15.02.14
Zilin kulak tırmalayıcı sesiyle Justin kaşlarını çatarak doğruldu.
Gömleğinin düğmelerini iliklerken kapıya doğru ilerledi.
Üstüme justin'in yere attığı ceketi giydim.
Kolltuğun arkasına sinerek görünmemeye dikkat ettim.
Bu saatte kim gelebilirdi düşüncesiyle koltuğun arkasından olanları izlemeye başladım.Hıçkırarak justin'in ayaklarına kapanan bir Selana .
Justin ne yapacağını bilemeyerek dizlerinin üstünde doğrulduktan sonra kapıyı uzanarak kapattı. justin selena'nın ağlaması bitene kadar sessizce önünde bekledi.Elinde sımsıkı tuttuğu telefonu ağlamaklı bakışları ile Justin'e gösterdi.
-"Bize ne oldu? Kim seni bu hale getirdi?"
Titrek elini yüzüne dokunmak için götürdüğünde başını çevirerek buna engel oldu.Bense evin boğucu havasından dolayı kaçma isteğimi bastırmaya çalışıyordum.
Ses çıkarmamaya özen göstererek bir kapı , bir çıkış aradım.
Selena'yı yerden kaldırarak alkolün etkisi geçene kadar mutfağa götürdü.
Bu saniyelerde merdivenlere atılarak odasına doğru sessizce koştum.Üst kata çıktığımda merakıma yenik düşerek içeri girmeden konuştuklarını dinlemek için merdivenlerin bitimine çöktüm.
-"Kahve iç, ayılırsın" sesi oldukça soğuktu.Selena'nın doğum günü partisinin hayatında geçirdiği en kötü gün olmasını sağlamış kişiydim.
Bu soğukluğu Selena'yı gitgide daha kötü bir halde ağlamaya götürdü.Niye bana öyle davranıyorsun diye sorduğunda ne diyeceğini sabırsızlıkla bekliyordum.Bizi söyleyecek miydi?
Bileğimi merdiven basamaklarından birinde burkarak yere düştüğümde ağzımdan çıkan inlemeyi Selena duymuş olacakki mutfaktan çıkarak bana doğru adımlarını hızlandırdı.
-"Kim var orada!"
parmak uçlarımda ilerlerken göz göze geldiğimiz hizmetçiye yalvardım.
beni anlamış olacakki daha selena merdivenlere ayak basarken hizmetçinin cılız sesi duyuldu "özür dilerim benim hatam" Aşağıya inerek kendini gösterdi.Selena yatışmışçasına mutfağa tekrar dönüp kahvesini içmeye gitti.Ardından saklandığım odaya yavaşça giren hizmetçiye minnet duyarak sarıldım.
"Gerçekten çok teşekkür ederim"
Saçını arkadan topladığı siyah topuzunu düzeltti.
"Ne demek, Bay Bieber'ın gözlerinin içinin parladığını ilk defa görüyorum"
Merakıma yenik düşerek kendimi
tekrar merdivenlerin başında buldum.
Onları dinlemeliydim.Avuç içlerim terlemişti.
Selena git gide ayıklaşıyordu.
-"Bana hala cevap vermedin? Biri mi var?"
Tekrar salona geçmişlerdi.
Selena'nın giydiği yırtmaçtan ortaya çıkan bacağını hızla sallarken hesap soruyordu.Cevap vermek yerine gözünü masanın üstünde duran kolyeme sabitlerken telaş içersinde kıvrandı.
Selena da görmüş olacak ki saniyesinde avucunun içersine aldığı annemden kalan kolyeyi inceledi.
-"Bu kimin cevap ver!" üzerine kristallerle annemin baş harfi işlenmişti.
Justin donuk bakışlarıyla kolyeye bakmaya devam ettiğinde Selena sinirden şöminenin önüne yaklaşmış içine atmakla tehdit ediyordu.Kolyenin benim için manevi değerini bilmeyen Justin için korkutucu bir tehdit gibi gözükmediği için gülümsedi.
Parmaklarının arasından kayıp düşecek kolyeyi kurtarmak amacına merdivenlerden bastığım çığlığa karşı kolyeyi avucunun içine tekrar aldı.
Merdivenden inerken hıçkırıklarımı tutamıyordum.Gözlerimden akan yaşları tutamamışlığıma kendimce kızdım.
Justin ise beni gördükten sonra yüzünde bir kırgınlık düştü.Kolyeyi almak için avucumu açtığımda kolyeyi elime kaydırdı.
kalbime kolyeyi bastırırken gözlerimi kapattım.Gümüşten zinciri boynuma geçirdikten sonra afallamış Selena kendine gelmiş ve bana sinirinden bir tokat atmıştı.
Yanağım yanarcasına acıdığından
karşılık veremeden yere yığıldım.Justin ise aniden ayağa kalkıp Selenayı kolundan tuttu açık kapıdan dışarıya savurdu.
Çıtayı aşmıştı."Bir daha bizi rahatsız etme!"