uyandigimda burnuma güzel kokular geliyordu yataktan kalkip ustumu değiştirmeden asagi indim. Bugün kendimi hic iyi hissetmiyordum. Tamam zaten iyi değilim de bugün çok farkliydi. Düşüncelere dalmis yürürken merdiven basamagini görmedim ve tam yüzüstü yere kapaklaniyordum ki güçlü eller tarafından son anda tutulup geri çekildim. Kafami cevirdigimde karsimda bir miktar ukala poyraz duruyordu.
"Dikkat et ufaklik" dedi. Sensin be ufaklik manyak.
"hi-hi tesekkur ederim"dedim ve arkami donup merdivenleri yavaşca indim.
"Yasemin ablalar yok basbasayiz" diyip capkinca yarim agiz güldü. Şaka yapıyor olmalı, lütfen şaka olsun lütfeeen. Mutfağa hızlıca girdim ve bay ukala hakliydi sinir şey.
arkamdan gelip kulagima " söylemiştim " deyip göz kirpti.
Onu takmadan önümde duran muhteşem kahvaltı sofrasına baktim ve hemen sandalyeye oturdum. Bana dik dik bakmaya devam eden poyraza agzim dolu bir şekilde " Nodon golmoyoggson? sondo yosono" deyi agzimi acip ona gostermemle yüzünü bir anda buruşturdu ve "ıyyy" diye bi ses duydum. Arkasini dönüp koşar adimlarla içeri geçti . Zafer benimdir. Oh be tek basimamiyim. Tamam belki birazcık iğrençlik yapmis olabilirim ama tek kalmak istiyorum.Birkaç parça bisey daha attim agzima ve midem daha fazlasini alamadi. İçeri geçip koltuğa uzanmis poyrazin karsisindaki koltuğa oturdum.
"Doyurdun mu karnini?" "Evet" dedim ve gözlerimi televizyona çevirdim.Birkaç saat boyunca hic kalkmadan animasyon seyrettik ve sıkılmıstım oturmaktan. Ayağa kalktigim an basim dondu ve geriye duserek koltuğa gömüldüm. Aninda yanima gelen poyraz "iyimisin "diye sordu. "iyiyim. Birden ayağa kalkinca böyle oluyor hep" dedim ve yavaşça ayağa kalktim. Basim yine donuyordu ama bununla basa cikabilirdim.
Bahçeye ciktim. Temiz hava çok iyi geldi. Aslında yasadigimi gösteriyor bu. Her nefes alisimda biraz daha yaklasiyordum ölüme. Ciğerlerime her oksajine gonderdigimde 'bu son' diye bagiriyordu hep. Fakat şöyle bir gerçek varki, Yasemin Hanim, Vural bey ve tam emin olamasamda Poyraz sanirim bana değer veren sadece bunlar. Ben onlarin yanindayken hastaligim aklima gelmiyor. Unutuyorum adeta. İnsan hastaligini unutur mu? her zaman her yerde kendini belli ederken hem de. Ölümle burun burunayken öleceğini unutur mu insan. Ben unutuyorum. Sanki gercek ailem gibiler. Sanirim bu yüzden. ben hastaligimi yalnizken anliyorum yada bana yardim edildiğinde. Ölecek olmam doğru bu gerçeği kimse değiştiremez ve ben buna alistim. İnsan ölümü bu kadar kabullenebilir mi? Ben kabullendim. Her gece kafami yastiga koymadan önce dediğim şey ' bu son gecen'.
"Ne düşünüyorsun?" dediği anda yerimden sıçradım. "Pardon korkuttum mu?" dedi. "Sessizce gelirsen tabiki korkarım" dedim ve arkami döndüm. "Ne düşünüyorsun peki?" diye ikinci defa sorunca ne diyecegimi sasirdim.
Ne diyebilirdim ki? doğrusunu soylesem ne derdi acaba?
"Ne zaman öleceğimi" dedim ve yüzüne baktim. Yüzü anında kasıldı, gerildi, rengi atti. Sonra hemen duzeltip yuzune alayci bir tavir yerlestirdi. Neydi bu simdi?
"Senin daha yasacagin uzun bir zaman dilimi var ufaklik" deyip göz kirpti. İçimden ona hi-hi dedim.
" Sen neden buradasin? Yani neden okula gitmedin?"
"Yasemin abla öyle istedi."
"Yasemin ablan sana öl derse öleceksin. Neden onun dediklerini yapıyorsun ki?"
"Sanane" deyip tam arkasini dönüp gidiyordu ki bir anda döndü ve " Peki sen hic tanimadigin birinin evinde nasil bu kadar rahat olabiliyorsun?" dediği anda donup kaldım. hakliydi. Neden buradaydim. Benim ne isim var burada.
Cekip gitsem? Nereye gidecektim ki? hickimsem yoktu. Yasemin hanimda oyuzden almisti beni degilmi? En kisa zamanda buradan gitmem gerektigini aklima not edip bende onun gibi "sanane" deyip iceri gectim.Benim arkamdan gelip koltuğa oturdu. Bana gözlerini ayirmadan bakiyordu. Anlasilan bu konu daha sonrada karsima cikacak.Hiçbirşey söylemeden ayağa kalkip yukari ciktim. Odamin kapina asili olan KIZIMIZ yazisini görünce durdum. Bu oda, bu ev o kizindi. Simdi neden buradayim? Neden bu evi, bu aileyi, bu odayi benimsedim?
Benim acil is bulmam gerekiyor. En azından hafta sonlari. Üstüme birşeyler geçirip asagi indim. Kapiyi acip cikarken " nereye?" diye sordu poyraz. ona cevap vermeden kapiyi kapatip ciktim. Yavaş yurumeme lanet ettim bir kere daha. kapiyo acip hemen önümde durdu " sana nereye gidiyorsun dedim" " sıkıldım. Dolasicam" deyip gözlerimi devirdim ve yanından geçip yürümeye devam ettim. Kolumdan tutup beni kendine çevirdi " Beraber dolasalim ozaman" " Yalniz kalmak istiyorum" " Disari cikman bile yasak Yasemin abla kesinlikle cikmayacak dedi ama sana acidigim için disari cikmana izin veriyorum. Yalniz olmayacaksin."
Bana acidigi için!Bir anda kolumu çektim ve bagirmaya basladim " Bana acima! Ben bile kendime acimiyoken sen bana aciyamazsin. Hiç kimse bana aciyamaz." dizlerimin üstüne çöküp ağlamaya başladım. Agladikca bilincimi kaybediyordum. En son duyduğum şey poyrazin bagirarak adimi soylemesiydi.
Sonrası karanlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ
Teen FictionSevdiğinin kollarında ölmek, Gözlerine bakarken, kokusunu içine çekerken gözlerin yavaşca kapanır ve sonsuzluk dediğimiz uykuya dalarsın.