Gözlerimi açtığımda yüzüme vuran güneşle birlikte tekrar kapattım. Kendimi huzurlu hissediyordum. Sanki evimdeymiş gibi. Yataktan kalktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra aşağı indim.
Mutfaktan sesler geldiğini duyunca mutfağa doğru ilerledim. İçeri girdiğimde yasemin hanım ve eşi birlikte kahvaltı hazırlıyorlardı. Çok tatlı bir çiftler. Birbirlerine çok yakışıyorlar. İçeri biraz daha girip " günaydın" dedim. İkiside birden bana bakıp gülümsediler ve aynı anda " günaydın" dediler.
Yasemin hanım yanıma gelip elini alnıma koydu. Sanırım ateşimin olup olmadığına baktı. "Çok az ateşin var ama iyi görünüyorsun. Rahat uyuyabildin mi?" diye sordu.
Evet çok rahat uyumuştum. Hayatımda uyuduğun en güzel uykuydu.
"Evet" diyebildim sadece.
"Güzel" dedi gülümseyerek. Sonra elini omzuma koydu " madem herşey yolunda şimdi sıra kahvaltıda" dedi.
********
Kahvaltı bittikten sonra sofrayı hepberaber topladık. İlk defa bu kadar mutlu ve huzurluydum. Özberk çiftinin yanındayken hastalığım aklıma gelmiyor, Ölücek olmam, aklımın ucundan bile geçmiyordu.
Birlikte sessizce otururken yasemin hanımın telefonu sessizliği bozdu. Telefonu açıp içeri geçti.
Ve salonda yine sessizlik hakim oldu.
Bu sefer sessizliği bozan vural beydi.
"Derin, yetimhanedeyken devlet okuluna gidiyordun değil mi?" diye sordu.
"Evet" dedim. "Artık o okula gitmeyeceksin. Özel Özberk kolejine gideceksin" dedi. "Neden" diye sorduğumda birden yasemin hanım "cünkü bizim gözetimimiz altında olacaksın. Daha güvenli bir okul. Hastalığınla ilgili bir sorun yaşadığında direk müdahale edilebilecek. Senin için daha iyi olacak. İnan bana" dedi gülümserek. O an hatırladım. Ölüyordum. Ama yavaş yavaş. Ruhumu yavaş yavaş ele geçiyordu.
" peki, tamam" dedim bende onlar gibi içten gülümseyerek. "Yeni okulunu görmek ister misin?" diye sordu yasemin hanım.
Okul işte hepsi aynı. Sıkıcı dersler işleyen sıkıcı hocalar. Ve hiçbirşey anlamayan ama anlamış gibi yapan öğrenciler.
Ama heyecanlı bir şekilde " tabiki" dedim.
"Tamam ozaman üstünü değiştirde bir an önce çıkalım." " tamam, hemen geliyorum" diyerek hızlı bir şekilde yukarı çıktım.
Kıyafetlerim yoktu ki. Ne giyecektim ben? O sırada yasemin hanım kapının arkasından " girebilir miyim?" diye sordu. " tabi" dedikten sonra içeri girdi ve dolabın kapağını açıp " bunların hepsi senin. İtiraz istemiyorum küçük hanım hadi istediğini seçip giy." dedi ve cevap vermemi beklemeden gitti. Yasemin hanımın dediğini yapıp dolaptan rastgele bişeyler seçip giydim. Bu kadın benim bedenimi nereden biliyor?
*****
Okula geldiğimizde önce bütün heryeri gezdik. Sonra okuyacağım sınıfa girdik. Sınıfa girdiğimizde dikkatimi çeken ilk şey en arkada oturan ve ayaklarını sıraya uzatmış, gayet rahat olan çocuk oldu. Biz oradayken bile duruşunu hiç bozmamıştı.
Yasemin hanım benim yerime " Merhaba arkadaşlar. Sizi Derinle tanıştırayım. Derin Özberk. Sizinle birlikte oda bu sınıfta okuyacak." dediğinde arkadaki çocuk " hoşgeldin ufaklık" dedi. "Hoşbuldum" dedim. Bu çocuğu şimdiden sevmemiştim. Kendini beğenmiş ukala.
Sınıf öğretmeni ile tanıştıktan sonra sınıftan çıktık. Sonunda.
" yeni okulunu ve sınıf arkadaşlarını beğendin mi? " diye sordu vural bey.
" Evet" dedim gülümseyerek.
Bu çiftin bana bu kadar ilgi göstermesi hastalığım yüzünden mi? Yoksa herkeze karşıda bu şekilde iyiyimserler mi merak ediyorum.
******
Eve geldiğimizde kendimi çok yorgun hissediyordum. Bunu anlayan yasemin hanım yanıma gelip elini alnıma koydu. Yüzündeki ifadeyi beğenmemiştim.
" bir sorun mu var?" diye sordum. " hayır yok tatlım. Sadece ateşin artmış. Sanırım bugün seni çok fazla yürüttük. Önce ateşini ölçelim, sonra birşeyler atıştırıp dinlenirsin olur mu?" dedi. "Teşekkür ederim ama aç değilim" dedim. Sadece uyumak istiyorum.
" pekala" dedi ve yanındaki çekmeceden dereceyi çıkartıp ateşimi ölçtü.
"39. Üşüyor musun?" " hayır, üşümüyorum" dedim. Yüzünde ifade birden değişti. Birşeylerin kötü gittiğini biliyordum. Ama bana söylemiyorlardı.
"Derin, çok yorgun değilsen biraz konuşabilirmiyiz? Hastalığınla ilgili." sonunda ne olduğunu öğrenebileceğim.
" tabi" dedim ve salona doğru ilerledik. Vural bey ve yasemin hanım karşıma geçip oturdular. İlk konuşan yasemin hanımdı. "Derincim hastalığını biliyorsun. Çok dikkatli, özenli ve disiplinli olmak zorundasın tatlım. Mesela fazla yürümek yok, koşmak yok, spor yapmak yok, bağırmak yok, stres yapmak yok, sinirlenmek yok. Bunun gibi şeyler kesinlikle yapmacaksın. Yoksa bu hiç iyi olmaz. Hastalığının ciddiyetine varman gerekiyor. "
vural bey yasemin hanımın sözünü keserek " hayata umutla sarılman gerekiyor. Sanki herşey yolundaymış gibi, senin hastalığın yokmuş gibi davranman gerekiyor. Böyle yaparsan hastalığını yenebilirsin. Bunu yapmak zordur elbet ama deneyebilirsin. En azından bizim için. Seni seviyoruz, sana değer veriyoruz, ve iyi olman için herşeyi yapacağız. Kendini sakın bırakma. Mesela bir sevgilin olsun. Birbirinizi çok sevin. Ozaman hayata bakışın değişecek emin ol" dedi.
Sevdiğim ne varsa herşey yasaktı artık. Hayata karşı olumlu düşüncem ailemin beni bırakıp gitmesiyle birlikte benimde umutlarımı alıp götürdüler.
"Benim hayata olumlu bakmam imkansız. Olumlu bakmam için bir annenin şefkatini,ilgisini,sevgisini görmem gerekir. Bir babanın sevgisini görmem gerekir. Bakın ben çocukluğumdan beri ilgisiz, sevgisiz, şefkatsiz büyüdüm. Benim hayata karşı olumlu bakmamı beklemeyin benden. Size minnettarım. Benim için yaptıklarınızı nasıl öderim bilemiyorum. Bende sizi seviyorum. Burada olmaktan mutluyum. Görmediğim ilgiliyi, sevgiyi gösteriyorsunuz bana çok teşekkür ederim. Ama sizin için deneyeceğim. İnanın bana sadece sizin için. Ve ben kendimi bu güne kadar hiç kandırmadım. Sizde benim kadar iyi biliyorsunuz ki bu hastalık ancak ben ölünce bedenimi terk edecek" dedim.
Yasemin hanımın gözleri dolmaya başlamıştı. " amacım sizi üzmek değil sadece kendimk kandıraramam."
Ben hiçbir zaman kendimi kandırmadım. Bundan sonrada kandırmam. Birşey olucaksa olumlusunu yada olumsuzunu düşünmem. Bu şekilde kendimi ayakta tutamam.
"Bizi üzmedin sadece anne-baba konusu açıldığında kendimi kötü hissediyorum. Bir anne olarak kızıma en büyük kötülüğü yaptım ve şimdi bedelini onu kaybetmekle ödüyorum." dedi yasemin hanım gözlerindeki yaşlar akarken.
"Eğer kızını çok özlüyorsanız beni onu yerine koyabilirsiniz. Onun yerini tutmaz fakat yinede size iyi gelebilir" dedim gülümseyerek."bunu benim için yaparmısın gerçekten?" dediğinde gözlerinin içi gülüyordu.
"Siz beni mutlu ediyorsunuz bende sizi mutlu edebilirim. Tabiki yaparım" dedim.
Yanıma gelip birden sarıldı.
Geri çekildi ve " çok teşekkür ederim" dedi ve gülümsedi. " rica ederim" dedim.
"Yorgunsundur hadi çıkda dinlen" dedi. Gülümsedim." tamam, teşekkürler" dedikten sonra odama çıktım.
Şimdi uyku vakti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ
Teen FictionSevdiğinin kollarında ölmek, Gözlerine bakarken, kokusunu içine çekerken gözlerin yavaşca kapanır ve sonsuzluk dediğimiz uykuya dalarsın.