Benim büyük ve güzel getto şehrimin nadide sokaklarında iş yerime doğru ilerlerken aracımı otoparka park ettim. 17 katlı koca şirketimin otomatik kapıları üzerime açıldığında içeriden gelen klimanın soğuttuğu sahte hava yüzüme çarpıyordu. İçeri girdiğimde ise idealleri ve statü hayalleri olan genç beyinler benimle konuşmaya çalışıyorlardı. Bu beyinlerin sabah otuz birinden kalma hafif tuzlu yağ kokusu gömleklerinin üzerinden burnuma geliyordu. Ne zaman biri yanıma gelip engin bilgilerimden yararlanmak istese derin bir nefes tutup gitmesini bekliyorum. Nefesizlik hissi ile salgılanan melatonin hormonu geçici bir uyku hali durumana geçmemi sağlıyor. Kendime geldiğimde ikinci kattaydım önümde yüksek topukluları ile yürüyen büyük kalçalı sekreter ile göz göze geldiğimde bunun bir yanılsama mı yoksa gerçek mi olduğunun süphesini düştüm. Bu kalçalar hayalleri süsleyebilir ya da yıkabilir ve ya da yanıltabilir. Mesele aslında insanın hayal kurmasıdır. Sana haz veren o kalçayı çıplak hayal edebilmendir. Emin ol çıplak olduğunda bu kadar çekici gelmeyecektir. Gerçekleşen her hayal cazibesini yitirmiştir. En güzel hayal ulaşılamamış olandır. Ve yine emin olabilirsiniz ki o kalçaya sahip olduktan birkaç gün sonra yine eliniz size daha cazip gelecektir.
Bu pis kokulu beyin takımını sakın gözünüzde küçümsemeyin. Bu insanlar hırs küpüne bürünmüş ideallerine kavuşmak için her şeyi yapabilecek beyaz yakalı birer köledirler. Ancak ve ancak çalışarak, çabalayarak, yalakalık yaparak ve patronları ile yatarak birer statü kazanabilme şansları olan köleler. Bu ne işçiler gibi onurlu çalışabilir nede büyük kapitalistler gibi patronluk yapabilirler. Bunlar iş dünyasının arafta kalmışlarıdırlar. Ellerinde sadece hırsları vardır. Bu beyinleri önce gettoların iyi okullarından toplar ve şirketlere yerleştirirler burada zaten alışık oldukları ufak odalara kapatılırlar. Bu gettolarda yaşayan beyinler üst üste evlerde yaşar bunlara apartman denir. İlginç olan üst üste yemek yiyen, tuvalete giren, televizyon izleyen ve sevişen bu insanlar aralarında 45cmlik bir duvar olmasına rağmen birbirleri ile iletişim kurmazlar. Aynı evde yaşayan fakat farklı odaları paylaşan bu insanlar bizim beyin takımıdır işte.
Odamdan içeri girdiğimde ilk işim penceremi açıp klimaların öldürdüğü sahte havadan kurtulup gerçek oksijeni içime çekmek oldu. Beyin takımı için bu hava bile önemli değildir. Onlar ideallerine ulaşmak için her şeye göz yuman insanlardır. Her uyandıklarında zirveye bir adım daha yaklaşmak isteyen bunun için yaşayan. Machiavelli torunları. Onlar için önemli olan tek şey zirveye ulaşmaktır o günün hayalini kurmak onların enerjisi besinidir. Fakat zaten zirveyi gördüklerini asla bilmezler. İnsan hayatında ikikez zirveyi gerçekten görür. Bu da dimetilformamid hormonunun kendisidir. Doğduğunda ve öldüğünde .Geri kalanı bir yanılsamadan ibarettir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEO
ActionAsilerin kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkarların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, yola çıkmaktan çekinmeyenlerin, uçurumdan atlayanların hikayesi ve hala buradaysanız Gözlerinizi kapatın. Hangi enlemde olduğunuzu bilmiy...