7-JUVENTUS

22 2 3
                                    

Hızlı ve heyecanla yazdığım için her zaman  olduğu gibi açıklama yapmayı unutmuşum.Fark eder etmez hemen bilgisayara koştum.Bolca kitap okuduğum ve daha çok okumak için işe gittiğim yine aynı bollukta genel kültür olsun diye seyahat ettiğim için geç yayınlamak zorunda kaldım.Umarım bu karmaşaya rağmen bölümü beğenirsiniz.İyi okumalar:)

Her şey yavaş çekimde ilerliyordu gözümün önünden.Bu ilerleyiş iki yıl önceye götürdü beni.Tek farkı kaybetmek istemediklerimi kaybetmiş olmamdı.Silahlı ve tamamiyle mavi giyimli,bizlerden ise ortalama olarak uzun olan otuza aşkın kuiperli iki yıl önceden farklı olarak stillerini değiştirmişlerdi.Artık maske takmadıkları için uzaylıya benzer diye tahmin ettiğim yüzleri bize oldukça çok benziyordu.Sadece göz renkleri bizimkilerden oldukça farklıydı.Göz bebekleri yoktu ve pencerenin alt köşesinden gördüğüm kadarıyla çoğunun gözü mor renkteydi.Öylece yıkıntıların arasından koyu mavi çeketi olan uzun boylu kuiperin liderliğinde ilerliyorlardı.Onları pür dikkat izlemeye devam ederken lider olan arkasını dönünce hemen pencerenin altına iliştim.Gördümü beni acaba diye endişelenirken  liderin gözlerinin maviliği kafamı pencereden çıkartıp daha da bakma isteği uyandırmıştı.İç sesimi ve bana çağrıştırdıklarını dinlemeden emekleyerek Groff'un yanına gittim.

O hala mışıl mışıl uyuyordu.Uyandırmak için kolunu dürttüm ama uyanmadı.Elini karnının üzerine koyup annemin bana yaptığı gibi gıdıklamak istedim ama ellerimin altında kaslarını hissedince elimi hızlıca çektim.Zaten bu saçma olurdu.Çektiğim ellerini yüzüne yaklaştırdım ve hızlıca tokat attım devamında ise kendime engel olamadan kıkırdamaya başladım .O yataktan doğrulunca omuzunda olan elimi çektim ve hemen ağzını kapattım.Sessiz olmasını söyledikten sonra mavi ve şişmiş gözlerine baktım.Ardından kilim desenli halıda emeklemeye başladım.Bana şaşkınca baktığından emin olduğum için kısık sesle "hadi"dedikten sonra rotamı bozmadan ilerlemeye devam ettim.Pencerenin alttına geldiğimizde yüzümü Groff'a çevirdim.

_Hani dün demiştim "Sonuçta kuiperliler gezegenlerine çoktan gitmişerdir.Dakika başı burada olacak değiller ya"diye.Sanırım çok şom ağızlıyım.

 Uykudan yeni uyandığı için anlamadığını sandım ama kocaman açtığı gözleriyle yumruk yaptığı ellerini duvara vurunca ne kadar sinirlendiğini anladım.O sinirlene dursun pencerenin köşesini gösterdim ve "oradan bak"dedim.O sinirlerine hakim olmaya çalışırken dizlerimin üzerine oturup dışarıya göz attım ve  pişmanlıkla Groff'a baktım.Gitmişlerdi ya da sadece pencerenin görüş alanından  çıkmışlardı."Hani" dercesine bakan  Groff'u aldırmadan ayağa kalktım ve etrafı toplamaya başladım.Buraya geldiğimizi öğrenirlerse bizi bulmadan buradan ayrılmazlardı.Koltuğun yanında olan feneri erzak çantasına koyduktan sonra beni izleyen Groff'a göz ucuyla baktım.Ayağa kalkmıştı ve çantayı atmam için kollarını açmıştı.Çantayı ona attıktan sonra endişe ile koltuğa yeniden oturdum.

_Kesin bizi almak için geldiler.Eğer bizi de alırlarsa robotlaşan insanları kim kurtaracak?

Yanıma oturmak yerine bacaklarımın önüne çöktü ve eğdiğim kafamı kaldırdı.Onu hiç böyle görmemiştim.O oldukça ciddiydi.

_Böyle bir şey olmayacak.Babam gözümün önünden öylece giderken arkasından "seni kurtarıcam"dediğimde onu kurtaracak ilk adımı atmış oldum.Kendime inandım.Öyle kolayca pes etmiycem .Seni ve diğerlerini almak için önce cesedimi çiğnemeleri lazım.

Ciddi yüzüne baktıktan sonra gülümsedim ve ellerine süzülen göz yaşımı sildim.Bana dün söyleseler hayatta inanamazdım ama şuan Groff'a güveniyordum.Yaklaşık bir yıldır aynı kamptaydık ve bana ukala biri gibi gelmişti.Önyargımın yanıldığını Groff'a bir kez daha bakınca anladım.Ellerimi sıkıca tuttu ve kahramanca fısıldadı.

DİANA SAVAŞÇILARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin