları açç!!" Diye çıkıştım. Karanlığın o taraftan birisi bana doğru geliyordu ama o bela kokuyodu. Biraz daha yaklaşınca elinde ses cihazı olan berki gördüm! Evet az önceki ses. Ses cihazından gelmişti ama o rüzgarın sesiydi buna emindim.
"Hoşgeldin,emanetim."dedi yakınımda gelen ses.
"Ne emaneti?!! Ne diyosun sen berk!?!"dedim
"Demek tanıdın beni."dedikten sonra birisi kafama sopa gibi bişeyle vurmştu. Ahh acımıştı. Sonra gözlerim karanlıkta karardığı için pek birşey farketmedim. Ama gözlerim kapanınca bu sefer bu karanlık hem bela kokuyordu hem de cok derin bir karanlıktı.
O bela kokulu karanlıkta ilerliyordum hiç durmadan karşıma biri çıkınca durmuştum." Az kaldı dayan baş belası." Dedi o biri.
Sonunda karanlık bitmişti yerine bir uçurum gelmişti adeta. Uçurumdan düşmemek için yürümemi durdurmaya çalıştım fakat olmuyordu ayaklarımı ben yönetmiyordum. Başka birisi yönetiyordu. Yöneten kişi o karanlığı bela kokmasını sağlayan kişiyke aynıydı. Tam düşüyordum ki biri beni tuttu. Tutan oydu.
Gözlerim aralandığında eski bir evde olduğumu farkettim ev soğuk değildi. Ve bir koltuktaydım. Kalkıp biris varmı diye baktım kimse yoktu. Üstüm de değiltirilmişti. Kim değiştirmişti? Hemen lavoboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Ve içeri girdim. Telefonumu ararken kapı açılıp kapandı. İçeri berk gelmişti! Beni buraya getiren o muydu!? Beni kaçırmışmıydı?! Geldiğinde elinde bir kaç poşet vardı.
"Ne bakıyorsun yardım etsene bu poşetler oldukça ağır" dedi. Onu aldırmayarak"Nerdeyim ben!? Neden burdayım!? Üstümü sen mi değiştin?!" Dedim
"Çok soru soruyosun" dedi.
"Sorarım hakkım! Aptal!! Niye burdayım?! Benden ne istiyosun?!!!!"
"Senden bişey istemiyorum. Seni istiyorum."dedi ne şaçmalıyor bu?
"Ne diyorsun?"
"Zamanı gelince sana herşeyi anlatıcam"
"Neyden bahsediyorsun? Şimdi anlatt!"dedim
"Zamanı gelince." Dedi.
"Ne zamanı gelince ne diyosun?!!" Dediğimde beni takmayarak dışarı çıkıp kapıyı kilitledi. Mal sanki pencereden çıkamıcaktım.
Tam pencereye doğru yürüyordum ki bir yerden sesler gelmeye başlamıştı. Sesin geldiği yöne doğru baktım. Sesin geldiği yöne doğru gittim. Ses kapının arkasından geliyordu. Kapıyı açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu farkettim.
Her yerde anahtar aradım ama bulamadım bakmadığım yer kalmamıştı. Bu sırada içeri berk girmişti. Ne yaptığımı anladığında bana cebinden çıkardığı anahatarı uzattı. Bende ne olduğunu anladığım için hemen anahtarı elinden kaptım.
"Kayıpı açacağına eminmisin?" Dediğinde ona anlamayan gözlerle baktım. Onu aldırmadan kapıyı açtım.
Dona kalmıştım. Bütün vücüdüm buz kesmişti. Karşımda kanlar içinde elleri ağzı bağlanmış rüzgarı görünce dona kalmam şaşırtıcı değildi.
Arkadaşlar biraz votee ve yorum olsa sevinirim iyi bir yazar değilim hatta yazar bile denmezdi bana fakat yorumlarda eksiklerimi yazarsanız sevinirim hem eksiklerimi doldurmuş olurum. Ve fikirlerinizi bekliyorum kocaman öptümm :***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk
RandomBabasının ölümünden ve sevdiği cocuğun onu bırakmasından sonra kendisine kapanıyor taa ki birisi onu belaya çekene kadar....