"Dehşet görüntüleri!"
"Haberleri kapa."dedim iğneleyici bir tonda.İfadesiz gözlerle bana bakıp kapattı,
"Yemek hazır!"gözlerimi devirip odama çıktım.Aynanın karşısına geçip bedenime baktım.Yüzüm solmuştu,iki gün öncesine kadar parlayan gözlerim şimdi bomboş bakıyordu.Kahverengi saçlarımı birbirine karışmıştı,kıyafetlerim hastane kokuyordu.Berbat bir durumdaydım,böyle devam edecekti sanırım.Daha fazla aynanın karşısında duramadım ve yorganın altına girdim.Evan'la son konuşmalarımızı hatırlamaya çalıştım."Gelmeyeceksin Evelyn!"diye bağırdı geri geri giderken.
"Geleceğim!"dedim kararlı bir ses tonuyla.Yol biş olduğu için,yolun ortasında duruyorduk.
"Sana birşey olabilir."dedi kararlı olarak.
"Umrumda değil."dedim.Dudaklarında ki gülümseme gidiyordu yavaşça.Elini cebine sokup bir tane papatya çıkardı.Bana verdikten sonra
"Seni seviyorum."dedi duygusuzca ve yere yığıldı.Papatyayı saçlarımın arasına sokup yere eğildim.
Hemen ambulansı aradım.Sedyeye alındığında başka bir dünyadaydı.Gözyaşlarımı yastığa silip uyumaya çalıştım,bu sıralar bunda gâyet başarılıyım.
"Evelyn!"annemin sesini duyamamazlıktan gelip kafamı iyice gömdüm.Evan'ın yüzü hiç aklımdan çıkmıyordu.
"Evelyn!"yine duymamazlıktan gelip telefonumu kontrol ettim.Ne bir mesaj,ne bir arama,Evan gittiğinden beri bana'Günaymadın!'diye mesaj atan kimse yoktu.Onun için asla günaymazdı zaten.-nası bi cümle kurdum ben-.
"Eve!"küfürler ederek yataktan çıkmaya çalıştım,benimle beraber yorganda geldi.Yorganı ittirip kapımı açtım.
"Ne!?"
"Çabuk buraya gel!"diye bağırdı annem.Homurdanarak ve etrafa küfürler saçarak merdivenlerden zorla indim.
"Ne?"diye sordum boşboş bakarak.
"Seni tatile yol-"
"İstemiyorum."deyip geri döneceğim sırada annem koluma yapışıp,
"O tatile gideceksin.Gerekirse seni zorla evden çıkartırım,Eve."dedi,yada tısladı.Pek umrumda değildi açıkçası.
"Gitmiyorum"dedim bende onun gibi.
"Marlen!"ne yapacağını anladığımda odama koşmak için çok fırsatım olmamıştı.Abim beni belimden tutup havaya kaldırdı,ben kollarında çırpınırken o hiç enerji sarfediyor gibi görünmüyordu.Pes edip,ofladım.
"Evelyn,sana kuaförden ........ Pakedi aldım.Şimdi abin seni oraya götürecek.Eve geldiğinde bavulunu hazırlayacaksın."dedi kesin bir sesle ve mutfağa gitti.Marlen beni indirip
"Hazırlan.Seni bekliyorum."dedi ve koltuğa atladı.Öküz."Gitmeyeceğim."dedim.Marlen'in bir bakışı var,anlatamam.
"Kendim gideceğim."dedim çaresizce.
"Olmaz."dedi.Merdivenleri çıkıp isteksizce üzerime bir şeyler geçirdim ve yüzümü yıkadım.Göz kalemi ve yüzümü iyice vampirlerin bembeyaz yüzü gibi yapacak pudrayı sürdüm.Kahverengi saçlarımı öylece bırakıp,telefonumu aldım.Aşağı indim,boş bakışlarla Marlen'i süzüp kapıdan çıktım.Arabanın kapısın yanında durdum ve Marlen'i aradım.
"Araba."dedim ve kapadım.İki saniye sonra evden çıktı ve arabanın kilidini açtı.Gökyüzüne bakıp arabaya bindim.Normalde kuaföre pek gitnezdim.Aslında hiç gitmezdim.Bunlar bana çok uzak geliyordu.Yağmur damlaları cama çarparken uzun süredir hissetmediğim bir huzur kapladı içimi.Kuaföre vardığımızda,
"Bayana'Maddie Russel gönderdi'diyecekmişsin."dedi Marlen.Kafamı sallayıp inecekken beni durdurup
"Bak,nasıl hissettiğini asla anlayamam.Ama,bugün mutlu ol.Kadınlar kuaförlerden zevk alır diye duymuştum."dedi ve gülmeye çalıştı."Denerim."dedim ve ona sarıldım.İyice sıktım,"Ölmemi mi istiyorsun Eve?"."Tamam."dedim ve arabadan indim.Oldukça lüks gözüken kuaförü bir süzdüm,annem buna çok para vermiş olmalıydı.İçeri girdim,dışı gibi burası da çok lükstü.Pek kimseler yoktu.Bir kadın yanıma gelip "Şöyle geçin"dedi ve beni koltuğa oturttu.
"Beni Maddi Russe-"
"Tamam,tamam.Biliyorum."dedi ve siyah bir kapıya yöneldi.Farklı bir dilde konuştu,ardından içeriden bir adam çıktı.Adam sırıtarak bana doğru gelmeye başladı.Pis pis sırıtıyordu,size doğru,piçimsi bir ifadeyle gelen Çinli yaşlı bir adam hayal edin.Ben korktum.Kadın yanıma geldi,adamda arkama geçti.
"Bu Yokhisima.Ben sizin çevirmeniniz olacağım."dedi.Adam gülerek kafasını salladı ve birleştirdiği ellerini bir anda açıp saçlarıma soktu.Ben nereye düştüm böyle?Yüzümü buruşturdum,iyice dibine sokup karıştırdı.
Adam,brşeyler geveleyince kadın
"Saçınıza ne yapmak istersiniz?"diye sordu.Bir anda aklıma gelen fikirle
"Saçlarımı uçuk pembeye boyayın."
Adam kıkırdayıp kafasını hızlıca salladı.Beni kaldırıp başka bir koltuğa oturttu ve saçlarımı hunharca yıkadı.
Neye uğradığımı şaşırdım yemin ederim.Bir anda kendimi diğer koltukta buldum.Altın renginde ki kaba yoğun bir şekilde beyaz,pembe koydu.Onu karıştırıp saçlarıma sürmeye başladı.
"Bu adam ne kad-"sözümü tamamlayamadan dört kadın geldi.Sandalyemi döndürdüler ve el ve ayak tırnaklarımı ellerine aldılar.
Dört kadın hep bir ağızdan
"Hangi renk?"
Tereddütsüz"Siyah."dedim.Uzun tırnaklarımı törpülediler ve siyah oje sürdüler.Oje kuruyunca,saçlarımda ki boya işlemi de bitmişti.Çinli adam selam verip yanımdan uzaklaştı.Aynaya bakamıyordum,görüntümü merak etmiştim.Dört kaslı erkek,-cidden aşırı kaslı-önüme iki tane akvaryum getirdiler.İçinde siyah etrafı emen bir sürü balıklar vardı.Korkmuştum yani.Az önce ki kadınlar geldiler ve
"Bu balıklar,ayağınızda ki ölü derileri alacaklardır."dediler ve ayaklarımı akvaryuma sokmaya çalıştılar.
"Olmaz.İstemiyorum."dedim tedirgince."Bu sizin iyiliğiniz için."dedi kadın.
"Bu akvaryuma kaç kişi ayaklarını soktu?"
"Kimse."dedi.
"Yemin et-yani tamam."dedim ve ayaklarımı yavaşça akvaryumlara soktum.Hemen balıklar ayaklarıma hücum ettiler.Sanki ayaklarımı sömürüyorlarmış gibi bir histi.Yarım saat ayaklarım onun içinde kaldı,ayaklarım tamamen uyuşmuştu.
Bekleyişten sonra turuncu saçlı bir kadın akvaryumu alıp ayaklarımı kuruladı.Ben kendimde yapabilirdim aslında.Bilmiyorum,ama utanmıştım.
Ayaklarımda ki fark gözle görülebilir derecedeydi.Yokhisima,beni kaldırıp başka bir koltuğa oturttu.Saçlarımı iyice yıkadıktan sonra gözlerimi kapattım.Beni diğer koltuğa geçirdi ve saçlarımı kuruttu.
"Saçlarınıza ayrıca şekil vermek ister misiniz?"
"Biraz dalga olsa fena olmaz."dedim.Saçlarımı kuruttuktan sonra,görmediğim bir makinayla saçlarımı kıvırdığını hissediyordum.Ellerim yumuşacık olmuştu,tırnaklarım kare şeklinde törpülenmişti.
"Bitti."dedi kadın ve gözlerimi açtım.Bu ben miydim cidden?Gözlerimi tekrar açıp kapadım.Resmen bendim bu.
Evelyn Russo.
Çinli adam tedirginlikle açık ağzıma bakıyordu.
"Beğenmediniz mi?"diye sordu kadın.
"Çok beğendim!"dedim ve ayağa kalktım.
"Muhteşem ve harika olmuş!"
"Muhterika!"Yokhisima gülüp alkışladı.Şoktan çıkınca
"Ücret?"
"Anneniz ödedi efendim."
Telefonumu çıkarıp Marlen'i aradım.
"Marlen,işim bitti."dedim.
"Geliyorum Eve."dedi.Bende Yokhisima'ya teşekkür edip çıktım.
Caddede beklerken telefonumu yokladım,sonra sap gibi dikilmeye başladım.Biraz sallandıktan sonra Marlen geldi,kapıyı açıp içeri attım kendimi.Ona dönüp
"Hazır mısın?"diye sordum.
"Hazırım."dedi ve bende ıslanmış beremi kafamdan çıkardım.Siyah bereme doldurduğum uçuk pembe saçlarım omuzlarıma düşerken Marlen ağzını yerden kovalıyordu.
"Ne?Ağzını kapa Marlen."ağzı açık devam edince kendim kapadım.
"Beğenmedin mi?Biliyordum zaten.Bilerek yaptın değil mi?"dedim sinirle.
"Salak mısın Eve?Müthiş olmuş."dedi.
"Cidden mi?"
"Çok güzel olmuş ama annem hemen seni eve götürmezsem bizi öldüreceğini söyledi."
"Tamam.Hadi gidelim."
"Sanırım annem şok geçirecek."dedi ve arabayı çalıştırdı.Bunun üzerine içimden güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Came For You(H.G. fanfiction)
FanfictionI'm your dream I'm your eyes I'm your pain I'm your hate I'm your life I'm you Sad but true