Multide: Hikayede geçen duvar.
****
Salonda ki tekli koltuğa oturmuştum. Bir yandan tırnaklarımı kemiriyor bir yandan da bacağımı hızlı hızlı sallıyordum. Ne yapacaktım ben ya suçsuz yere başıma bir bunun gelmediği kalmıştı. Döndüğümü nasıl öğrenmişti peki? Seda'nın söylemediğine adım kadar emindim. Tamam patavatsızın tekiydi ama bir şeyi söyleme dediysek asla söylemezdi. Hadi onu geçtim nasıl girmişti bu eve ya? Kapı aniden çalınca az kalsın olmayan çocuklarımın katili olacaktım. Her katil dendiğinde de aklıma Ediz Çağıran'ın gelmeside ayrı bir ironiydi tabi. Koşa koşa tabi biraz da korka korka gidip kapıyı açtım. Kapıda annemi ve dedemi görünce rahatladım. "Hoşgeldiniz." dedim. "Hoşbulduk." diye cevap verdi annem nefes nefese. Elindeki poşetleri yere attı ve "Taşı kız şunları mutfağa." dedi. Ben yerdeki poşetleri taşımaya çalışırken o "Kollarım koptu." diye söyleniyordu. Poşetleri mutfak masasının üstüne koyduktan sonra salona annemlerin yanına gittim. " Ee ne yaptınız bugün? " diye sordum. " Alışveriş yaptık kuzum. Sen ne yaptın? " diye sordu annem. "Ben de Seda'nın yanındaydım." dediğimde annemin sohbeti uzatacağını anladım ve yorgun olduğumu, uyuyacağımı söyleyip odama çıktım.
****
Tüm gece odama nasıl girebileceğini düşünüp uyuyamadım. Şimdi de deli gibi uykum vardı. Ama tepemde bağıran Seda uyumama izin vermeyecekmiş gibi görünüyordu. "Kızım kalksana bak bugün alemlere akacağız diyorum. Kalk hadi." dedi. " Ya ne olur Seda bak lütfen dün gece hiç uyuyamadım lütfen rahat bırak beni." dediğimde kolumu dürttü. " Neden uyumadın sen bakayım?" dediğinde " Güney'in odama bıraktığı paket yüzünden ve odama nasıl girebileceğini düşünmekten." dedim umursamazca. "Ohaa! Güney odana girip bir paket mi bıraktı? " diye bağırdı. Onaylayan birkaç mırıltı çıkardım ve daha rahat bir pozisyon aldım yatakta. "Senin burada olduğunu biliyor demek. Peki pakette ne vardı?" dediğinde derin bir nefes aldım, artık uykum falan kalmamıştı. " Bir kirazlı pasta." dedim bıkkınca. " Ee not falan yok muydu? " dediğinde ne cevap vereceğimi şaşırdım. " Vardı..." dedim. " Ne yazıyordu?" diye gözlerini kocaman açıp sorunca artık söyleyecek bir yalan arıyordum. Telefonumun zil sesi odayı doldurunca derin bir nefes aldım. Arayan:
Uğur böcüğüm♡♥
"Efendim."
"Ezgi lan biz kaybolduk ya."
"Uğur ne saçmalıyorsun? " Telefon el değiştirdi. Su'nun neşeli sesi duyuldu.
"Ezgi, bebeğim sen bakma aşkıma onun bu aralar kafası biraz karışık. "
"Ne aşkı ya ben bir şey anlamadım." Telefon tekrar el değiştirdi. Bu sefer Can'ın sinirli sesi duyuldu.
" Ezgi biz seni ziyarete geldikte kaybolduk. Eğer biraz daha bu iki amiple kalırsam katil olacağım." Can katil deyince Su arkadan "Ediz Çağıran." diye bağırdı.
" Tamam Cano nerdesiniz?" dediğimde Can heyecanla konuştu.
"Dur lan bir taksi durağı gördüm. Sen adresi mesaj at biz taksiyle gelelim."
"Tamam ben mesaj atarım." dedim. Telefonu kapattım ve Can'a adresi mesaj attım. "Ne olmuş?" diye Seda sorduğunda muzipçe sırıtıp "Bizimkiler geliyor." dediğimde Seda gözlerini devirip söylenmeye başladı. " Allahım geliyor yine başımın belası, kabuslarımın başrolü." dedi."Rüyalarında bile Can'ı gördüğünü kabul ediyorsun yani. " dediğimde masanın üstünde duran içi su dolu bardağı kafamdan aşağı boşalttı. " Kes sesini Ezgi!" dedi tıslarcasına. Ve bende sustum.****
Seda bahçede ki hamağa uzanıp gözlerini kapattı. Bende yere oturup sırtımı ağaca yasladım. " Seda?" "Hım." dedi uykulu bir sesle. "Şimdi bizimkiler gelecek ya..." kafasını bana doğru uzattı ve "Eee." dedi. Yutkundum ve "Cano ile aranı yapalım ya." kafama vurduğunda Su bahçe kapısından cırladı. " Seda dokunma Ezgi bebeğime." Seda'ya Küçük Emrah bakışı atıp Su'ya sarıldım. " Hoşgeldin Su bebeğim." Uğur Su'yu itip bana sarıldı. " Ezgi napıyon kız. Özledin mi Uğur Böcüğünü?" dedi kaşlarını kaldırıp indirerek. "Hiç özlemez miyim ben Uğur Böcüğümü?" Su , Uğur ile aramıza girdi. " Tamam yeter bu kadar. Fazla samimi olmayın." dediğinde güldüm. Can ellerinde bavullarla yanımıza geldi ve bavulları Uğur'un ayağının üstüne koydu. Uğur çığlık atıp Can'a küfür etmeye başladı. Can "İyi oldu lan sana. Sen bavulları taşımayıp kaçarsan böyle yaparım ben de." dedi. Can bana sarıldı. " Nasılsın? " "İyiyim sen?" Bakışları Seda'yı buldu. "Bu kızı görmeseydim daha iyi olacaktım." Seda o sırada Su ile sarılıyordu. Su Seda'dan ayrılıp onu Uğur'la tanıştırdı. Can Seda'ya bakıp "Senin ne işin var burda?" diye atarlanınca Seda Can'a dönüp "Sana ne." dedi. Can sonra Seda'nın giydiği şorta bakıp kaşlarını çattı. "Bu şort ne lan?" deyip Seda'nın üzerine yürümeye başladı. Burun buruna geldiklerinde Seda "Sana ne be. Sana mı soracağım ne giyeceğimi?" dedi. "Bana soracaksın lan. Mecbur muyum ben senin o çarpık bacaklarını görmeye?" Seda sinirle Can'ı itti. "Sensin çarpık bacaklı hayvan. Defol git! Sen daha çarpık bacak görmemişsin. Öküz!" dedi. Ve bahçeden çıkmadan önce bana dönüp "Sana mesaj atarım. " dedi ve cevap vermemi beklemeden bahçeden çıktı. Sinirle Can'a döndüm. "Niye böyle davranıyorsun kıza?" Kaşlarını çatıp bana baktı. "Görmedin mi lan giydiği şortu?" Sırıtmaya başladım. " Kıskandın mı?" Yutkunup gözlerini kaçırdı. " Ne kıskanıcam kızım onu. Ben sadece göz zevkimi bozuyor diye şey ettim." Sırıtmam kahkahaya dönüştü. " Ne ettin?" Sinirle bana döndü. " Ezgi bak çakıcam ağzının üstüne. Bir sus kızım!". " İyi tamam. Ben anlayacağımı anladım." Gözlerini kapatıp sinirle geri açtı. "Ne anladın abicim ne anladın?" Can böyle arada bana abicim falan derdi. Beni kız kardeşi gibi sahiplenirdi. " Sen Seda'dan hoşlanıyorsun." dedim bir çırpıda ve sokağa doğru koşmaya başladım. Can'da arkamdan koşuyordu ve beni yakalayınca bana yapacaklarını bağırıyordu. " Ezgi seni bir yakalıyım valla eşek sudan gelene kadar döveceğim seni." Koşmaya devam ederken mahallenin küçük çocukları da peşimize takılmıştı. "Can gelme ya peşimden. Yalan mı doğru söyledim diye kovalıyorsun beni." Arkama baktığımda aramızdaki mesafeyi kapatmak üzereydi. " Bak hâlâ konuşuyor. Kızım sussana insanlar yanlış anlayacak." Önüme döndüm ve koşmayı bıraktım. Can yanıma geldi ve kolumu tuttu. " Şimdi yakaladım seni küçük hanım." Ona cevap vermedim ve önümdeki duvara bakmaya başladım. Can da benim baktığım yere baktı ve sessizce bir küfür savurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KÜÇÜK FARE~
Fiksi RemajaYatağımın üstünde bulduğum siyah kutuyu elime aldım ve yavaşça kapağını açtım. Kalbimin ritmini vücudumun her yerinde hissedebiliyordum. Kutunun içinden çıkan kirazlı pasta anılarımın canlanmasına sebep oldu. Kapağın içine yapıştırılan kağıdı elime...