YD-3-Sara Gitmiş...!

65 15 4
                                    

Multide Mira'nın giydikleri...

Keyifli okumalar...♥♡♥

*

ÖNCEKİ BÖLÜMDEN KISA BİR KESİT

Adam gittiğinde kapıya yöneldim. Sarp'ın kapının yanındaki duvarda yaslanmış olduğunu görünce kapıya yürümeye başladım.

Yürüdüğümü gördüğü anda yaslandığı duvardan doğruldu ve benim yaklaşık 2 metre kadar önümden yürümeye başladı.

Kapıdan çıktığım anda karşımda muazzam simsiyah bir araba durdu.

Takmadım ve Sarp'ın arabasına ilerlemeye başladım. İlerlerken tam sürücü kapısının yanından geçiyordum ki siyah filmli cam yavaşca aralandı. Merakıma yenik düştüm ve içindeki kişiye baktım.

Kusursuz bir yüzü vardı. Ve çok güzel gözleri. Gözleri gözlerimi bulduğunda sırıttı, bana göz kırptı ve gazı körükleyip gözden kayboldu. Çok muaazzam ve muhteşem gözleri vardı.
Aklımdaki düşünceleri def ettim. Sadece sapığın biri Mira bu kadar kafana takma o güzel gözleri. Bir daha o sapığı nerede görebilirsin ki dedim kendi kendime.

Oysaki nereden bilebilirdim ki o kusursuz yüzün benim yeniden doğuşum olabileceğini...

*

Eve geldiğimizde havada hâlâ kasvetli bulutlar vardı. Tabi bu durum ne kadar bana ters olsada üzülmüyordum. Çünkü çok iyi bildiğim bir şey vardı ki oda yarın bu bulutların dağılacağı ve benim hayata güneşle tekrardan geri dönüp gülümseyeceğimdi.

Eve girer girmez bahçe kapısını açıp bahçeye çıktım. Ufak adımlarla annem ile birlikte diktiğimiz meşenin yanına gittim ve sırtımı meşeye yaslayıp yere oturdum.

Dizlerimi kendime çektiğim sırada yanıma Sarp'ın oturduğunu görmüştüm. Üzüldüğünü çok iyi biliyordum. Çünkü annem onuda aynı ben ve Sara gibi çocuğu gözüyle bakıp sevmişti.

Babam ise Sarp'ın ne kadar amcası olsada hiç onu takmazdı. Sebebi mi? Açıkca ortada ki Sarp benimle vakit geçirmeyi sevdiğinden babam Sarp'tan pek haz almazdı.

Şuan 'öküzün trene baktığı' gibi karşımda duran çitlere bakıyordum. Sessizliğimize son veren kişi Sarp olmuştu.

"Ben... ben Sara'yı aradım ama her aradığımda yüzüme kapattı. Hiçbir şey bilmiyor yani." dediğinde gülümsedim ve kollarımı boynuna sardım.

"Sen hiç merak etme. O çoktan internet veya magazin sayesinde öğrenmiştir." dediğimde gülümseyip yanağıma sulu sulu öpücükler kondurdu.

Sadece gülümsedim ve bana huzur veren kuzenimin dizlerine kafamı koyarak yere uzandım.

Gökyüzüne baktığımda kasvetli, sıkıntılı bulutların çoktan dağılmış olduğunu görüp gülümsedim. Gülümsedim çünkü yarın o parlak güneşi seyredebilecektim.

Sara'nın izlemeyi en sevdiği görüntüye bakıyordum şuan. Gökyüzüne. Ama karanlık havayı aydınlatan yıldızların olduğu gökyüzüne.

Birbirimizden zıt olduğumuzdan olsa gerek ben gündüze aşıkken, o geceye olan aşkıyla yanıp tutuşuyordu adeta.

Belki beni hiç önemsememiş, sevmemiş hatta belki hiç değer vermemişti ama o benim kardeşimdi 'ikizimdi' yani ona yapılan kötülük bana yapılmış demekti benim için. Biz artık birbirimize muhtaçtık. O yüzden onu canım pahasına koruyacak, gözüm gibi bakacaktım... Aslında bunu bir bakıma anneme olan sözümden yapacaktım belki ama yinede kardeşimdi onu korup kollamam lazımdı...

Yeniden Doğuş #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin