YD-2-Gökyüzü benim ağlamama eşlik ediyordu.

58 16 7
                                    

Multimediada Mira...:*
Keyifli okumalar...♡♡♡:)

*

ÖNCEKİ BÖLÜMDEN KISA BİR KESİT

3.dersin sonlarına doğru öğretmen dersi bırakmış ve herkes -öğretmen dahil- tefonlarına bakıp fısıldaşmaya başlamıştı.

Arada bana bakıp 'ailesinin başına neler gelmiş bu hala derste. Salak' gibi şeyler dediklerini duyabiliyordum.

Beni düşüncelerimden ayıran şey Sarp'ın kapıyı açıp beni dışarıya sürüklemesi olmuştu.

Ne oluyordu burada!?

Sarp hayatta beni dersim varken rahatsız etmezdi. Derslerime düşkün olduğumu en bilenlerden birisi oydu çünkü.

Sarp'ın bileğimdeki eline sinirle baktım ve elini çekmesi için bir şeyler homurdandım. Elini çekmeyincede kafamı kaldırdım ve gözlerine baktım.

Göz bebeği siyaha yakın bir koyulukta dış kısımları ise kıpkırmızıydı. Ağlıyordu.

"Ne oluyor Sarp?" diye sorduğumda ağızından bir hıçkırık kaçtı.

"M-Mira b-başın sağolsun...!"

*

Sarp'ın bana söylediği son kelimeler kafamda yankılanıyordu. Kalbim sanki on binlerce parçaya ayrılmış gibi hissediyordum.

Sarp'ın sözlerinden sonra on dakika kadar kilitlenmiştim. Sanki ruhum bedenimi terk etmişti. Hiçbir şey hissetmiyordum artık, hissizleşmiştim. Sadece bir boşluk vardı içimde.

Kafamı toparlayıp Sarp'ın söylediği sözleri idrak ettiğimde ise ağzımdan 'Ağhhkk' diye bir haykırış çıktı ve ağlamaya başladım.

Ağladım...Ağladım...ve ağladım...

En sonunda ağlamayı kestim. Kafamı kaldırdım ve etrafıma baktım. Ne ara okuldan çıkıp tam okulun bahçesine oturmuştum ve ne zamandır yağmur yağıyordu? Hiçbir fikrim yoktu.

Güneş gitmişti. Nisan ayındaydık ve bu durum kulağa garip geliyordu çünkü sabah hava kafama yumurta kırsam pişirebilecek derecede sıcaktı. Resmen gökyüzü benim ağlamama eşlik ediyordu...

Sarp ağlamayı kestiğinde beni kucakladı çünkü hareket edemeyip sadece yağmuru altında ıslanıyordum. Islanıyorduk...

Beni arabanın arka koltuğuna yatırdı. Kendiside şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı.

*

Araba durduğunda yattığım yerden kalktım ve oturur pozisyona geçtim. Baştan aşağı sırılsıklamdık. Çok şükür kolay kolay hasta olan biri değildim. Ama şimdiden bir haftamı Sarp'a bakmak içi ayırmam gerektiğine adım gibi emindim. Ama meleğimi son bir kez bile olsa görmek buna değerdi.

Belki meleğimi yeşil gözlerini göremiyecektim ama o melek yüzünü görebilecektim.

Babama ise ilk kez dışımdan 'baba' diye hitap edicektim. Yoksa hayatımda bir kez olsun söyleyememenin verdiği huzursuzlukla rahat edemiyecektim.

Belki şokun etkisiyle ağlamıştım ama artık ağlamıyacaktım. Annem, yengem (Sarp'ın annesi) öldüğünde bana 'eğer bir gün bende ölürsem arkamdan ağlamamanızı ve hayallerinizin peşinden gitmenizi istiyorum.' demişti Sarp ve bana. Ha tabi birde 'Sara'ya sen sahip çıkıcaksın.' gibisinden şeyler...

Ona bu konular hakkında söz vermiştim. Artık üzülmek yoktu...

*

Arabadan indiğimizde yağmur hafif hafif çiseliyordu.Her tarafta buluklar vardı ama güneş yoktu. Bu da bugün o muazzam güneşin bir kez daha bana veda edişini göremiyeceğim anlamına geliyordu.

Yeniden Doğuş #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin