~KF-4~

34 7 4
                                    

Slmm genjler. Multide Can var. Keyifli okumalar...

****
Evde oturmuş Buz Devri 4 Kıtalar Ayrılıyor'u izliyordum. Şu Şeftali babası ile kavga ediyordu. Demek mamutlarda da babalar kızlarını kıskanıyorlardı. Sid denen tatlı, bir türlü ne tür bir hayvan olduğunu çözemediğim şeyin ailesi gelmişti. Sid'in ninesi yaşıyordu. Ve ninesi Dinazorlar devrinde bile uyuyormuş. Ve bastonu ile Sid'i dövdü. Kıyamam ki ben Sid'e. Tatlı tembel hayvancık. Sid tembel hayvanmış. Şimdi öğrendim. Ve şu küçük sincap bir çeşit hazine haritası buldu. Çalan kapının sesiyle içeriye doğru bağırdım. " Anne kapı çalıyor." Ne var yani birazcık Şeftali ve babası -şu koca mamutun adını unuttum- kavga ettiği için ağladıysam. Babaları ile kavga eden kızlardan nefret ediyordum. Ne var yani ailenle kavga ediyorsun boş yere. Kapı tekrar çaldığında oflayarak yataktan kalktım ve salona geçtim. Babam işteydi, annemde büyük ihtimalle yine komşuya gitmişti. Kapıya doğru yürümeye başladım. Delikten bakmadan ve 'Kim o? ' diye sormadan kapıyı açtım. Arkadaşlar benden size bir tavsiye asla ama asla kapıyı ' Kim o? ' demeden ya da delikten bakmadan açmayın çünkü karşınızda şu an ki gibi kızgın bir Can bulabilirsiniz. Ben daha bir şey diyemeden beni kenara itti ve ayakkabılarını çıkarmadan içeri girdi. Hemen kolundan tutup onu durdurdum. Hızla bana doğru döndü ve "Ne var?" diye bağırdı. "Ayakkabıların" dedim. Hemen ayaklarına baktı. Sonra anladı ve ayakkabılarını çıkardı. 'Aferin' dedim içimden. Salona girince kendini ikili koltuğa attı. Bende karşısındaki tekli koltuğa oturdum. Bana baktı sonra kaşlarını çattı. "Ağladın mı sen? " dedi. Gözlerimi kaçırıp "Biraz" dedim.
Yalan.
Yalan dedi iç sesim, hani şu kitaplarda olan karakteri sinir eden iç ses. Ama benim anlamadığım neden bunca zaman sonra ortaya çıktı ki? İç sesime karşılık
Sen kimsin?
Diye sordum.
İç sesinim ben senin dedi.
Şimdiden sevmedim ben bu iç sesi. Can kaşlarını daha çok çattı. "Biraz?" dedi soru sorarcasına. Ofladım ve cevap verdim. "Tamam ya çok ağladım. İçerde film izliyordum. O yüzden." dedim. " Hangi filmmiş seni bu kadar ağlatan?" diye sordu. Bu da ne kadar çok soru soruyor ya. Sıkıla sıkıla cevap verdim. " Buz Devri 4 Kıtalar Ayrılıyor." Yüzü bir anda garip bir şekil aldı ve bir anda kahkaha atmaya başladı. Bende neden güldüğünü anlamadan kaşlarımı çattım. Can kahkahalarının arasından zar zor konuştu. "Buz hahaha devri hahaha 4 mü? Sen hahaha ciddi misin? Hahaha." diye sordu. "Ne var bunda? Çok duygusal bir kere. Şeftali babası ile kavga etti. Salak Şeftali babalar kıskanır bunu bilmiyor mu?" diye atarlandım. Can tekrar kahkaha atmaya başladı. "Kızım sen gercekten garipsin." Umursamazca omuz silktim. Çok da umrumdaydı zaten hıh. Bir anda ciddileşti. "Şimdi anlat bakalım şu Ilgaz olayını." Sıkıla sıkıla anlattım olanları. Arada Ilgaz'a küfür ediyordu. Sonunda anlatmayı bitirdiğimde sinirle ayağa fırladı. " O iti öldüreceğim. Nasıl aldatır lan benim kardeşimi onun ebesini...." diye kükredi. Kolundan tuttuğum gibi tekrar koltuğa attım onu. " Uğraşma tamam mı? Değmez anladın mı? O mal için değmez." dedim. Sonra kapı açıldı ve içeri annem daldı. "Ne oluyor kız burda? Ne bu gürültü yoksa eve erkek mi attın? Kız bacaklarını kırarım senin şırfıntı!" Sonra Can ile göz göze geldi. "Can yavrum, evladım sen ne zaman geldin Çeşmeden? Hoşgeldin. Neden geldin? Annenler nasıl? İyilerdir inşallah. Aman Allah iyilik versin. Selam söyle annene, babana. Bir akşam yemeğe gelin." diye Can'ın konuşmasına izin vermeden annem soruları sıraladı. Alışmıştık artık annemin bu hallerine. Canım annem ya hem soruyor hem sanki cevabı almış gibi soru sormaya devam ediyordu. Can annemin tüm sorularına karşılık sadece "Tamam." dedi. Annem Can'ın yanaklarını mıncırmaya başladı. "Oy oy oy şu yanaklara bak ben senin bu yanaklarını mıncırıp mıncırıp dişler sonra sokak köpeklerine atarım. Oy oy oy" dedi. Can'ı zar zor annemden kurtarıp odama götürdüm. Yatağıma oturup bilgisayarımın ekranına baktım. Filmi durdurmayı unutmuştum. Can da yanıma yerleşti. " Baştan başlat bakalım şu filmi. Seni bu kadar ağlatan filmi izleyelim bakalım. Bu arada Ilgaz'ı unutmadım haberin olsun." Sevinçle kafamı salladım ve filmi tekrar başlattım.

****
Dakikalar sonra Can ile salya sümük ağlıyorduk. Ama bu Şeftali çok hayırsız evlat hoşlandığı mamut için babası ile tartışıyordu. Aslında bu yüzden ağlamak çok saçma. Yani ne bileyim kim Şeftali için ağlardı ki? Doğru ben ve Can. Can daha fazla dayanamadı ve " Ne biçim animasyon bu? Ağlaya ağlaya bir hâl olduk." Daha sonra filmi kapattı. Tabi iç sesim atlamazsa olur mu?

Yavrum siz mal mısınız?

Mal sensin aptal iç ses!

He he animasyon filmine de salya sümük ağlayan bendim zaten.

Salak iç ses. Sen benim iç sesimsin. Bu durumda sen bensin ben senim. Yani ağlayan hem benim hem sensin. Yani biziz.

Ne diyon lan sen? Küfür mü ediyorsun?

İç ses birkaç ay önce senin kadar kıt bir iç sesim olacağını söyleselerdi onları anneme havale ederdim. Artık annem onları mıncırıp mıncırıp sokak köpeklerine mi kedilerine mi atardı bilmem.

He yavrum he...

Lan iç ses defol kulaklarım duymasın seni!
Diye çemkirdim iç sesime. Baktım Can bana tip tip bakıyordu. "Ezgi kızım sen iyi misin? " diye sordu. "İyiyim neden ki?" diye merakla cevap verdim. "Sabahtan beri kendi kendine tartışıyorsun da ondan sordum." dedi. Sonra bende jeton düştü. Hay Allah iç sesimle sesli tartışmıştım. "Yok bir şey Cano ya sıkma sen canını ben iç sesimle tartışıyordum." dedim. Cano kendi kendine konuşmaya başladı. " Bu kızda bir gariplik var ama hadi neyse. Allahım sen buna akıl ver Yarabbim." "Yok yok gerek yok! Bende akıl çok"dedim. Cano bana baygın bir bakış attı. "Allasen sus! Şuradan doğru düzgün bir film aç bu ne ya ağlaya ağlaya içimiz dışımıza çıktı." dedi. Ve ben daha kalkmadan bilgisayardan Selena'nın ilk bölümünü açtı. "Bu iyi bunu izleyelim." dedi. Ve ben gözlerimi devirip Cano'nun yanaklarını mıncırmaya başladım.

~KÜÇÜK FARE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin