1. Bölüm: Üniversite

1.4K 161 378
                                    

(1. Bölümün düzenlemesi bitmiştir. Keyifli okumalar. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Yardımlarını benden esirgemeyen Hilal Uçan ve Damla Uzun'a çok teşekkür ederim.)

***

"Anne son kez söylüyorum. İS-TE-Mİ-YOR-UM." Sabahtan beri kafamı yiyen anneme aynı cevabı ilettim tekrardan.

"Sen doktor olmak istemiyor muydun? Ne güzel işte önceden bir gez, üniversiteyi gör. Fırsat ayağına gelmiş niye tepiyorsun?" Annem sarı bezi tezgahta son kez gezdirip katladı ve lavabonun önüne yerleştirdi.

"Birincisi ben doktor olmak istiyorum demedim. 'Doktor ol' deyip duran sensin. İkincisi ben üniversiteye gitmek istiyorum ama sümsük Yusuf'u istemiyorum." Annem ne ara terliğini çıkardı ne ara fırlattı hiç görmedim ama vücudumda o acı sıcaklığı hissetmiştim.

"Sana kaç kere Yusuf'a sümsük deme dedim. Ben oraya seni tek başına göndermem. Hem çocuk orada okuyor gezdirir seni işte."

"Ben o Süm-" diyecektim ki annemin öbür terliğinin hala ayağında olduğunu görüp sustum. "Yusuf'la bırak üniversite gezmeyi evi bile gezmem."

"Yusuf'a neden böyle soğuk olduğunu anlamıyorum Zaram. Ne güzel anlaşıyordunuz. Hem bak terbiyeli, ahlaklı, çalışkan üstelik tıp öğrencisi." Annemin Yusuf'u övmeleri başlamıştı yine. Göz devirmekle yetindim bu kez.

"Yusuf'un bu özelliklerini görmeyeli 3 sene oluyor anne." Daha doğrusu bana olan yaklaşımı değiştiğinden beri bu özelliklerini görmüyordum. Annemin dırdırı başımı ağrıttığını fark ettiğimde mutfak masasından kalktım. "Son kez söylüyorum ve bu konuyu kapatıyorum anne. Gitmeyeceğim!" Mutfaktan çıkarken annemin hala bir şey söylememesi hayra alamet değildi.

"Ali bu kızına söz geçiremiyorum." Babaya şikayet, hayır ya!

"Zaram!" Babamın oturma odasından gelen gür ve otoriter sesi bütün itirazlarımı yok etmişti.

"Yarın kaçta gelecekmiş, Yusuf?"

~.~.~.~.~.~

Ne var yani şu hayatta bir kez benim istediğim olsa? Ailem benim kararlarıma saygı duysa, istemediğim şeyleri yapmak zorunda kalmasam. Mesela şu an Sümsük Yusuf'la onun arabasında değil de kızlarla bir otobüste sallana sallana Hacettepe fakültesine gitmeyi tercih ederdim.

İki-üç yıl önceye kadar güzel olan her şeyi bozmuştu Yusuf. Aramızdaki arkadaş bağını, onunlayken güvende olma hissini, gerçekten abim olacak kadar sevme duygumu yok etmişti. Beni sevdiğini söylediğinde bir anda soğumuş ve onla konuşma isteğim yok olmuştu. Olabildiğince uzak durmuştum ama sanki ben uzak durdukça ailem beni ona itiyordu.

Babalarımızın iş yerinden arkadaş olmaları ve on yıldır aile bağlarımızın güçlü bir şekilde devam etmesi Yusuf'u her dakika görmeme neden oluyordu. Üç yıla kadar şikayetçi değildim bu durumdan ama dediğim gibi düşüncesinin farklı olduğunu öğrendiğimden beri sürekli uzak duruyordum ondan.

Ama istenmeyen ot burnunun dibinde bitermiş hesabı her dakika yanımda oluyordu. Dün akşamki yemekte olanlar da bu durumun aynısıydı aslında. Herkes mutlu huzurlu yemeğini yerken bir anda ortaya atılan okulum, ders notlarım, iki yıl sonra gireceğim üniversite sınavım yemeği ağzıma tıkmıştı. Hele annemin benim adıma 'Zaram da o üniversiteyi istiyor' demesi ve Yusuf'un bana fakülteyi gezdirmeyi teklif etmesi tam bir felaketti. Aileme ne kadar hayır desem de dinlemeyeceklerini biliyordum aslında. Yine de itiraz etmiştim ve sonuç Yusuf'un arabasında onla konuşarak fakülteye gitmemdi.

Ben konuşmuyordum aslında ne dediğini anlamayacak kadar dağınıktı kafam ve onu başımdan savuşturacak kısa cümleler kuruyordum sürekli.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Taşikardi #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin