4.Bölüm

49 6 4
                                    

Multimedia'da Cansu-Ashley Benson- ve Ceren-Vanessa Hudgens- var.

Bölüm Şarkısı:Beyoncé-Broken Hearted Girl (Multimedia'ya ekleyemedim çünkü şarkı gözükmüyor.)

-----

Merdivenleri çıktıktan sonra odaya girdim.Ve bilin bakalım odada beni kim karşıladı.Tabiki de beni çok iyi anlayan (!) o mükemmel arkadaşlarım Azra ve Duru.Daha çantamı bile bırakmamıştım ki beni soru yağmuruna tuttular.Ikisi de farklı şeyler söylüyordu.En sonunda dayanamadım ve "Tamam ya yeter!Biraz bekleyin herşeyi anlatacağım." diye bağırdım.

"Ama sakın fesat şeyler düşünmeyin.Çünkü öyle şeyler olmadı ve olmayacak." dedim ciddi bir şekilde.

Olanları kızlara anlattıktan sonra ikisi de sırıttılar ve Azra "Havada aşk kokusu var." dedi kahkaha atarak.Buna karşılık ona vurmaya başladım ve "Asla bir daha öyle bir şey olmayacak!Saçmalamayın!Hem zaten artık sadece arkadaşız." dedim arkadaşız kelimesine vurgu yaparak.Birkaç saat daha konuştuktan sonra Duru eve gitti ve biz de uyuduk.

O sabah geç uyanmıştık bu yüzden kalkar kalkmaz hemen hazırlanıp okulun yolunu tuttuk.

Okula geldiğimizde dersin başlamasına az kalmıştı.Hemen sınıfa çıktık ve yerlerimize oturduk.Ama sanki birisi eksik gibiydi.Bir süre göz gezdirdim.Tabi ya... Kutay ve Cansu eksikti...Kesin Cansu ukalası birşeylerin peşindeydi.Bu kız şeytanın ta kendisiydi.

Ders boyunca onları düşündüm.Acaba beraber miydiler? Beraberlerse ne yapıyorlardı?Sağ tarafımdaki melek "Aman!Ne halleri varsa görsünler.Sen zaten daha dün onunla yeniden arkadaş olmaya karar vermedin mi? derken soldaki ise "Eğer ne yaptıklarını öğrenmezsen meraktan öleceksin.Dersten hemen sonra onları bul!" diyordu.Bir süre sonra sol taraftaki meleği dinledim ve teneffüste onları aramaya karar verdim.

Zil çaldıktan sonra Azra ile Duru'yu öptüm ve "Benden bugünlük bu kadar.Görüşürüz." deyip sınıftan çıktım.

Bütün okulu tam olarak 2 defa dolaştım ama yoklardı.Tam bahçeye çıkıyordum ki kantinin arkasında 2 kişi gördüm.Dikkatle bakınca onların Kutay ve Cansu olduğunu anladım.Beni görmesinler diye hemen bir ağacın arkasına saklandım Cansu ona ağlayarak birşeyler söylerken Kutay ise onu dinlemiyordu.Bir süre daha böyle devam etti.

Tam okula girmeye karar vermiştim ki o anda Cansu,Kutay'ı yanağından öptü.O an...O an kalbim paramparça oldu.Bütün bedenim dondu.Sanki zaman durdu ama o an sonsuza kadar devam etti.

"Gün gelir 'paramparça' olmak ne demekmiş iliklerine kadar hissedersin."

Çıkışta kızlara "Ben biraz yalnız kalmak istiyorum.Beni merak etmeyin." dedim.Onlarsa kötü birşey olduğunu anladılar ama tersleyeceğim için çok üstelemediler ve sadece "Tamam." dediler.

Bugün hayatımın belki de en berbat günlerinden birini geçirmiştim.Beni en büyük düşmanı olarak gören kişi aşık olduğum kişiyi öpmüştü.Oysa buna hiç tepki vermemişti.Sevmediği kişinin onu öpmesine nasıl izin vermişti bir türlü anlamıyordum.

Aslında asıl suç bendeydi.Eğer onun tekrardan arkadaş olma teklifini kabul etmeseydim belki de bu kadar kalbim kırılmazdı.Onu hala seviyordum ama neden onunla tekrar arkadaş olmuştum ki?Tabikide onu kırmamak için.

Hayatımdaki herkese iyi davranmaya çalıştım.Cansu ve Ceren'e bile!Ama bu sefer gerçekten yoruldum ve sabrım taştı.Eğer böyle davranmaya devam edersem daha çok zarar görecektim ve bu yüzden belki de arkadaşlarımı kaybedecektim.

6 gün sonra doğum günüm ve 17 yaşına giriyorum.Bu yıl değişeceğim ve insanların beni üzmesine asla izin vermeyeceğim!

Ben kendi düşüncelerimde boğulurken arkadan bir ses "Şara?!" dedi. Arkamı döndüğümde Akın'ı gördüm.
Hemen gözyaşlarımı sildim ve "Akın sen burada ne yapıyorsun? dedim şaşırarak.

"Sahilde yürüyordum ama senin ağladığını gördüm.Neden ağlıyordun?"

"Yok ya ağlamıyorum sana öyle gelmiştir."

"Basbaya ağlıyorsun işte.Bana güvenebilirsin."

"Sadece kalbim kırıldı o kadar.Önemli bir şey yok."

"Kalbinin kırıldığı belli oluyor zaten ama ben neden ağladığını soruyorum."

"Çok uzun bir olay.Şimdi senin kafanı şişireceğim."

"Olmaz öyle şey.Hadi anlat."

"Neresinden başlayacağımı bilmiyorum.Biz eskiden Kutay ile sevgiliydik.Hep beraberdik.Ama sonra ayrıldık.Tabikide onu sevmeye devam ettim.Sonra Cansu ile sevgili oldu.1 ay sonra da ondan ayrıldı.Cansu beni hep en büyük düşmanı olarak gördü.Halbuki benim ona hiçbir zararım olmamıştı.Bu olayların üstünden neredeyse 8 ay geçti ama ben hala ondan vazgeçmedim.Ve bugün onları bahçede beraber gördüm. O an kalbim paramparça oldu."

Bunları anlatırken o beni dinliyordu fakat hiç tepki vermiyordu.

"Neler olduğunu anladım.Gerçekten de çok kırılmışsın." dedi.

Biraz daha konuştuktan sonra o evinin ben de yurdun yolunu tuttum.Saat 7 olmuştu ve eğer yurttaki görevliler benim bu saatte geldiğimi görselerdi anında yurttan atılırdım.

Neyseki yurda sessiz bir şekilde girmiştim.Odaya çıktığımda Azra orada değildi.Aradığımda telefonu kapalıydı.Ardından Duru'yu aradım fakat o da kapalıydı.

2 saat sonra ödevlerimi bitirmiş biraz fizik çalışmış ve Son Kamelya kitabından yaklaşık 18 sayfa okumuştum.Fakat Azra hala ortalıkta yoktu.Birçok defa onları aramıştım fakat hala kapalıydılar.Dışarı çıkıp onları aramayı düşünmüştüm ama yurttakiler bu saatte benu asla bırakmazlardı.Son bir kez daha onları aradıktan sonra umudumu kestim
Belki de Durularda kalıyordu ve ikisinin de şarjı bitmişti.Hemen kötü düşünmemeliydim.

Yatağa yattığımda bugün olanları gözden geçirdim.Paramparça olmuştum.Keşke onları aramaya kalkmasaydım.Böylece bütün günüm berbat geçmeyecekti.

Akın'a geçersek tepki vermediğine hala şaşkındım.Belki de Cansu'yu tanıdığı için bunları da biliyordu.Sonuçta o kızın olanları Akın'a anlatmasını beklerdim.

-----

Önceki bölüme 6 vote gelmiş.Bu beni çok mutlu etti.Bir sonraki bölüm 30 okuma ve 6 vote olduğunda gelir.

Bu arada kitaba yeni bir kapak yapmayı düşündüm.Eğer bana kapak yapabilecek birisi varsa bana DM'den ulaşabilir.
Herkese iyi günler. :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Toz Pembe #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin