Ölümün Kıyısından

81 4 0
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi lütfen unutmayın.Teşekkürler...

Tüm kavgayı binanın çatısından izlemişti.Çocuk yaşıtlarına göre hatta normal bir insana göre oldukça hızlı ve güçlüydü.Tepki süresi, refleksleri mükemmel derecedeydi.Bu kadar dayanabilmiş olması da ilginçti her ne kadar dayanıklı olursa olsun sonuçta o daha bir çocuktu.Bütün vücudu kızıla boyanmışken hala saldırmaya devam ediyordu.Elinde olmadan azmine hayran kaldı. Çocuğun eğer şimdi ölmeyecek olsa bir canavara dönüşebileceğini düşündü ama ne yazık ki şimdi ölüyordu.En azından kendiliğinden ölmesi gerektiğini düşündü nasıl olsa bu ara sokakta, bu durumda yaşayacağı sadece birkaç dakikası olmalıydı.Son darbe vurulmadan önce çatıdan emir verdi "Bu kadar yeter Kev!" diye gürledi.Kev denen adam patronuna bakıp yukarı çıktı ve çatıların üstünden hızla ana sokağa doğru ilerlediler.Kalabalığın arasına karıştılar.Tam o anda yağmur yağmaya başlamıştı, sanki gök delinmişti de çocuğun yaşamının sona erecek olmasına ağlıyordu.Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında dev adam sonunda uyanabilmişti.Başından kan damlıyordu, kafası çatlayacakmışcasına ağrıyordu ama etrafına baktığında kan birikintisinin içinde yatan çocuğu gördü.Dayak yemekten olduğu belli olan izleri vardı demek ki Kev ile dövüşmüştü "Aptal çocuk, hayatının böyle sona ereceğini eminim düşünmemiştir." dedi kendi kendine, ama olan olmuştu.Ayağa kalkıp çocuğun yanına dikildi.Kendi hayatını yoksayıp başkasının hayatını kurtarmayı seçen çocuğa imrenerek baktı.Aslında gerçekten yakışıklı bir çocuk sayılırdı ama yara izi onu tehlikeli biri gibi gösteriyordu.Bunun pek bir önemi kalmamıştı, Ölüm bütün güzellikleri bilinmeziyle gizlerdi sonuçta.Arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.

O Sırada...

Sokağın yakınlarından geçmekte olan bir grup genç şakalaşıyordu."Neden bizimle sinemaya gelmiyorsun Amy ?Hem belki bugünkü o çocuğu da görürsün fena mı olur ?" dedi Natalia muzip bir şekilde.Amy'nin utançtan yanakları kızarmıştı, bunu farkeden James "Hadi ama Natalia, Amy'i rahat bırak." dedi. Carol da kendine bunun yanlış olduğunu bakışlarıyla anlatıyordu.Amy utangaç bir kız sayılmazdı ama böyle durumlar utanç verici olabilirdi.Natalia peki dermişcesine omuz silkti.Amy biraz rahatlamıştı arkadaşlarına "Size iyi eğlenceler, benim eve gitmem gerek." dedi.James "Bu saatte tek başına gitmene izin veremem kızları sinemaya bıraktıktan sonra seni eve bırakabilirim.Tabi beni biraz beklersen." diye teklifte bulundu.Amy bunu kabul etmek istemesede bu saatte yalnız dolaşmak tehlikeli olabilirdi, mecburen "Peki" dedi. Arkadaşlarının uzaklaşmalarını izledi.Ne kadar bekleyeceğini merak ediyordu ama yalnız gitmektense beklemek daha iyiydi.Sırtını kuru bir binanın duvarına yaslayıp beklerken, gözü yıldızlara takıldı çok güzel görünüyorlardı.İstemsizce gülümsedi, ama yanındaki ara sokaktan hızla geçen dev silüet gülümsemesini yarıda kesmesine neden oldu.Adamın başından akan kırmızı sıvının ne olduğunu kestiremesede kan olduğunu düşünüp ürperdi.Sonra tekrar gülümsemeye başladı muhtemelen yorgunluktan zihni ona oyun oynuyordu.Beklemeye başlayalı 10 dakikadan fazla olmuştu artık sıkılmaya başlamıştı, acaba James daha ne kadar geç kalacaktı?Ama aklındaki tek düşünce bu değildi.Ara sokaktan çıkan dev adamın orada neler yaptığını da düşünmekten kendini alıkoyamadı.Hemen bakıp buraya geri dönebilirdi.Hem en fazla ne olabilirdi ki ?Ara sokaklarda ilerlemeye başladığında bunu neden yaptığını kendine sormadan edemedi, ama sokağı nerdeyse yarılamış olmalıydı biraz daha gitmekten zarar çıkmazdı.Ne de olsa bakıp geri dönecekti.Etrafı gittikçe kararmaya başladığında kalbinin sesini dahi duyabiliyordu.Çılgınca atıyordu.Sokağın sonuna doğru yerde yatan birini gördü muhtemelen bir evsizdi hiç bulaşmamak en iyisiydi ama altında yine o gizemli, kırmızı sıvı vardı ve artık emindi bu Kandı.Aklına ilk gelen bunu kimin yaptığıydı.Dev adamdan başkası olamazdı, çünkü başka birini görmemişti.Çocuğun yanına koşarken hala yaşıyor olması için dua ediyordu.Çocuğun saçları kan ve çamurla yapış yapış olmuştu.Yüzündeki saçları kenara çektiğinde onun bugün gördüğü çocuk olduğunu hatırladı, tabi yara izi ile unutulması pek kolay değildi.Hala yaşıyor gibiydi tabi buna yaşamak denirse iki kolunun ve göğsündeki pekçok kemiğin kırıldığını hemen anlayabilmişti.Babanızın ve annenizin doktor olmasının size kazandırdığı pek çok özellikten biriydi bu.Hemen ambulansı çağırması gerekiyordu ama o telaşla bunu unutmuştu.Arkasından yaklaşan adamı fark etmedi.Ne kadar da savunmasız görünüyordu.İstese onu hemen burada öldürebilirdi ve bunu kimse farketmezdi bile.Ne yazıkki bunun için henüz çok erkendi.Zavallı küçük kız ölümle pençeleşen tanımadığı birinin başında çaresizce bekliyordu ne kadar da hüzünlü değil mi diye bir saniye olsun düşünmemişti.Yavaşça kızın omzuna dokundu.Amy omzuna dokunanın katil olduğu düşüncesiyle hemen ele sertçe vurdu ama elin sahibinin James olduğunu görünce rahatladı."Üzgünüm James sen olduğunu anlayamadım." dedi. James elini ovalıyordu "Gerçekten canımı yaktın Amy.Senin bu ara sokaklardan birine girdiğini görünce bende senin peşinden gelmiştim seni bu kadar korkutan da nedir ?" dedi.Amy korkuyla yerde yatan çocuğu gösterdi."Onu kurtarmalıyız James ölmek üzere." dedi.James çocuğu sırtına alıp yürümeye başladı bir taksi bulup hemen hastaneye gitmeleri gerekiyordu.Amy bir taksi çağırıp kapısını açtı ve James içine ilk önce çocuğu koyduktan sonra taksiye bindi, Amy öne oturmuştu.Taksici şaşkındı kanlar içindeki çocuğu görünce "İndirin şu çocuğu benim arabamdan döşemeleri daha yeni değiştirdim." dedi.James öfkeyle gürledi "Şu lanet olası taksiyi hemen hastaneye sür." Amy çok korkmuştu daha önce James'i hiç böyle görmemişti.Taksiciye baktığında onun da korktuğunu ve James'i dinleyeceğini anladı.Hızla hastaneye vardıklarında James aynı hızla çocuğu acile soktu. Acildekiler durumu anlamıştı çocuğu hemen bir sedyeye koyup ameliyathaneye doğru götürmeye başladılar hemşirelerden birinin soru soracağını anlayan James "Hiçbir şey bilmiyoruz." dedi.Amy'nin telefonu çalıyordu ama konuşabilecek durumda değildi şok geçiriyor olmalıydı.James Amy'nin elini tuttu ve "Her şey düzelecek." dedi.Doktorlar bir şeyler söylüyordu ve bunu ilk anlayan yine James oldu. Çocuk çok kan kaybetmişti ve acil kan gerekiyordu ve şansa bakın ki James'in kan grubu gereken kan grubuydu.James geri döneceğini söyleyerek hızla hemşirelerden birinin gösterdiği odaya girdi.Amy artık olanlara yetişemiyordu her tarafı kan ve çamurla kaplanmıştı üstüne, ıslanmıştı ve üşüyordu.Gözleri kararmaya başladı ve son gördüğü şey hastanenin beyaz tavanı olmuştu.

Soğukların İçindeki ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin