8 gündür bölüm yazamadım özür dilerim.
Elimi kaşımın üzerindeki stresimden kaynaklanan ağrının üzerine bastırdım.Harika bir migrenim eksikti.Gecenin saat 3'ünde tutan migrene içimden küfrettim.Endişelenmem gereken o kadar çok olay vardı ki.Birincisi, Toby hala gelmemişti.ve o olmadan onun odasında kalmak beni boğduğu için kendi odamda kalmaya karar vermiştim.İkincisi ise beynimin bir köşesi beni hangi proxynin öldüreceği hakkında iddaya girerken endişelenmem oldukça normal bir durumdu.Üçüncüsü ise kabuslarım geçmek bilmiyordu.
Her gece mutlaka kabus görürdüm ve genelde hepsi aynı olaylar üzerine kurulu olurdu.Zürafasına sarılan ela gözlü, dayak yiyen bir kız onu kurtarmam için gözlerimin içine bakar ve o sırada abisinin' Oyun zamanı Nathalie.Bugün hangi oyunu oynasak acaba?' Deyip, sırıttığını görürdüm.Ama bu geceki kabusumda ela gözlü kızın gözlerinin yeşile döndüğünü ve bana bugün Masky ve Hoodie beni tehtid etmeden önce Sally gibi baktığını görmüş ve Hoodie'nin silahını sırtımda hissetmiştim.
Küfrederek üstündeki pikeyi itekledim ve bir bardak su almak için ayağa kalktım. Tam o sırada penceremden gelen ses dikkatimi çekti.Odam 2.kattaydı ve tırmanılması gayet kolaydı.Tedbir olarak komodinimin üstüne bıraktığım bıçağımı aldım. Ve sese kulak kesildim.Evet tırmanma sesi gibiydi.Yoksa Rake miydi? Prensip olarak ne olduğu belli olmayan yaratıklardan nefret ederdim.Ve geçen gün yanlışlıkla Rake'in kafasına tekme atmıştım. Sadece tıslamakla yetinmişti ama intikam almaya gelmiş olabilir miydi? Eğer öyleyse onu ikiye biçmeye hazırdım.Yani tabii ilk önce o pençeleriyle beni ikiye bölmezse.Sesler arttı ve penceremde siyah bir silulet görüldü. Bir insan siluletiydi.Hiç düşünmeden elimdeki bıçağı camın kırılmasını umursamadan silulete doğru fırlattım.Kıl payı kurtulup pencerenin demirini yakalamayı başardı ve odamdaki gece lambası sayesinde gördüğüm turuncu, ışığı yansıtan ve parlak pilot gözlükleri siluletin kim olduğunu anlamama yetti.Tabiki Toby.Hemen ona doğru fırlayıp pencereden içeri girmesine yardım ettim.Pilot gözlüğünü çıkarıp küfretti.
" Az kalsın yanağımın diğer tarafıda senin yüzünden yaralanıcaktı Clocky."Şaskınca Toby'e baktım."Neden kapıdan gelmedin ki?!"yüzünü buruşturdu ve anlatmaya başlamadan önce sol omzu seğirdi.
"Ben şu yeni güvenlik sistemini devreye sokmuş ve o gün onu pek dinlemediğimiz için bizden habersiz yapmış bunu.Bu yüzden şifreyi bilmiyordum ve eve giremedim.Aklıma buraya tırmanabileceğim gelince bu yolu denedim."kaşlarını çattı düşünceli bir hali vardı.Onu çok iyi tanırdım eğer çok önemli bir şey anlatacaksa böyle yapardı.Sağ eli seğirdikten sonra konuşmaya başladı.
"Bugün avladığım çocuğun yaşadığı evde annesi zannettiğim bir kadın vardı.Çocuğun işini bitirdikten sonra ona ilerlediğimde hicbir kaçma girişiminde bulunmadan bana baktı.Ve...bana adımla seslendi.Ve benim teyzem olduğuyla ilgili birşeyler geveledi.Söylesene Clocky, bu gerçek olabilir mi? Yani benim teyzem veya akrabam var mı? Çünkü şey... o kadın artık yaşamıyor. "
Buz kestim.Evet Toby'nin bir teyzesi vardı ve benim bunu ona söylemem üstünde şok etkisi yaratıcak ve öfkesi yüzünden yanında kim varsa ona zarar vericekti.Belkide bu da Slenderman'in bir oyunuydu.Sonuçta proxyler onun istediğini yapmaz mıydı? O çocuğu öldurmesinide Toby' e emreden Slenderman'di ve elbette teyzesiyle karşılaşıcağını ve bana bunu sorucağını biliyor olmalıydı.Tabikide ben doğru cevabı vericek ve zarar görücektim.Akıllıca.Gerçekten.
Gözlerimi yumdum ve aklımı toparlamak için elimi yeniden ağrının üzerine koydum.Ona yalan söyleyemezdim.Onun iyiliği için bile olsa bir gün gerçeği öğrendiğinde beni asla affetmezdi.Gözlerimi açtım ve bacağı seğiren Toby'e baktım.
"Evet Toby.Senin bir Teyzen vardı." Gözlerimi kapamadan önce gördüğüm son şey Toby'nin göz bebeklerinin genişlediği ve üzerindeki kurumuş kana bakması oldu.