Sona Doğru ...

66 3 1
                                    

Savaş odadan çıktığında göz yaşlarıma yine engel olamamıştım. Ağlıyordum ve bunu bir türlü durduramıyordum. Kendi bedenimden bile iğrenir olmuştum. Herkese ve Her şeye karşı nefretim vardı. Kızgındım. Ayağa kalktım. Odam ile uyumlu olan büyük gardırobumdan elime ne geldiyse aldım. Giyindim. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya doğru yol aldım. Savaş'ın morarttığı boynumu temizlemek istedim. Olmuyordu olmuyordu ve olmuyordu. Bir türlü onun pisliğini çıkaramıyordum bedenimden. Uğraştığım mücadelenin boşa gittiğini anlayınca vazgeçtim. Sadece elimi yüzümü yıkadım. Aşağıya inmek istemiyordum. Savaş'ın iğrenç yüzünü görmek istemiyordum. Hemen aklıma esen bir fikirle koşa koşa odama geçtim. Giysilerimin altında olan mor ve mavi karışımı Bavulumu elime aldım ve eşyalarımı birer birer toplamaya başladım. Sadece bir tane bavul ile burdan kaçmayı düşünüyordum. Gerekli olan her şeyimi aldım. Ve babamın bana ben daha 16 yaşındayken bana verdiği İsveç Çakımı da bulmuştum. Bunu her zaman yanımda taşımak zorundaydım. Her şeyim hazırdı ve ben bu akşam burdan gidiyordum. Savaş'ın yukarıya çıkan adımlarını duydum. Bavulumu hemen giysilerin altına koyup Çakımı şortumun arka cebine koydum. Bir şeylerle ilgileniyormuş gibi yaptım ve Savaş hemen yanımda belirdi. "Ne halt ediyorsun burda? Git aşağıya yemeği hazırla!"dedi. Arkamda konuşan Savaşı tınlamayıp komodinin üstündeki dağılmış eşyaları düzenledim. Aynı cümleyi bir tık daha  kızgınlıkla ve tok bir ses ile söyledi. Onu yine dinlemedim ve kolumu sertçe sıkıp bedenimi ona çevirdim. "Bırak kolumu hemen! Uzak dur " dedim. Savaş tabiki de bu uyarımı dikkate almadı ve eliyle yüzüme yapışıp çenemi sıkmaya başladı. Dengemi kaybederek komodinin üstüne yıkıldım . Tekrar Savaş'ın gücünü hissediyordum. "Bana bak Eliz! Artık karşında kocan yok. O eski Savaş gitti. Altı ay önceki yaşadıkların hepsini unut. Ben senin hakiminim ve sen benim itaatkarımsın. Bana bir daha diklenmeye kalkarsan senin yüzünü dağıtırım. Seni tanınmayacak hale getirene kadar gebertirim. Şimdi aşağıya in ve bana yemek hazırla''dedi. Komodinin üstüne yıkılmış bedenimi sarsarak beni yere attı. Artık ağlamıyordum. Hatta inanın bana canımın yandığını bile hissetmiyordum. Ayağa kalktım ve aşağıya mutfağa indim.  Ona yemek hazırlayacaktım. Hem de çok güzel bir yemek hazırlayacaktım. Buzdolabının en dolap kısmındaki ilaçlar kısmında uyku haplarının olduğu beyaz kutuyu aldım. İçinden beş tane hap aldım ve bir peçeteye sardım. Yemeğini hazırladıktan sonra hapları kırıp toz haline getirdim. Planlarım gayet iyi gidiyordu. Savaş'a seslendim. Aşağıya indiği anda bende yukarı çıkmaya başladım. Kolumdan tutup beni mutfağa sürükledi. Karşısına oturmamı ve yemeği bitene kadar ayağa kalkmamamı söyledi. Dediği gibi de oldu. O bir güzel afiyetle yemeğini yiyordu. Ben ise onun yemek yerken çıkardığı domuz seslerini dinliyordum. 

*Bir kaç saat sonra *...

İlaç etkisini göstermiş olacak ki Savaş esnemeye başladı. Kaçış planlarım hazırdı. Sadece bu katırın uyumasını bekliyordum. Saat 23:20 Savaş ayağa kalktı. Göbeğini kaşıyıp yukarı doğru çıkıyordu. Sanki bir eşyasını unutmuş gibi arkasını döndü." İtaatkar, sen de geliyorsun "dedi. Onunla beraber bende yukarı çıktım. Ben önde o arkada birer birer basamakları tepiyorduk. Namussuzun eli kalçalarıma doğru kaydı ve sıkmaya başladı. Çakımı bulur korkusuyla hemen elini kalçamdan çektim. Bu hareketimden memnun olmadı ve sert bir bakış attı. Odaya geldiğimizde beni yatağa doğru attı. Sanki az önce ki olayın intikamını almak ister gibiydi. Sonra o da üstüme düştü. Ben allta o ise üstteydi. Kolları ahtapot kolları gibiydi. Şortumu çıkarıp çamaşırımdan kurtulmuştu ve aynı anda kendi kırmızı şortundan da. Üstümü açmasını fırsat vermeden yan döndüm. Ve altından kurtuldum. Beni bırakmıyordu. Belimi kavrayıp tekrar aynı pozisyona getirdi. Ben yine pes etmedim. Yine ayağa kalktım. Bir yalan uydurdum sanırım hastalandım  dedim. Öyle rahat bıraktı beni çamaşırımı giyip üstüne de Şortumu giydim. Yatağa tekrar girdim. Savaş'a arkamı döndüm ve uyumaya başladım. O da çırılçıplak haliyle uyudu. Uykuya daldığını anlamaya çalıştım. Sonuç: götünde Pireler uçuşuyordu. Yataktan kalktım ve üstüme daha uygun şeyler giydim. Bavulumu hemen giysilerin altından aldım. Aşağıya iniyordum ve buraya benim son gelişimdi.
 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 07, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İhanet Her zaman İçimizde !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin