Spanish punk

88 6 16
                                    

Geciktiği için gerçekten çok üzgünüm... Bir daha olmayacağının garantisini veremem ama elimden geleni yapmaya çalışacağım.

Bölüm şarkısı: Ajda Pekkan- Bambaşka biri

Dinleyerek okuyun ve hikayeyle ne kadar uyumlu olduğu konusunda bana hak vereceksiniz :)

Bu arada ister hikaye ister benimle ilgili olsun bana soru sormak isterseniz; http://ask.fm/cglay

İyi okumalar ^_^

2011

"Nasıl yani?! Seni öptü mü?!" 

Adalia'nın sesi gereğinden oldukça fazla bir şekilde yüksek çıktığından, avucumla ağzını kapattım. Birkaç kişi başlarını bizim masamıza doğru çevirdiğinde onlara sevimsizce gülümseyip tekrar boşboğaz Adalia'ya döndüm. Yavaşça elimi çektiğimde ona biraz daha yaklaşıp fısıldadım. 

"Sessiz olur musun? Neredeyse tüm okul duyuyordu." 

Bakışlarını okulun en kalabalık bölgesi olan kantinde gezdirdikten sonra tekrar bana döndü. Yüzündeki ifadeden bir şey anlamak en az Diego'nun bana aşık olması kadar zordu. Tamam beni öpmüştü ancak bu hiçbir şeyi açıklamıyordu ki. Hem ertesi günü pişman olması ve üzgün olduğunu söylemesi de cabasıydı. 

"Beni öptü de ne demek? Francesca, sen aklını mı kaçırdın?" diye sordu hayret dolu bir sesle. "Bunu sana yapmasına nasıl izin verirsin?" 

Seslice yutkunup bakışlarımı kaçırdım. Eğer Adalia'nın böyle sert tepki vereceğini bilseydim, ona söylemek gibi bir hata yapmazdım. Ancak birine söylemem gerekiyordu ve en yakın arkadaşım bunun için en uygun kişiydi. 

"Sakin olur musun? Beni sana söylediğim için pişman etme lütfen." dedim bıkkın bir ses tonuyla. 

Korkuyordum. Çünkü eğer Adalia'yı birazcık bile tanıyorsam Diego'yu ilk gördüğü yerde ona hesap soracaktı. Beni düşündüğünü biliyordum ancak ne kadar utanç verici bir şey olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu.

Gözlerini devirip yarısı yenmiş tostunu yemeye devam etti. Arjantin gibi bir ülkede başka hangi kızın başına böyle bir gelmişti, merak ediyordum. İlk aşkım tarafından, ilk öpücüğümü alıyordum ama o anında pişman olmuştu. Okulun zil sesi oldukça büyük olan kantinde yankılandığında hala dalgın dalgın Diego'yu düşünüyordum. 

Ondan çok fazla bir şey beklemiyordum ki. Sadece benim onu sevdiğim gibi sevmesini istiyordum. Güzel yeşil gözleri bana aşkla baksın, kalbinin ritmi sadece beni gördüğünde değişsin istiyordum. Güzel gülümsemesini benden başka hiçbir kız görmemeliydi. 

"Francesca?!"  

"Hmm?" 

Başımı kaldırdığımda Adalia'nın kitaplarını hızla çantasına yerleştirmeye çalıştığını gördüm. "Ne duruyorsun?" diye sordu aceleci bir tavırla. "İspanyolca sınavına geç kalacağız." 

Dalgın halimden kurtulmak için hızla başımı sallayıp, ayağa kalktım. Ben masadaki çöpleri toparlarken Adalia çoktan sınavın yapılacağı sınıfa girmişti bile. İspanyolca'dan kalacağımı biliyordum. 

Ama umrumda değildi. 

***

Sınavım kelimenin tam anlamıyla berbat geçmişti. Sırf kağıdımı boş vermemek için bir şeyler karalamıştım ancak hiçbiri kayda değer değildi. Bayan Creus en yakın zamanda benimle ciddi bir konuşma yapacaktı fakat dediğim gibi umrumda değildi. 

Clumsy Girl // DiecescaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin