4.Bölüm - Kaza

41 4 0
                                    

Vee...
Ardından ürkütücü korkunç bir ses işittim ani fren ve kırık cam sesleri duyuldu. Benim en son hatırladıklarım ise şoföre doğru uçmam kafama ağır bir darbe aldığımdı sağ tarafıma döndüğümde ise kafası parçalanmış camın kenarında baygin halde olmasıydı çok geçmeden ortalığı ağır kan kokusu kaplamisti. Benim en son hatırladıklarim bunlardi.
BURAĞIN ANLATIMINDAN
O kadar çok ve hızlı konuştum ki çenem acimisti neredeyse. Eliften gözlerimi ayırdığım an ürkütücü bir ses işittim ani fren sesi zincirleme kazaydi fren sesleri bizden değildi öndeki araçlardandi ben bunları anlayana kadar elifin oturduğu kapi tarafindan yani yandan bize çarpan aracla ondeki ve arkadaki aracın ortasında kalmıştık. O anki darbeyle kafamı önce cama sonra koltuğun başına vurdum başka da bir şey hatırlamıyorum zaten gözümü hastanede açtım. Hastane de olduğumu bildigim için nerdeyim ben gibi sacma bir soru sormama gerek yok "Elif nasıl? " dedim odaya gelen ilk hemşireye. O ise sanki beni duymamis gibi nabzima ve tansiyonuma bakmaya başladı. Ateşim var mi diye kontrol edecekken "Iyiyim ben Elif nasıl ?" Dedim tekrardan. Derin bir nefes verdikten sonra " Bakın Burak bey bunu söylemek bana düşmez ben en iyisi doktora haber vereyim" dedi ve konuşmama fırsat vermeden odadan çıktı. Doktorla geri döndüğünde doktor hemen göz muaynesine başladı o sırada " Iyi misiniz Burak bey sizi cok iyi gördüm " dedi ce hemen hemşire lafa atladı doktora dönük bir şekilde " Hastamizda sanıyorum ki hafıza kaybı yok çünkü uyanır uyanmaz Elif hanımı sordu. Hafıza kaybi Elif isminin e sini hatirlamazdi yani aldığı darbe sadece şu anlık önemli bir şey değil." Doktor sadece hemşirenin dediklerini dinledi ve kafasiyla onayladı o arada bi kaç test verdi ve bana döndü. "Burak bey testlerinizi tekrar yaptıktan sonra sonucuna göre sizi taburcu edebiliriz". Bunlar neden benım sorularımı takmıyo kardeşim bu ne insani dakikalar içinde sinirlendirebiliyorlar. Kafamda kelimeleri düzene koymaya hic uğraşmadan konuşmaya başladım. "Bana bakın ben burda size bir saattir aynı soruyu soruyorum ikinizde beni takmadınız. Insanda da bir sinir raddesi var dimi. Son kez soruyorum Elif nasıl ?". Doktorla hemşire bi süre bakıştıktan sonra doktor derin bir nefes verdikten sonra konuşmaya başladı. "Bakın Burak bey sizinle birlikte gelen bayan ve şoförünuz vardı. Şöförünuz kaza alaninda hayatını kaybetti. Elif hanım ise kafasina aldığı ağır darbeden dolayi yoğun bakimda yani 2 gündür. Sizde aslında dün uyanicaktiniz ama kendinize gelmeniz dinlenmeniz icin 12 saatte sizi biz uyuttuk. Elif hanımin ise tanisini halen koyamadik uyandığında öğrenicez hafıza kaybı olma ihtimali çok yüksek her duruma hazırlıklı olmalıyız. " bende doktoru kafamla onayladim " peki görebilir miyim ?" " Su anda uyuyor on dakika falan görebilirsiniz çünkü sizinde yorulmamaniz lazim". Doktoru tekrar kafamla onayladim. "Burak bey o zaman hemşiremiz size yardım etsin ben tekrar size ugrarim." Yoğun bakım odasının önüne geldiğimizde kalp atışlarim yükseldi. Onu öyle gördüm ki ona bunu ben yapmıştım benim yüzümden olmuştu. O camın arkasından bakmak insanın icinin acıtıyordu. Öyle onu incelerken dalmışım doktorun yanıma geldiğini sonradan fark ettim. Doktor boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "Elif hanımın bugün uyanmasini umut ediyoruz." Gülümseyen bir ifadeyle bana baktı. Sadece ağız ifademle anladığımı gösterdim. Camın arkasından izlemekten sıkılmıştım ve içeri girdim Elif'in kulağına eğilip konuşmaya başladım "elif artık uyanmalisin evlilik teklifi alip mutluluktan kalp krizi gecirmissin gibi bir durumdayız kendine gelmen lazım artık hem daha konuşmamız yarım kaldı belki konuşmayacaktin tokat atacaktin şu an beni kovalamana bile razıyım yeter ki uyan ."

Arkadaşlar kusura bakmayın tatilde olduğum için yazamadim.

Sen GelinceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin