9. Bölüm

64 9 6
                                    


Vuran kişiye baktığımda bi dakka! Ayris! Koşan kişi oydu. Bacağıma vuran ise Nika!!

-"Yeter ya bıktım. Defolun gidin bidaha bizim yanımıza gelmeyin bizimle uğraşmayın yet-her" Ayris ve Nika önce birbirine baktı. Sonra hiç birşey dememişim gibi koşarak uzaklaşmaya başladılar. Bende eve gittim. Kağıda baktığımda bir resim görmeyi beklemiyordum.İncelemeye başlayınca kağıt direk elimden düştü ve ellerim titremeye başladı. Olamazdı bu kadarı bana bile çok fazlaydı.
-" Aleda bi gitti gelmek bilme-- O ne Aleda??" Boş boş gözlerine bakmakla yetindim. Yerdeki resmi alıp bakınca büyümüş gözlerini hemen bana çevirdi. Titremem artmış ve sayıklamaya başlamıştım.
-"Olamaz. Yapmaz. Olamaz. Olamaz."
-"Aleda'm bak belki yalandır bu ? Yapamazlar mı ? yaparlar belki yalandan bir fotoğraf?" Belkilerle tüketecek zamanım yoktu benim. Olmama olasılığı var diyerek kendimi Kandıramazdım. Birden Luke'un boynuna sarılıp ağlamaya başladım. Bayağı o sekilde kaldıktan sonra beni kucağına aldı ve yukarı odasına çıkardı. İlk baştaki sessiz ağlamalarım zaman geçtikçe yerini hıçkırıklara , bağırışlara ve krizlere bıraktı. Bu olmamalıydı yıllar sonra bunu öğrenmeliydim. Bu şekilde olmamalıydı. Damien telaşla içeri girdi ve endişeli gözlerle bana bakmaya başladı.
-"Ne var!!"
-"B-burada-" devamını dinlemeden kendimi dışarı attım. Hemen aşağı indim o kadar hızlıydım ki kendimi takip edemiyordum. Merdivenlerde en az beş kere düşme tehlikesi anlatmış ama hepsinden sağ kurtulmuştum. Luke koltuğun en ucuna oturmuş dirseklerini dizlerine koymuş kafasını da ellerine kenetlemiş düşünüyordu. Benim geldiğimiz görünce hemen ayağa kalktı.
-"Nerde!!" Eliyle bahçeyi gösterdi. Biran da zaman yavaşladı hersey ağır çekimde oldu sanki. Yavaş adımlarla bahçeye ilerlemeye başladım, ardımda yıkılmış iki kişi bırakarak. Kapıya yaklaştıkça içimdeki hüzün dışa vuruyordu. İstenilen oluyordu tükenmeye başlamıştım. Kapıdan çıktım ve işte oradaydı. Niye? Kalanlar için mi? Giden şeyler için mi? Saçmaydı! Ardında bırakılanlara bakmadan hareket ediyorlardı insanlar. Sonuç: koca bir hiç . Ortada kalıyordun ne gittiğine deyiyordu mutlu oluyordun ,ne de geri dönebiliyordun. Kalıyordun öylece. Yanına vardığımda aynı yavaşlıkla ayağa kalktı. Kalp atışlarım tavan yapmıştı mutsuzluk ağırdan ağıra içime işlerken bişey dememek için büyük çaba sarf ediyordum.
-" Aleda!" Sesi fısıltıdan farksızdı. Ağlamaya başlamıştı. Sanki başka seçeneği yokmuş gibi gelmiş ve burada duruyordu. Belkide mutluydu , mutluydum o gelene kadar. Yaşananlar tüm siyahlığını sarmış etrafımıza, su yüzeyine çıkmıştı. Karşımda iki seçenek vardı: Ya onsuz mutluluk ya onunla mutsuzluk. Peki ben ne istiyordum. Başarabilecek miydim? Daha bir grupla başa çıkamayan ben onlardan daha beteriylede olsa mutsuz olmayı göze alabilecek miydim? Sadece gözlerine bakıyordum. Boştum, ne diyeceğimi bilmiyordum.
-"Konuş lütfen" Bu kadar kolaydı işte onun için. Yanıma, yanımıza gelip konuş demek bu kadar kolaydı. Gözümün önünde sessizce ağlayabilecek kadar yüzsüzdü.
-" Konuş ! Konuşki ne kadar pislik biri olduğumu hissedeyim. Senin yanına gelmek için neler sarf ettim. Nelerle uğraştım. Ama bunları demek gibi bi hakkım yok. Konuşki seni kaybettiğimi anlamak bu kadar zorlamasın beni!" Yüzümde minik bir tebessüm belirdi. Onun hayatı ne kadar aydınlıktı halbuki. Yaşadıklarımız ne kadar karartmıştı hayatını.
-"Bak gör! Mutsuzum. Sen benimle mutsuzken ben seninle mutluydum. Senin acı çekmen benim için önemli değil dimi? Bak sen mutlusun diye ne hale geldim " diyerek elindekileri gösterdi. Yine ağlama krizlerine girmem için bir sebep daha çıkmıştı işte..

Evet canlarım yeni bölüm geldi. Bölüm Hakkında yorumlarınızı bekliyorum eğer güzel derseniz bölümlerde sürekli sürekli bir aksiyon arayışına girmeyecegim. Yani böyle hafif bölümlerde olacak. İyi kötü eleştirilerinizi bekliyorum.♡♥♡♥
+20 den sonra bölüm gelecek.

Kötü ŞakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin