Ölümle İlk Randevu

203 10 2
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi lütfen unutmayın.Teşekkürler...

Oldu olası soğuktan hoşlanırdım ama etrafıma baktığımda normal insanların bundan pek hazzetmediğini anladım.Gayet doğal diye düşündüm pek normal sayılmazdım.Ama ben bile neden bu havada dışarıda olduğumu merak etmekten kendimi alıkoyamadım.Sonra biraz alışveriş yapmak, evden kaçmak için, dışarıya çıktığımı hatırladım.

Alışveriş merkezine girip girmemek arasında tereddütte kaldım ama içeriye girdim. Yüzüme sıcak hava çarptığında biraz ürperdim ve meraklı bakışlar altında kapşonumu çıkarıp reyonların arasına daldım.Neden sürekli bana bakarlar ki diye düşündüm ama bu her zaman olurdu yüzümdeki yara izinden kaynaklı olmalıydı.Bir an önce alışverişi tamamlayıp kendimi dışarının soğuk kollarına atmak istiyordum.Tam o anda birinin omzuma dokunduğunu hissettim, arkama döndüğümde gök mavisi gözlerle karşılaştım biraz ürkmüştüm ama o sıcacık gülümseme bu histen hızla uzaklaşmamı sağladı.

"Lütfen şu bisküvi kutusundan 2 tane uzatabilir misiniz?" diye sordu güzel kız.

Benim yaşlarımda olmalıydı, boyu da en üst rafa, biraz zorlansada, ulaşabileceği kadar uzundu.

"Neden kendin almıyorsun?" diye sormadım tabikide.Kız beni gerçekten etkilemişti.

Uzun kollarımla rahatlıkla 2 kutu alıp kıza uzattım.Kız teşekkür edip yine o sıcacık gülümsemesini takındı ve uzaklaştı.

Alacaklarımı aldıktan sonra parasını ödemek için kasaya yöneldim.Aldıklarımın parasını öderken arkamda tehditkar bir varlık hissettim, döndüğümde dev gibi bir adamla göz göze geldim.Boyum 1.84 olmasına rağmen adamın yanında cüce gibi kalıyordum, adam en az 2 metre olmalıydı.Parayı ödedikten sonra hızla marketten çıktım ve kapşonumu geçirdim ama adam hala arkamdan gelmeye devam ediyordu.

Kavgadan hiç hoşlanmazdım ama kendimi korumaktan da çekinmezdim.Bir sorun çıkmamasını umarak ara sokaklara yöneldim, burada adamdan daha hızlı uzaklaşabilirdim.Tam o sırada önüme bir kedi fırladı ve mecburen durakladım aynı anda adamın dev elini yine omzumda hissettim.Hışımla dönerek adama dik dik baktım.Ama adamın kötü bir niyeti yok gibiydi.

"İyi misin evlat?Markette cüzdanını unuttun, arkandan seslendim ama beni duymadın galiba." dedi ve cüzdanı uzattı.

Teşekkür edip cüzdanı aldım.Ve yürümeye devam ettim.Biraz ilerledikten sonra "İmdat!!!" benzeri gürültüler duydum.Arkamdaki ara sokaklardan birinden geliyor olmalıydı.Sesi dinleyerek, gürültünün kaynağına gittiğimde dev adamın kanlar içinde yerde yattığını gördüm.Önünde benden kısa, sıska bir adam duruyordu.Devi o bedenle nasıl yere serdiğini düşündüm ama benim de bedenimden beklenmeyecek kuvvette olduğum düşünülecek olursa bu pek de garip sayılmazdı.Sıska adam hala beni görmemişti bu uzaklaşmak için iyi bir fırsattı tam gidecekken vicdanım buna el vermedi ve adama doğru koşmaya başladım olan gücümle sıska adama omuz attım ama bu nafile bir çabaydı.Bir kaç metre geriletmeme rağmen ayağı yerden bile kesilmemişti.Sırtımda inanılmaz bir ağrı hissettim sanki üstüme 200 kiloluk bir ağırlık düşmüştü, sonra aniden mideme gelen yumrukla havalandım ve bir kaç metre uzağa düştüm.Evet bir kaç metre bu gerçekten de garipti.

Yerden kalkmak istemiyordum ama bu kuvvetteki bir adam beni yerde kolaylıkla öldürebilirdi.Zorlukla ayağa kalktım, yüzüme gelen yumruk son anda kaldırdığım gardımda patlamıştı.Kendimi koruyamamış olsam bu yumruk beni öldürebilirdi bile.Yine geriye savrulmuştum ama bu sefer ayaktaydım içimde kabaran öfkeyi hissettim normalde olsa öfkelenmelyi asla istemezdim ama bu şimdi gerekliydi.Öfkelenince fiziksel olarak üst düzeylere çıkardım, acı hissetmezdim ama bunun yan etkisi olarak kontrolümü kaybederdim.Ciddi zararlar verebilirdim.Bu durumda öfkelenmem en iyisi olabilirdi.En azından yaşamak için bir umudum olurdu.Hiç bir şey umrumda değildi, tek umrumda olan o adamın yüzüne sağlam bir yumruk patlatmaktı.Adam üstüme doğru hızla gelip büyük bir tekme savurdu tekmeden son saniyede sıyrılıp bacağı kavrayabilmiştim ki bir vücut darbesi beni benden aldı, bu öncekilerden çok daha güçlüydü ama beklediğim kadar canımı yakmadı.Öfkemin sayesinde canım yanmamış olmalıydı.Yumruğa dayanıp bacağı çevirdim, gelen "Çat" sesi kırıldığının bir göstergesi olmalıydı.Adam acıyla yüzünü buruşturduğunda bekledigim fırsat elime geçmişti, son gücümle yumruğu savurdum ama yumruk havayı büyük bir sesle yarmaktan başka işe yaramadı.Güçlü bir tekme beni uzağa yollamıştı ama yine ayaktaydım öfkeden kudurmuş halde,

"Ölecekte olsam bu adama bir yumruk indirmeliyim."diye kendi kendime fısıldadım.

Adam hala ayakta olmama şaşkındı ama keyifli olduğu da yüzünden anlaşılıyordu.

"Bence bu şimdi sona erecek." diye tısladı.

Ben cevap veremezdim kalan son gücümü toparlamalıydım.Arkamdaki duvardan destek alarak ok gibi ileri fırladım, aradaki mesafeyi hızla katediyordum.Adam gülümseyerek bir fısıltı halinde,

"Sen de bizdensin." dedi.Bu dediği son şey olmuştu çünkü amacıma ulaşmıştım adamın yüzü kana bulanmıştı ama bundan hiç rahatsızlık duyuyor gibi değildi.Göğsüme gelen diz darbesi de ayağın kırılmadığını gösteriyordu.Sonra beni kaldırıp duvara şiddetle çarptı, artık öleceğimden emindim.

Ne acıydı ama...Hep havalı bir şekilde öleceğimi düşünürdüm ama demek ki gerçekler hep istediğiniz gibi olmuyordu.Pis bir ara sokakta, tanımadığım bir adamı kurtarmak için yine tanımadığım bir adamla dövüştükten, üstelik yenildikten sonra,rezil bir şekilde ölüyordum.Aslında bu aşağılık hayattan kopma fikri fena sayılmazdı ama yapmak istediğim daha bir çok şey, korumam gereken birileri vardı.Bu benim gözlerimi açmamı sağlayan güçtü.Doğrulmaya çalıştım yapamadım.Hayatım gözümün önünden geçiyordu, demek ölmeye ramak kalmışken bu gerçekten oluyordu.Sadece uyumak istiyordum.İlk defa sıcağı soğuğa tercih ediyordum.Kafamın altındaki sıcak birikinti kendi kanım olmalıydı kendimi uykunun sıcacık kollarına bırakacakken bugün gördüğüm güzel kız aklıma geldi.Kendimi gülümsemekten alıkoyamadım kollarımı yana doğru açıp yıldızları seyretmeye başladım.Bir yıldız kaymıştı ve benim yaşama süremde sona ulaşmak üzereydi.Karanlık ve bilinmezlerle dolu gökyüzü bana daha önce hiç görmediğim kardeşimi hatırlatmıştı.Evet o benim kardeşimdi ve ben onun varlığını daha yeni öğreniyordum.Onun var olduğunu öğreneli bir kaç saat geçmişti daha. Onu bulmalıydım, onun için yaşamalıydım.Bu beni tetikleyen şey olmuştu.Ayağa kalkmaya çalıştım ama bu çok zordu.Dizlerimin üstündeydim eğer ölürsem dizlerimin üstünde ölmek istemiyordum.Ayağa güçlükle kalktım her yerim ağrıyordu.Nefes almakta zorlanıyordum.Göğüs kafesim içine çökmüş olmalıydı.Gözlerimi açık tutmak için büyük çaba harcıyordum, elimdeki son çabayı...Ama gözlerim kararırken gördüğüm son şey o lanet gülümseme olmuştu.Yere yine sıcak kanımın içine düşmüştüm.Artık benim için bir gelecek yoktu...

Soğukların İçindeki ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin