7. Bölüm

32 3 0
                                    

Gözlerime inanamıyorum! Ne yani o kadar beni sevdiğini ve hatta bana aşık olduğunu söyleyen Serdar değil miydi? Yoksa ben bu zamana kadar hayal mi görmüştüm? Ya da belki de şu an hayal görüyorumdur? Çünkü şu an başka bir kızla el ele masada oturuyolar. Ege'ye döndüm. Ah, tabii ki de hayır. Çünkü benim gördüğümü Ege de görmüş olacak ki sinirden suratı kıpkırmızı olmuştu. "Ege" dedim. Bana döndü ve sözlerime devam ettim "bak ben umursamıyorum. Sen de umursama. Boşver, ne yapıyorsa yapsın. Bizi ilgilendirmez" diyip kolundan tutup kafeye doğru sürüklemeye başladım.

İçeri girdiğimizde biraz olsun sakinleşmişti. "Neden ona bu kadar kızgınsın Ege?"

"Sen ona kızgınsın diye ben de ona kızgınım. Neden, bilmiyorum ama seni üzen şeyleri dünyadan yok etmek istiyorum. Seni üzülürken görmeye dayanamıyorum." Garsonun gelmesiyle Ege sustu.

Garson, Ege'yi süzerek ve ona imalı bakışlar atarak "ne alırdınız" diye sordu. O an o garsonu koyu kumral saçlarından çekip en hassas yerlerine tekme atmak istedim.

Ben bi orta şekerli türk kahvesi sipariş ettim. Ege de "ben de aynısından alayım lütfen" dedi bakışlarını gözlerimden ayırmayarak.

"Almira" dedi. "Benim sana söylemek istediğim bir şey var aslında. Evet biliyorum daha tanışalı bir hafta bile olmadı. Ama ben seni okulun açıldığı ilk günden beri takip ediyorum. Bunu neden yaptığımı bilmiyodum ilk başlarda ama şimdi çok iyi biliyorum." Kahvelerimiz geldi. Kahvelerimizden birer yudum aldık ve tam da o sırada yanımıza Serdar geldi. "Almira'm ben seni başkasıyla beraber kafede mi görücektim? Bana bunu nasıl yaparsın?" dedi. "Serdar yeter artık. Git başımdan. Bak en sonunda seni polise ihbar edicem o olucak ama. Sen ne zaman benim peşimi bırakıcaksın? Ayrıca sana ne? İstediğim kişiyle takılırım. Sana mı hesap vericem ben?!" diye çıkışınca kafedeki bir kaç kişi bize döndü. Garsonlardan birisi "efendim bi sıkıntı yok değil mi?" diye yanımıza geldi. "Evet var." Serdar'ı göstererek "bu ve bunun gibi öküzleri lütfen almayın böyle yerlere rica ederim" dedim ve masadan kalktım. Ege de arkamdan.

"Kusura bakma Ege. Sana da ayıp oldu. Gerçekten çok özür dilerim." dedim.

"Yok, hayır. Bunda özür dilencek bir durum yok." Durdu. "Sahi, sen neden bu çocuğa bu kadar sinirlisin?" diye sordu.

"Biz geçen sene sevgiliydik. Ben onu o zamanlar çok seviyodum. Sonra bi gün onu alışveriş merkezinde bi kızla gördüm." Arabaya bindik ve ekledim "öpüşüyolardı bi de."

"Anladım. Kızmakta çok haklısın. İstersen sahile gidelim? Hem temiz hava almış olursun hem de" durdu. "Boşver. Ee gidelim mi? Ne dersin?"

"Hayır, çok teşekkür ederim. Beni eve bırakabilir misin sana zahmet olmazsa?"

"Yok canım. Ne zahmeti olcak? Ayrıca ben teşekkür ederim asıl. Çünkü seni buraya ben çağırdım. Geldiğin için teşekkür ederim." Yol boyunca konuşmadık. Evin önüne geldiğimizde kemerimi çözdüm ve kapıyı açarken "tekrar çok teşekkür ederim kahve için. İyi geceler" diyip arabadan indim. Kapıyı kapatırken o da bana gülümseyerek "iyi geceler" dedi.

Her Yerde Sen!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin