Biraz sade başlamak istedim.Yazım yanlışlarım varsa mazur görün lütfen.Hatta hiç görmeyin! Sizi seviyorum :)
Şu sıralar bu iki kelimeyi çok sık kullanıyordum ve her kullandığımda da içimden bir parça götürüyordu sanki.Her söylediğimde dahada küçülüyordu.Bir gün herşey gidecekti ve ben kalpsiz biri olacaktım.İşte bundan korkuyordum.Kalpsiz olmaktan.Mutsuz olmaktan.Aşk tarafından yoksul yaşamaktan.Yaşadığım olayların rüya olma olasılığı yüzde kaç sizce? Ya cidden rüyaysa!Ya herşey uyanınca bitecekse? Ya da tam tersi daha beter olacaksa? Kaybettiklerim kazandıklarımı geçecekse? 2 gündür mesaj gelmiyordu. Başta o mesajdan sonra bulmak için çok uğraştık ama bulamayacağımızı anlamıştık.Mesaj gelmediği sürecede bulamayacaktık.Cünkü bunları yapan kimse gayet iyi saklanıyordu. Luke yanıma geldi.
-"Gezelim mi biraz? Bak Ayris'i bulmak o kadar kolay değil ama kendimizide ihmal edemeyiz. En azından Mesaj gelene kadar.Hem belki yine o şakalardan birini yapıyodur." Yine derken neyi kastettiğini merak ediyorsunuzdur. Geçen sene sınıfça kampa gitmiştik. Tabii Ayris'te Luke'un kardeşi olduğu için kolayca kampa gelebilmişti.Akşam oyun oynarken-evet çocukca ama bizde böyleyiz- birden ortadan kaybolmuştu. Herkes onu aramaya başladı ama hiçbirimiz bulamayınca kamp yerine geri döndük.Ayris kahkahalarla gülüyordu orada.Haftalarca konuşmamıştım onunla.Olay bu işte.Biz şaka manyakları yine iş başında.
-"Olurda gezmesekte plaja gitsek"
-"Güzel fikir. Giyinip geliyorum" diyerek yukarı çıktı.Burası onun ikinci evi gibiydi.O yüzden bir oda ona aitti. Okulların kapanmasına daha bir ay vardı ancak hava normalden kat kat daha sıcaktı. Ayrıca denizi çook severim.Mavisinin bana huzur verdiğini düşünmüşümdür hep. Luke ile de plajda tanışmıştım.Size söylemedim değil mi? O benim ilk aşkımdı. Plajı sevmemin bir nedenide budur. Tabi birde Luke'un köpeği Carmel var.O kadar tatlı ki anlatamam.Bayılıyorum ona.Kendisi Golden türü.Mükemmel bişey.Bu olaylar olmadan önce neredeyse her gün onun yanına gider oyun oynardım.Hatta ismini ben koydum.
-"Luke! Plajdan sonra sizin eve gidelim mi? Carmel'i çok özledim!" Hafif bir gülümsemeyle konuştu.
-"Tabiki canım.O da seni özlemişti zaten.Etrafta sürekli seni arıyo"
-"Oley" diyerek el çırptım.Tamam biliyorum buda biraz...Pardon bayağı çocukçaydı ama yapacak bisey yoktu.Ben zaten çoktan hazır olduğum için hemen dışarı çıktık.
###
Bugün herşey gayet güzel ve yerli yerindeydi.Tabi Ayris'te olsa tam olacaktı ama yoktu.Şezlongta oturmuş düşünüyordum.Ta ki yanıma Luke gelene kadar.Valla ne yalan söyliyim yanımda o varken kafamı bir şeye veremiyordum:) Tabiki bu kötü bisey ama yapacak pek bisey yok yani.
-"Gelsene Aleda.Yüzelim biraz"
-"Geliyorum" dedim ve ayağa kalktım.Birlikte denize yürürken elimi tuttu.Şaşkınlıktan dilimi yutmuştum resmen.Yüzüne bakınca onun başka bir yere gözlerini kısarak baktığını fark ettim.Tamam biraz klişe olacak ama beni kıskanmıştı sanırım.Umursamadım ve elimi tutmasına izin verdim.Yani işime gelmişti sonuçta.
Güle oynaya iki saatin sonuna gelmiştik.Sonuç: Denizden çıkmadığı için buruşmuş iki beden. Olsun! Yinede çok eğlenmiştik.
-" Artık Carmel'e gidelim mi ?"
-"Olur"... Yolda yürüyoduk sessizce.Ama o ileriyi izlerken ben de onu izliyordum.Kusursuzdu! Yeşil gözleri açık teniyle uyum sağlamıştı.O kadar güzel duruyordu ki adeta yeniden büyülenmiştim.Ben onu incelerken birden başını çevirdi.Hemen önüme döndüm ama sanırım görmüştü beni.Kaçamak bir bakış attım.Başını biraz eğmiş gülümsüyordu.İstemsizce bende gülümsedim.O sırada bir mesaj geldi.
Yardım Edin! °°°°'dayım. SİYSEV!
-"Sanırım Carmel biraz bekleyecek" Şaşkınca yüzüme baktı.
-"Nasıl yani? Neden?"
-"Yeni mesaj" dedim istemsizce bıkkın çıkan ses tonumla.Hadi ama tam unutup biraz eğlenmiştim.
-"Nereye gidiyoruz?"
-"Sanırım Şileye yakın biryer.Bide sen bak" diyerek telefonu uzattım.
-"Tamam biliyorum burayı.Atla hadi"
-"Ne?" Luke siyah bir motora doğru ilerlemeye başladı.Ne yani yeni motor mu almıştı? Eskisi bir kazada vefat etmiştide.
-"Oraya motorla mı gideceğiz?.Olum motora bisey olacak yaw yapma gözünü sevem" Bana garip garip bakmaya başladı.
-"Emin ol.Şu durumda düşündüğün en gereksiz şey motor! O yüzden atla " Bu teklifi geri çeviremezdim.Ben Aleda tam bir motor hastasıydım.
Tüm yolu Luke'a sarılarak ve gideceğimiz yerde karşımıza nasıl bir manzara çıkacak diye düşünerek geçirdim.Buda ayrı ironi ya.Üşengeçliğin öz kızı Aleda Astrid boş zamanını değerlendiriyor ve düşünüyor.Neyse motorun durmasıyla bende beynimi durdurdum.Yavaşca inip kaskı çıkardım.Dışarıdan oldukça ürkütücü gözüken yerde bakalım bizi neler bekliyordu.Luke önden ben arkadan içeri iceriye doğru yürüdük.Kapı o kadar ses çıkarmıştı ki resmen kulaklarımı hissetmiyordum.Ama iceriyi görünce bacaklarımıda hissetmez oldum.Etraf kan gölüne dönmüştü.Yoksa Ayris....Korkuyla Luke'a baktım.Ama dahada korkmadan edemedim.Çünki ileride bir slüet vardı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Şaka
Teen FictionBir şaka.Bu kadar yaralar mı? Seni geleceğinle sorgulatır mı? Seni alt eder mi? Bu şaka eder! Bu şaka hayatından bile eder... Ben Aleda Astrid.Bu kötü şakaya kurban gidenlerden biriyim.En iyi arkadaşım sebepsizce kayboldu, arkasında bizi bırakarak...