İçeri nöbetçi öğrenci girdi. Nöbetçinin "dersinizi böldüğüm için özür dilerim hocam. Müdür yardımcısı Almira yi çağırıyo" demesiyle hocanın cevap vermesini beklemeden sınıftan çıktım.
Müdür yardımcısının kapısının önüne geldiğimde kapıyı tıklatıp içeri girdim. İçeri girdiğimde şok oldum çünkü babam seneler sonra karşımda duruyordu. Abimi bilmem ama ben ona hâlâ çok kızgındım.
Babam bizi terk ettikten sonra herşey o kadar çok değişmişti ki. Mesela zenginliğimize zenginlik katmıştık. Yatımız, yazlıklarımız, şehir içinde bir sitede villamız ve iki de arabamız var. Tabi evimizde yardımcılar da var. Bunların hepsi babam bizi başka bi kadına tercih edip gittikten sonra oldu.
"Canım kızım! Ne kadar da güzelleşmişsin sen böyle?" Deyip sarıldı.
"Bana dokunma! Ben senin kızın falan değilim! Çünkü sen hepimizi bi kadın için bıraktın gittin! Bi daha bana kızım deme!" diyip odadan çıktım. Kapının açılıp kapanma sesini duymamla arkamdan geldiğini anladım ve tuvalete doğru koşmaya başladım. Kendimi tuvalete kilitleyip ağlamaya başladım. O sırada tenefüs zili çaldı.
İçerisi dolmaya başlayınca ben de kendime çeki düzen verip elimi yüzümü yıkayıp tuvaletten çıktım.
O adam tuvaletin karşısında duvara yaslanmış beni bekliyodu. Sınıfa doğru yürümeye başladım. Tam sınıfın kapısının önüne gelmiştim ki babam olacak o adam beni kolumdan tuttu ve kendine doğru çevirdi.
"Beni affet ne olur! Bak bi daha sizi bırakıp gitmicem. Söz veriyorum. Ha? Ne olu affet beni!"
"Bu sözleri bana değil anneme söyle. Çünkü sen en başta annemi bırakıp gittin. Sonra abime söyle. Eğer onlar affederse ben de affederim. Yolun açık olsun." diyip sınıfa girdim.
Bizimkiler sınıftaydı. Yanlarına gitmek yerine sırama oturup kafamı masaya koydum.
■■■■■■■■■■■■■■■■
Uyandığımda öğleden önceki son derse girmiş olduğumuzu gördüm. Kafamı kaldırdım ve dersi dinlemeye başladım. Ders fizikti. Fizikle aram pek iyi sayılmazdı ama dinlemeye mecburdum. Çünkü sınavlar iki hafta sonra başlıyor.
Dersi dinlemeye başladıktan yarım saat sonra tenefüs zili çaldı ve biz de kantine indik.
İştahım yoktu. O yüzden ben de yemek almadım. Yemek almak yerine yer tutmaya gittim ve önüme gelen boş bir masaya oturdum. Gerçi biz hep bu masada otururduk ya. O da ayrı bir konu.
Bizimkileri beklerken karşıma Serdar oturdu. Hani bu okulda okumuyodu bu?! "Ne işin var senin burda? Sen hâlâ akıllanmadın galiba? Ya sen ne biçim bir insansın acaba? Ay yok sen insan değilsin! Çünkü insan olana bir kez söylenir" o sırada kantinde bulunan herkes bizim olduğumuz masaya bakıyordu "ben sana daha kaç defa diyeceğim acaba 'bırak benim peşimi ben seni artık sevmiyorum' diye?!"
"Bana bak lan! Biz seni bu okula kızlara yavşayasın diye almadık! Oku da adam ol diye aldık. Sense kalkmış ne yapıyorsun?" Ege'nin bu sözü üzerine ona döndüm. Tam da o sırada bakışlarımız buluşunca kalbim birden hızlı atmaya başladı.
Kantinden çıktım ve tuvalete doğru hızlı hızlı yürümeye başladım. Neler oluyordu bana böyle? Neden O'nu görünce bu kadar heyecan yaptım? Ve Ege neden bu işe burnunu soktu? O'na neydi ki? Bu, ben ve Serdar'ın arasında olan bir olaydı.
Ben böyle düşünürken birisi kolumdan tuttu ve kendine çevirdi. Kafamı kaldırınca bu kişinin Ege olduğunu gördüm. "Neden sürekli sana iyilik yapıyorum? Kusura bakma ama gerçekten kendimi tutamıyorum. Bak bu ikinci oldu. Koruman olmama izin verir misin?" Ege'nin bu dedikleri beni biraz şaşırtmıştı. Neden şimdi durduk yere bana böyle sözler söyledi ki?
"Hayır. Teşekkür ederim ama beni koruyan arkadaşlarım var zaten." Deyip yoluma devam ettim. Yine beni durdurdu ve "bu akşam benimle kahve içmek ister misin?" demesiyle bi an için öylece kaldım. Okulun en popüler erkeği bana 'bu akşam benimle kahve içmek ister misin?' diyo. Abi sen niye bu kadar yakışıklısın? Bu kadar yakışıklı olmak sana zararlı tatlım. "Olur" dedim.
Günün geri kalan kısmındaysa bizim sınıftan Merve kantinden aldığı sıcak çikolatayı yanlışlıkla Kenan'ın pantolonuna döktü bunun üzerine Kenan ve Merve kavga ettiler, Berk her zamanki gibi sınıfın önünden geçen her kıza laf attı ve bunu gören nöbetçi ögretmen onu direk müdürün yanına gönderdi ve son olarak sevgili arkadaşlarım Can ve Kaan Serkan ve benim taklidimizi yaparak beni sinir ettiler.