"You've got a new enemy"

2.6K 95 9
                                    

"Size isminizle hitap edebilir miyim?" Arkasında sakladığı bir şey vardı.Bunu anlayabiliyordum.

"Nasıl isterseniz Bay Greyson"
"Sana bunu aldım Aniella, umarım kabul edersin"
Kadife büyük kutuyu bana uzattığında şaşkınlığımı gizleyemedim.
"Bu gerçekten" kutuyu elime alıp kapağını kaldırdım.(Multi)

"Bunu kabul edemem" elimi açık kalan ağzıma götürdüm.Gerçekten mahçup olmuştum.
"İzninizle" dedi kadife kutunun içindeki zarif kolyeyi iki ucundan tuttu.
Kadife kutuyu kapatıp komodinin yanına koydum.

Salık bıraktığım saçlarımı havaya kaldırdım.Kolyenin zinciri boynuma değiyordu ve bu soğuk titrememe neden oldu.

Kolyeyi tutup ,taşlarına dokundum "Bu gerçekten çok güzel" yüzüm kızarırken koluma girip kapıdan çıktık.

"Bu" dedi gözleri kolyeye ve daha sonra koyu renkli dudaklarıma baktı "Senin gibi biri için hiçbir şey"

Evimin önüne park ettiği jeep'ini , cebine attığı anahtarı çıkarıp açtı.

Kapıyı bana açarken tebessüm ederek deri koltuklara kendimi attım.
Bu deri koltuklar, Bay Bieber'ın arabasındakine çok benziyordu.

Ah işte onu yine hatırladın.
Hiçbir zaman unutamamadım ki.

Kendi iç sesimle kavga ederken araba çoktan yolda hızla gidiyordu.

"Bay Bieber ile bir geçmişiniz olduğunu duydum" dedi direksiyonu kırıp virajdan geçerken.

"Evet" dedim yutkunmaya çalışarak.
"Dediğiniz gibi geçmişte kaldı" dedim geçmiş kelimesini vurgulayarak.

Bay Greyson sırıttı.
"Finans departmanında bir boşluğumuz var"
"Siz ciddi misiniz?"

Patronun sağ kolu olacaktım.Her zaman , kapıda beklediğim o toplantılarda artık söz sahibi olacaktım.

"Fransızca ve Almanca bildiğinizi duydum" dedi gözlerini yola sabitleyerek "Bu da farklı ülkelerden gelen şirketlerle anlaşmamıza yardımcı olacak"

"Çok teşekkür ederim" dedim bacak bacak üstüne atarken "Pişman olmayacaksınız" intikam için yanıp tutuşan Anabella, asla pes etmeyecektim.

Onun kalbi kırılana kadar, durmayacaktım.

Araba salaş bir lokanta da durduğunda yanlış gelip gelmediğimizi kontrol etmek için etrafıma bakındım.

"Biliyorum" dedi ensesini kaşıyıp.
"Hayır, burası gerçekten güzel" sahile bakan lokantayı parmağımla işaret ettim.

Etrafı mumlarla çevirili masalarda oturmak oldukça romantik olacaktı.

Topuklu ayakkabılarımı bileklerinden çıkarttım "Geliyor musun?" Arabadan inip kumsala doğru yürüdüm.

Saçlarım rüzgarla birlikte uçuşurken, Bay Greyson arkamdan geldi.

"Burayı beğenmezsin diye düşünmüştüm" beyaz dişlerini göstererek gülümsedi.

Rezervasyon yaptırdığı masaya yürüdük.Sandalyeyi oturmam için çekti.
"Teşekkürler" dedim okyanusun sesini dinlemek için sustum.

En azından yemek gelene kadar.

*

"Hiç konuşmadın" dedi şarabını yudumlarken.

"Bu sesi çok seviyorum" dedim dalgalar kayalara çarparken.
Çıplak ayaklarım kumlara basarken huzuru bulmuş gibiydim.

"İş hakkında konuşmamız gerekiyor" Bay Greyson'un gözleri , mum ışığında bal rengine döndü.Tıpkı Bay Bieber'ın ki gibi.

"Konuşalım" dedim ellerimi birbirine kenetleyip tıpkı bir toplantı da olduğu gibi.

"Haftaya toplantımız var.Saat yedi de şirkette olmanı istiyorum.Çok çalışmamız gerekiyor.Şirketin finansal planlama, konsolidasyonunu ve raporunu çıkartmanı istiyorum"

"Toplantı" gelen ıstakozun küçük bir parçasını bölerek çiğnedim

"Hangi şirketle?"

Bay Greyson'un gözleri kısıldı.
"Artık seninde düşmanın olan biri bu Aniella.Yeni düşmanın Bay Bieber"

Kırmızı şarap boğazıma kaçarken öksürmemek için kendimi tuttum.

"Yani toplantımız"
"Evet, senin eski patronunla"

The Sexretary::[jbieber]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin