İSTİLA

97 15 13
                                    

-Koğuş kalk!

Nidasını duyduğumuz gibi yerimizden fırladık. Kalkmama ya da nazlanma gibi bir lüksümüz yoktu çünkü bu okul hükümete bağlı savaş strateji okulu...

Büyük Dünya Savaşından sonra dünyada kalan bir avuç insan iki ayrı devlet kurdu ve bu devletler kendi içlerinde iki ayrı savaş strateji okulunu kurmak zorunda kaldı.

Çünkü Büyük Savaş sonunda meydana gelen nükleer atıklar ve kimyasal gazlar sonucunda iki devlet topraklarını temizlemek amacıyla bu atıkları kutup bölgelerine yığdı. Özellikle Kuzey Kutup bölgesinde bu atıklar yoğunlaştı.

Hector Devleti istihbarat birimlerine bağlı insansız hava araçları bölgede atıkların durumuyla ilgili keşif yaparken orada yaşayan ilginç canlı yaşamına rastladılar. Oraya uzmanlardan oluşan bir heyet yolladılar ve cesetlerinden birini buldular.

Laboratuvarlarında bu cesedi araştırdılar dna diziliminden değil insana ait bir tür hatta dünyamıza ait olmayan bir türle karşı karşıya kaldılar.

Hector Devleti Meclisinde yapılan gizli oturumlar sonucu bu durumdan diğer devlet olan yani benim ülkem Aragon'a da bahsedilmesi kararı alındı.

İki devlet başkanı ve yardımcıları uzun süren toplantılar sonucu bir heyet oluşturulması kararını aldılar.
Bu heyet ise iki devletinde ortak bir laboratuvar oluşturup bu laboratuvarı en iyi bilim insanları ve son teknoloji araçlarla donatması kararını aldı.

Bölgeye yapılan yeni keşifler sonunda ise yaşayan uzaylı popülasyonunun artmış olduğu ve dirençlerinin arttığı gerçeğiyle karşılaştılar.

Bu durumdan korkan iki devlette bu büyük sırrı saklama kararı aldılar. İki hükümette böyle bir olayın ülkede kargaşa ortamı yaratacağını ve iktidarlarının tehlike altına gireceğini biliyordu.

Her türlü olası duruma karşın dünyamızı birlikte savunma kararı aldılar.

Ancak zamanla Dünya genelinde gizemli kayıp olayları yaşanmaya başlandı. Kayıplar zamanla bulunuyordu ancak hiçbiri canlı olarak değil...

Üstelik kayıplar uzaylı yaratıkların yaşadığı kutup bölgesi yakınlarında bulunuyordu.

Bulunan cesetlerin kanı son damlasına kadar çekilmiş oluyor ve ceset boş bir patates çuvalı gibi savrulmuş bir vaziyette bulunuyordu.

Kurbanların ailelerine ise olayın yasadışı bir organ mafyasının işi olduğu söyleniyordu.

Heyet bölgede tekrar bir inceleme kararı verdi. Bulunan uzaylı cesetlerinden birinin üzerinde laboratuvarda yapılan sonuçlar korkunçtu!
Bu yaratıkların sindirim sistemi resmen kanla çalışıyordu. Dolaşım sistemine ise yalnızca insan kanı karışabiliyordu.

Resmen bu yaratıklar insanoğlunu besin kaynağı olarak görüyordu.

Zamanla bu kaçırma vakaları arttı. İki hükümette artık tetikteydi. Bu yaratıkların istediği yalnızca insan kanı mıydı? Yoksa sadece bu bir başlangıç mıydı? Bu yaratıklar gözlerini Dünyamıza dikmiş olabilirler miydi?

Gezegenimizi İSTİLA'ya gelmiş bu yaratıklarla savaş olası bir ihtimaldi. Bunun için biliniyordu ki uzaylılarla mücadele etmek için yalnızca mermi silah cephane ya da füze yeterli değildi! Aynı zamanda ölüm makinesine dönmüş korkusuz askerlere ihtiyaç vardı.

Heyet iki devlette de Savaş Strateji Okulu kurulması kararı aldı. Bu okullarda yaratıklarla mücadele dışında bir amacı olmayan savaşçılar
yetiştirilecekti.

Devlet görevlileri yaşları 12-15 arasında olan çocukları testlere tâbi tuttu. Yazılı testten başarıyla geçenler yetenek testine; yetenek testinden başarıyla geçenler ise psikolojik teste sokuldu.

Bu sınavlardan başarıyla geçen ellişer öğrenci 6 yıllık bir eğitim için okullara alındı.

Bende Aragon Devleti'ne bağlı bu okulda 6. Yılımı birkaç gün sonra doldurmak üzere olan bir öğrenciyim.

Ha bir de ben kim miyim?
İsmim Rebecca Carter. Ya da en yakın arkadaşım Mary Robinson'ın tabiryle kısaca Reb.

Ön bölümle karşınızdayım. Umarım hikayemi seversiniz. İyi okumalar :)

İSTİLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin