3.Bölüm

75 10 12
                                    

Multimedia'da Akın -Austin Mahone- ve Kutay -Cameron Dallas- var.

Bölüm Şarkısı:Selena Gomez-Come&Get It

-----

Bir süre sonra Cansu ve Ceren sınıfa kahkaha atarak girdiler.Ama Cansu Akın'ı görünce tüm yüz ifadelesi değişti.Akın ise onu görünce hiç şaşırmış,aksine sanki bu anın olacağını olacağını biliyormuş gibi davranmıştı.

Neler oluyordu?!!

"Akın?!!"dedi Cansu.Onu hiç bu kadar şaşkın görmemiştim.

"Ben de gelmeyeceğini sanmıştım.Neden bu kadar geç geldin?"

"Akın ne işin var burada senin?"

"Eski okulumdan ayrılmak zorundaydım.Sonra senin burada okuduğun aklıma geldi.Artık her gün görüşeceğiz küçük cadı."Küçük cadı derken gereğinden fazla vurgu yapmıştı.

Bu olaya karşı sınıftaki herkes konuşmaya başladı.Herkes farklı birşeyler söylüyordu.Cansu ise bağırarak herkesi susturmayı başardı.

"Bana bak.Eğer bu okuldan gidersin ya da..." dedi Cansu sesi titrerken.

Akın "Ya da ne?Yoksa öldürür müsün beni?" dediğinde Cansu ağlayarak sınıftan çıktı.Ve tabiki en iyi arkadaşı (!) Ceren de onun peşinden gitti.

Yaklaşık 10 dakika sonra öğretmen sınıfa girdi ve Akın kendini tanıttı.Bir kolejden geliyormuş.Ailesinden ayrı yaşıyormuş ve ailesi çok zenginmiş.Bunları havalı şekilde söylenesi ise ayrı bir ironi.Bahçede yanında duran kişi abisiymiş.Ve en önemlisi soyadı Cansu'nunki ile aynı.Bu da akraba olduklarına işaret.

Bayan kendini beğenmiş ve onun en iyi arkadaşı ise sadece son derse girdiler.

Dersler bittikten sonra tam okuldan çıkıyorduk ki Cansu "Ee bu yıl kimleri kandırmayı düşünüyorsun?O kurbanlarına çok acıyorum." dedi.Konuşacakken aniden Kutay geldi ve Cansu'ya "Şara'yı rahat bırak." dedi.O an yüzümde nedenini bilmediğim bir tebessüm oluştu.Gülmemek için yanaklarımı ısırma aşaması bittikten sonra Cansu gitti ve Kutay "Biraz konuşabilir miyiz?" dedi.Bunu hiç beklemiyordum.Düşündükten sonra "Evet." dedim ve kızlara onların gidebileceğini söyledim.

Mercedes Benz Brabus model arabasına bindikten sonra "Sahile gidelim mi?" diye sordu.Onayladım ve sahilin yolunu tuttuk.

Sahil okula uzak olmadığı için kısa sürede oraya vardık.
Bir banka oturduk.İkimizde konuşmuyorduk ve birinin bu sessizliği bozması lazımdı.O konuşmayınca ben ilk adımı attım.

"Neden buraya geldik? " dedim denize bakarken.

"Gelmek zorunda değildin." dedi sesi titrerken.

"O anlamda denedim.Ne konuşacaktık?" dedim sıcakkanlı görünmeye çalışırken.

"Ayrıldığımızdan beri hiç konuşamadık.Çıkarken çok yakındık.Herşeyimizi birbirimize anlatırdık.Ama ayrıldıktan sonra herşey değişti.Selamlaşmaz olduk.Ben...Yeniden arkadaş olabilir miyiz diye soracaktım.Eğer istemiyorsan açık açık söyleyebilirsin..."

Bunu duyunca ne diyeceğimi şaşırdım.Şuan yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna bahse girebilirdim.Ne diyecektim ben şimdi.Hayır dersem üzülecekti ve ben onun benim yüzümden üzülmesine katlamazdım.Düşündükten sonra bir karar verdim ve:
"Hiç fena bir fikir değil aslında.Gerçekten de o günden sonra iki yabancı gibi olduk." dedim gülümseyerek.

Kutay buna çok sevinmişti.Birkaç saniye sonra "Azra ve Duru eğer seni beklemiyorsa bir kafeye gidelim mi? dedi onu başımla onayladım ve kafede cam kenarı bir masaya oturduk.

Kafenin duvarları sarı ve beyaz renkten oluşuyordu masalarda ise papatya motifleri vardı.Diğer masalarda mutlu,huzurlu ve sevgi dolu gözüken çiftler oturuyordu.Ben ve benim gibiler ise sadece izliyorduk ve onlar gibi olmayı hayal ediyorduk.Ama sadece hayal ediyorduk.Yapamıyorduk.

"Ne içersin?"

"Şara?"

"Eefendim." dedim 'e' harfini uzatarak.

"Diyorum ki ne içersin?"

"Çikolatalı milkshake olursa süper olur.

"Tamam sen burada bekle.Ben içecekleimizi alıp geliyorum."
Buna karşı kafamı salladım ve son 10 dakika içinde olanları düşündüm.

Tekrar arkadaş olmaya karar vermiştik.Bunu ilk duyduğumda çok fazla şaşırmıştım.İlk önce böyle birşeyin imkansız olduğunu düşünmüştüm ama sonra olumlu cevap vermeye karar vermiştim.Ve şimdi şuan bir kafede oturuyorduk.Sadece ikimiz.Sadece.

Düşüncelerimi bir ses dağıttı.Bu ses belki de hayatımda duyduğum en güzel şarkıydı.Bu ses benim için kutsanmıştı.Bu ses...mükemmeldi.

"Biraz beklettim galiba." dedi o ses.

"Yok hayır." dedim gülümseyerek.

Kutay "Ee...Bir yıldır konuşmuyoruz.Hayatın nasıldı?" diye sordu.

"Hiçbir şey değişmedi.Herşey aynı." dedim yalan söylerken kızaran yanaklarıma engel olmaya çalışırken.Umarım yalan söylediğimi anlamamıştır.

Söylediklerimin aksine herşey değişmişti.Zaten kötü olan hayatım berbat bir hal almıştı.

Biraz daha konuştuktan sonra kafeden ayrıldık.Tam arabaya binecetik ki ben "Ben kendim giderim senin zahmet etmene gerek yok." dedim.

O ise "Bin şu arabaya kızım!Ne yük olması?Benle gitmeyeceksin de kiminle gideceksin? dedi son cümleye vurgu yaparak.Ne demek istemişti şimdi?Gerçekten Kutay'ı bazen hiç anlayamıyordum.

Istemeyerek de olsa arabasına bindim.Yurdu tarif ettikten sonra radyoda Selena Gomez'in Come&Get It adlı şarkısını açtım ve yol boyunca hiç konuşmadık.Arada sırada onu inceliyordum.
Dudakları fazla dikkat çekiyordu.Yüz hatları ise diğer çoğu insandan farklıydı.Kabul etmek gerekirse çok yakışıklıydı.Saçlarını uzatmayı çok seviyordu.Gerçekten karşı koyulmaz biriydi.Ona aşık olmamın nedenlerinden biri de buydu.

Küçük bir zaman diliminden sonra yurda vardık.
"Herşey için teşekkürler.Görüşürüz." dedim.Arabandam tam inecekken Kutay kolumu hafif bir şekilde tuttu.Ona döndüm ve bana tebessüm ederek "Görüşürüz." dedi.Birbirimize gülümsedikten sonra arabadan indim.Benim yurda girmemi görene kadar bekledi.Yurda girdikten sonra heyecanım biraz azalmıştı.

Neler oluyordu?Bana neden tekrar arkadaş olmayı teklif etmişti?Ve neden arabadan inerken gözlerinde çok farklı bir ifade vardı?

Şuan bunları düşünemeyecek kadar yorgun ve gergindim.Merdivenleri çıktıktan sonra odaya girdim.Ve bilin bakalım odada beni kim karşıladı.Tabiki de beni çok iyi anlayan (!) o mükemmel arkadaşlarım Azra ve Duru.Daha çantamı bile bırakmamıştım ki beni soru yağmuruna tuttular.Ikisi de ayrı ayrı şeyler söylüyordu.En sonunda dayanamadım ve "Tamam ya yeter!Biraz bekleyin herşeyi anlatacağım." diye bağırdım.

-----

200 olmuşuz.Okuyan herkese teşekkür ederim.Bir de şu voteleri vermeyi unutmasanız mükemmel olacak.

Bu arada artık 30 okuma ve 5 vote olmadan bölüm gelmeyecek.
Herkese teşekkürler. :))

Toz Pembe #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin