Annem yemek hazırlamak için mutfağa geçtiğinde Burakla ikimiz oda da baş başa kalmıştık. Yatağımın ucundaki pufumda oturuyordu. Mutfaktan annemin kendini yemek yapmaya kaptırdığını belli eden sesler gelmeye başladı. Fırsat bu fırsat elif sor artık dedim kendi kendime gaz verdim.
"Burak biz arkadaş mıyız ?"
Heyt be bu dediğim üzerine kızardığımı hissediyordum ama umrumda değildi. Ama artık beklemem gerektiğini sanmıyorum. Çok bile bekledim.
Sorduğum da bir an durdu ve kafasini hayir anlaminda salladiktan sonra
"Cık " dedi dişlerinin arasından. " Sanmıyorum"
"Bende öyle düşünmüştüm. " desim ve sustum sanırım kafasinda konusacaklarini toparlamaya başlamıştı. Dediğim gibi olmadı hiçbişey soylemedi yanima oturdu ve dikkat ederek sarıldı. Icimde bir kıpırtı vardı çok mutluydum. Bir insanın sarilmasi ancak bu kadar huzurlu güven verici olabilirdi.1 HAFTA SONRA
Artık daha iyiydim kendimi daha iyi hissediyorum. Zaten hergün Burağın yanimda olması evde sıkılmamamı sağladı. Uykum geldiğinde saçlarımı severek uyuttu beni. Sıkıldığım zaman ilgilenebilecegim seyler turetti. Ama 4 gündür babam eve geldiği için çok birlikte değiliz. Genelde öğlen gelip akşam yemeğinden sonra gidiyor yada ben uyuduktan sonra. 1 haftamız çok sakin geçti. Saçımı severek uyutmasindan baska bi temasimiz olmadı aramızda.2 HAFTA SONRA
Artık tamamen iyiyim kazanın üstünden tam olarak üç buçuk hafta geçti. Evde kendim rahat bir şekilde yürüyebiliyorum. Zaten ilaçlarımı da düzenli içiyorum. Bana göre gayet saglikliyim ama bunu bugün ki doktor kontrolünden sonra anliyacagiz. Dolabima gittim ve bakindim hava sıcak olduğu için siyah şortumu beyaz tişörtumu elime aldim bunlara uygun siyah deri çuval seklinde ağzı buzulen küçük canta mi aldım. Hafif makyajımi yapıp sacimida salaş bir şekilde yandan ördüm ve hazırım. Aşağı inip su içmek için mutfağa girdiğimde annem telefonda konuşuyordu. Babama kızıyordu işi olduğu için gelemeyecekmis. Hemen olaya müdahale ettim. Anneme buldum sanki kafamin üstünde ampul yanmış gibi yaptım oda anladi ve daha fazla uzattmadan telefonu kapattı. Bu benim işime geldi Burağı çağıracaktım hem 3 gündür gelmiyordu da işleri çok yoğunmus belki cagirirsam bugun gelir. Anneme
- Anne ariyalim Burağı o götürür bizi yada taksiyle gideriz ne abarttin.
-Haklısın ben Burağı hepten unuttum kızım kafamı kaldı bende. DediTam telefonu elime aldım Burağı arayacaktim ki kapı çalınca kapiya yöneldim. Kapıyı açtığımda Burak karşımdaydi. Hemen boynuna atladım onu özlemişim kokusunu içime çektim belli etmeden kokusunu sevdiğim oda sarilmama karşılık verdi bi süre böyleydik. Annemin boğazı gıcık olmuş "öhö öhö "oksurdu. Ikimizde hemen ayrıldık toparlandık.
Burak
-Hadi bakalım küçük hanim hastaneye bugun kontrol var dedi.
Ben arabaya doğru Burağın arkasindan yürürken annem kapıyı kitliyordu. Burak hızlı bir şekilde kapımı açtı rahat bir şekilde oturduğuma emin olduktan sonrada kapımı kapattı. Annem gelince hastaneye doğru gitmeye başladık. Burak arabaya tam olarak hakimdi çok iyi kullanıyordu. Dar bir sokakta park halindeki araba bir anda yola dalınca ani bir fren sesi duyuldu.Ama benim o an aklıma gelen tek şey kaza anıydı. Kazaya dair herşey gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Burağın avmde sinemaya gitmemiz yemek yememiz Burağın beni öpmesi herşeyi hatırlıyorum.Burağa döndüğümde ise sinirden ağzının içinde küfür savurduğunu gördüm. Annem olmasaydı belkide kavga ederdi çünkü çok çabuk sinirlenen bir insan. Oda bize döndü ve
" İyi misiniz" dedi.
"Ben gayet iyiyim zaten kemerim de takılı" dedim.
" Bende iyiyim evladım sen hızlı davranamasan kaza yapacaktık aferin sana " dedi annem. Burağın kollarının kabardığı herhalinden belliydi oturduğu koltukta dikleşti.
" Ne demek Asel Sultan her zaman " dedi anneme ne ara bu kadar samimi olmuşlardı bunlar. Vallahi annemi kıskandım zaten tek çocuğum anneme benden başkasının iltifat etmesine alışkın değilim. Bize gelince Burcuyu, Efeyi, Enesi , Rüzgarı bile annemle çok görüştürmem ama genede araları çok iyidir. Kıskanırım ben annemi nede olsa sadece benim annem.
Burak arabayı sürmeye devam etti ve sonunda hastanedeydik. Doktorla muayenem bittikten sonra gayet iyi olduğumu söyledi. Annem ve Burağın dışarı çıkmasını istedim. Doktora bugün ki fren sesiyle herşeyi hatırladığımı anlattım. Çok sevindi biraz konuştuktan sonra çıktım. Annemle Burak kapıdaydı.
" Hadi gidelim " dedim.
Annem " Ben bi doktorla konuşim geliyorum" dedi.
Annemi kolundan tuttum ve "Anne ben gayet iyiyim konuşmana falan gerek yok" dedim gülümseyerek. Oda gülümseyerek karşılık verdi.
Arabaya doğru yürürken annem " benim bikaç işim var buralarda hem sizde biraz takılın sıkıldın sen günlerdir evde gidin bi sahile oturun" dedi. Bende hemen Burağa döndüm Burak halinden memnundu hatta annemin söylediklerinden sonra gözleri ışıldamaya başladı.
Burak " Tamamdır Asel Sultan Elif bana emanet " dedi. Bende gülümsedim .Ardından annemi öptüm ve vedalaştım.
Burak arabayı sahile park etti. O sırada onu bekledim ve yanıma geldiğinde yürümeye başladık.Güzel bir yer buldum.
Burağa " gel şuraya doğru gidelim çok kalabalık burası orası daha sakin" dedim beni kafasıyla onayladı ve belime koyduğu eliyle bedenimi yönlendirdiği eliyle yürüyorduk.
Bu sadece yönlendirme amacıyla belime konulan bir el gibi görünsede benim için daha fazlasıydı. Sahiplenmeyi de simgeliyordu bence çevredekilere karşı o benim yanımda benim der gibi.
Oturduğumuzda bir süre denize baktım deniz kokusunu dolu dolu içime çektim. Özlemişim sahili uzun zaman oldu gelmeyeli. Burağa döndüğümde beni izlediğini fark ettim ve güldüm. Bu adam sadece bakışlarıyla bile beni mutlu ediyordu. Sadece bakışları diyorum ama boş gözlerle bakıyor anlamında değil gözlerimiz buluştuğunda gözlerinin ışıl ışıl olduğunu görmek çok güzel birşey. Kolu uyuşmuş gibi yaptı ilk başta sonrada omzuma attı elini. Ne kadar eski bir numara olsa da o yaptığı için ayrı bir hoşuma gitmişti. Saatlerce oturduk gün batımını izledik birlikte. Akşam serini düşünce denizden gelen serin sert rüzgarlar esmeye başladı.
Acıktığımı hissettim ve midemden gelen sesle kıpkırmızı oldum çünkü Burakta duymuştu ve gülmeye başladı. " Madem acıktın küçük cadı neden söylemiyorsun bende açlıktan öldüm burda "dedi. Söylediği üzerine bende gülmeye başladım.
Geldiğimiz yer güzel küçük bir cafeydi sakin huzurlu bir yerdi dükkan rengarenkti her duvar birbirinden ayrı renkteydi her duvarda da birbirinden farklı tablolar vardı.Masaların ayakları beyaz üstleri ise camdandı çok şık şirin bir yerdi burayı çok beyenmıştim.
Burak arabayı bizim evin önüne çekti ve indi ben ne yaptığını anlamadan hızlı hareketlerle kapımı açtı. Ay bu çocuk çok kibar kibarlıktan ölücek bir gün aman Allah korusun ölmesin ölmesin daha yaşayacak çok günümüz var bizim. Bende arabadan indim ve Burağa baktım. Burağa bugünki herşey için teşekkür ettim iyi geceler dileyip ve yanağına bir öpücük kondurup eve doğru ilerledim. Beni izlediğini hissedebiliyordum. Çantamdan anahtarı çıkartırken ona fark ettirmeden saçlarımın altından ondan tarafa baktığımda ağzı otuz iki diş beni izlediğini gördüm.
Hemen odama çıkıp üstümü değiştirdim. Örgü olan saçlarımı serbest bıraktım ve kendimi yatağa attım. Bugün olanları düşündüm. Daha öncesinde nasıl bir kız olduğumu düşündüm bu çocuk beni değiştiriyordu hemde olumlu yönde onun yanındayken bambaşka biri oluyorum sanki hep içimde bir yerlerde istediğim biriymiş gibi hissediyordum. Biraz daha düşündükten sonra kafamda toparladım ve ondan çok hoşlandığımı bahsettim bakılırsa oda bana karşı boş değil yanımdayken sürekli mutlu.
Evet evet ben Buraktan hoşlanıyorum. Bunu kendime itiraf etmek benide rahatlattı en kısa zamanda da Burağa söylemeliyim. Evet evet itiraf vakti yaklaşıyor.